MAHKEMESİ : Marmaraereğlisi Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 24/01/2013NUMARASI : 2011/136-2013/10Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. Y.. A.. ile davalılar vekili Av. A.. C.. ve ihbar olunanlardan M.. H.. vekili Av..... gelmiş, diğer ihbar olunan taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Taraflar arasındaki uyuşmazlık; arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali tescil ve alacak istemine ilişkindir.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre; davalı arsa sahipleri murisi ile davacı yüklenici arasında 29.03.1995 tarihli sözleşme imzalandığı, inşaat ruhsatının 24.09.1996 tarihinde alındığı, ancak taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı için Maliye tarafından 29.11.1996 tarihinde tapu iptali, müdahalenin önlenmesi ve kâl davası açıldığı ve yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilip, muris adına olan tapu kaydının iptaline, müdahalenin önlenmesine ve taşınmaz üzerindeki yapıların kaldırılmasına karar verilip, kararın 13.12.2004 tarihinde kesinleştiği, sözleşmenin imzalanmasından sonra meydana gelen ifa imkansızlığı nedeni ile tapuya tescilinin mümkün olmadığı, bu durumun mahkeme kararına dayandığı için arsa maliklerine yüklenecek bir kusurun bulunmadığı, tapu kaydına 10.12.1996 tarihinde ihtiyati tedbir kararı konulduğu, davacı yüklenicinin bu hususu bilmesi gerektiği, davacının inşaata devam etmesi sonucu oluşan zarardan davalılara atfedilecek bir kusurun bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Taraflar arasında 29.09.1995 tarihli 10054 yevmiye numaralı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmış olup, 24.09.1996 tarihinde yapı ruhsatı alınarak inşaata başlanmıştır. Bunu takiben Marmaraereğlisi Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1997/27 E. sayılı dosyası ile Hazine tarafından arsa sahibi aleyhine sözleşme konusu parselin kıyı kenar çizgisinde kaldığından bahisle tapu kaydının iptali, taşınmaza yönelik müdahalenin men'i ile kâl isteminde bulunulmuş, mahkemece davanın kabulü ile kıyı kenar çizgisi içinde kalan taşınmazın tescil harici bırakılmasına, 17.05.2004 tarihinde karar verilmiş ve karar 31.03.2005 tarihinde kesinleşip bu husus 28.03.2007 tarihinde tapuya işlenmiştir.Sözleşme konusu parselin tapu kaydında ise 10.12.1996 tarihinde şerh edilen bir ihtiyati tedbir kararının bulunduğu görülmekte ise de, anılan tedbir kararının hangi dava dosyası ile ilgili olduğu ve hangi hukuki sebeple ve kimin lehine konulduğu anlaşılamamaktadır.Mahkemece, Hazine tarafından açılan tapu iptali davasında anılan tedbir kararının konulduğu ve yüklenicinin bundan haberdar olduğu benimsenerek hüküm kurulması yoluna gidilmiş ise de, dosya kapsamındaki belgelerden yukarıda izah edildiği üzere mahkemece ifade edilen ilişki tespit edilememiştir. Bilindiği üzere, 6098 sayılı TBK'nın 136. (818 sayılı BK'nın 117.) maddesi uyarınca borcun ifası, borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkansızlaşır ise borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkansızlık sebebi ile borçtan kurtulan borçlu karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlüdür. Borçlu ifanın imkansızlaştığını, alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür.Şu halde, uyuşmazlık konusunun TBK'nın 136. (BK'nın 117.) madde hükmü çerçevesinde değerlendirilerek, bu arada tapu kaydında görülen 10.12.1996 tarihli ihtiyati tedbir kararının tarafları, konusu ve sebebi araştırılıp eldeki davayla bağlantısı tespit edildiği takdirde ilgili bedeliye başkanlığındaki yapıya ait imar, iskân dosyası getirtilmek sureti ile yüklenicinin imkansızlık halinden ve bilhassa ihtiyati tedbir kararından haberdar olup olmadığı tespit edilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir.Değinilen hususlar dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.