Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4153 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 563 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 16/04/2013NUMARASI : 2011/150-2013/136Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ile katılma yoluyla davacı vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, davalı alacaklının borçlu G. Ö. hakkında başlattığı icra takibi kapsamında aracının satıldığını ve paranın paylaştırılması için 25.12.2009 tarihinde sıra cetveli düzenlendiğini, müvekkilinin alacakları nedeniyle borçlu hakkında İstanbul 14. İcra Müdürlüğü'nün 2009/21428 ve 2009/22296 E. sayılı dosyaları ile takip yapıldığını, 2009/21428 E. sayılı icra takibinin sıra cetvelinin beşinci sırasında olduğunu, diğer icra dosyasının kesinleşmesine rağmen, sıra cetvelinde bulunmadığını, sıra cetvelinin birinci sırasında olan davalı alacaklının muvazaalı takip başlattığını, takip tarihinin 22.04.2009 olduğunu, aynı gün ödeme emri tebliği ile bütün sürelerden feragat edildiğini, takip miktarının 450.000,00 TL olduğunu, borcun karşılığında 34 .. plakalı aracın haciz ve muhafazasının istendiğini, buna da borçlu tarafından muvafakat edildiğini, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ileri sürerek, paranın müvekkilinin her iki icra dosyasında bulunan alacakları yönünden ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkili ile borçlu arasında 06.03.2009 tarihli oto satış sözleşmesi düzenlendiğini, 450.000,00 TL'nin borçluya verildiğini, bu miktar alacağın ödenmesi zor olduğundan icra takibi kapsamında borçlunun hacze muvafakat ettiğini ve sürelerden vazgeçtiğini, davacının iddialarının soyut olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; sıra cetvelinin birinci sırasında yer alan davalı alacağının muvazaalı olduğu, davalıya isabet eden meblağdan davacının İstanbul 14. İcra Müdürlüğü'nün 2009/21248 E. sayılı dosyasına ödeme yapılması talebinin hukuka uygun olduğu, İstanbul 14. İcra Müdürlüğü'nün 2009/22296 E. sayılı takip dosyasında 34... plakalı araç üzerine haciz konulmaması nedeniyle bu dosyaya ödeme yapılamayacağı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, İstanbul 14. İcra Müdürlüğü'nün 2009/21428 Esas sayılı dosyasında takip miktarı kadar meblağın davalıya isabet eden paydan öncelikle ödenmesine karar verilmiştir. Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2) Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden;Dava, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz istemine ilişkindir.Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır. Bunun için muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır. Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü davalı alacaklıdadır. Davalı, alacağın varlığını ve miktarını takipten önce düzenlenen belgeler ve usulüne uygun diğer delillerle ispatlamalıdır. Muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı olduğu ileri sürülen alacağın, kendisinden mal kaçırıldığı iddia edilen alacaktan daha sonra veya yakın tarihlerde doğmuş olması, diğer anlatımla kural olarak muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerekir.Davalının alacaklı olduğu Bakırköy İcra Müdürlüğü'nün 2009/7830 E. sayılı icra dosyasında, davalı alacaklı tarafından, borçlu G. Ö. hakkında 22.04.2009 tarihinde ilamsız icra takibine geçildiği, borçlunun aynı gün icra dairesine gelerek sürelerden feragat ederek ödeme emrini tebliğ aldığı, aynı gün bedeli paylaşıma konu araç üzerine haciz konulduğu, borçlunun sürelerden feragatinin üçüncü kişiler yönünden hüküm ifade etmemesi nedeniyle icra takibinin, yasal itiraz süresinin sonu olan 29.04.2009 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.Davacının alacaklı olduğu İstanbul 14. İcra Müdürlüğü'nün 2009/21248 Esas sayılı dosyasında, davacı alacaklı tarafından, dava dışı G... Aydınlatma Sıvama Armatür San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında 15.06.2009 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus yolla takibe geçildiği, bedeli paylaşıma konu aracın maliki G. Ö. 16.06.2009 tarihinde icra kefili olduğu, icra emrinin ise kendisine 23.06.2009 tarihinde tebliğ edildiği, araç üzerindeki haciz tarihinin ise 21.07.2009 olduğu anlaşılmıştır.Davacı alacaklının takip dosyasında, G. Ö. 23.06.2009 tarihinde borçlu sıfatını almış olup; resmi şekle dönüşen bu tarih, davalının takip ve kesinleşme tarihinden sonradır. Bu durumda, muvazaalı olduğu iddia edilen alacağın, davacının alacağından daha önce doğmuş olduğu, muvazaa koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.3- Kabule göre; davanın kabulü halinde bu tür davalarda kıyasen uygulanan İİK'nın 235/3. maddesi uyarınca sıra cetvelinde davalıya ayrılan satış bedelinin yargılama giderleri de dahil olmak üzere öncelikle davacıya tahsisine, artan para olması halinde davalıya verilmesine karar verilmesi gerekir. Sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hüküm, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğurur ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulmalıdır. Mahkemece, eda hükmü kurulmuş ise de, hüküm fıkrasının 1. bendinde geçen "Davanın İstanbul 14. İcra Müdürlüğü'nün 2009/21428 Esas sayılı dosyası yönünden kabulü ile bu dosyadaki davacı alacağının, Bakırköy 13. İcra Müdürlüğü'nün 2009/7830 Esas sayılı dosyasında davalıya isabet edecek paydan öncelikle alınarak davacıya ödenmesine" ibareleri anılan hükme uygun olmadığı ve karşılamadığı gibi, infazda tereddüt doğuracak nitelikte olup, bunun yerine, "hüküm fıkrasının 6. bendinde yer alan yargılama gideri ile 4. bendinde hükmedilen vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacının alacaklı olduğu İstanbul 14. İcra Müdürlüğü'nün 2009/21428 Esas sayılı dosyasına tahsisine, artan kısım bulunması halinde davalıya verilmesine" ibarelerinin yazılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, davalıdan peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 29.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.