Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4150 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6127 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların reddine yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen davalarda davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl ve birleşen davada davacı vekili avukat ... gelmiş olup, başka gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Asıl ve birleşen davada davacı vekili, müvekkili ile dava dışı ...Kooperatifi arasında 27.11.1998 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, adı geçen kooperatifin üyesi olan davalıların, daireler 01.11.2010 tarihine kadar teslim edilmediği takdirde müvekkiline ayrı ayrı 150.000,00 TL cezai şart ödemeyi taahhüt ettiklerini, daireler belirlenen tarihte teslim edilmediğinden, her bir davalı hakkında cezai şart alacağının tahsili amacıyla icra takipleri başlatıldığını, davalıların icra takiplerine karşı haksız olarak itiraz ettiklerini ileri sürerek, itirazların iptali ile takiplerin devamını ve %40 icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir. Asıl ve birleşen davalarda davalılar vekili, anılan tahhütnamelerin kooperatif adına imzalandığını, müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceğini, öte yandan resmi şekil şartına uygun olarak düzenlenmediğinden bu tahhütnamelerin geçersiz olduğunu savunarak, davaların reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, taraflarca imzalanan “TAAHHÜTNAME” başlıklı belgelerde süresi içerisinde dairelerin teslim edilmemesi halinde arsa sahibi davacıya 150.000,00 TL ödeme yapılacağının taahhüt edildiği, davacı ile dava dışı kooperatif arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yasal düzenlemelere uygun olarak noterde düzenleme şeklinde tanzim edilmiş ise de, bu sözleşmeyi tadil eden, yüklenici açısından sözleşme koşullarını ağırlaştırıcı nitelik taşıyan “TAAHHÜTNAME” başlıklı belgelerin adi yazılı şekilde düzenlendiği, bu haliyle TBK'nın 13. maddesine aykırı olarak tanzim edilen bu belgelerin geçerli olmadığı, bu belgelere dayalı olarak başlatılan icra takiplerinin yasal dayanağının bulunmadığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir. Kararı, asıl ve birleşen davalarda davacı vekili temyiz etmiştir. 1) Asıl ve birleşen davalar, taahhütname başlıklı belgelere dayalı olarak başlatılan icra takiplerine vaki itirazın iptali istemlerine ilişkindir. Asıl ve birleşen davalara konu üç ayrı taahhütname incelendiğinde, davalıların, üyesi ve yöneticisi oldukları yüklenici kooperatif tarafından, arsa sahibi davacıya düşen dairelerin 01.11.2010 tarihine kadar teslim edilmemesi halinde, davacıya 150.000,00 TL ödemeyi kabul ve taahhüt ettikleri anlaşılmıştır. Bu taahhütler nitelikleri ve içerikleri itibariyle TBK'nın 128. maddesi uyarınca üçüncü kişinin fiilini üstlenmedir. Mahkemece, söz konusu taahhütler, davacı ile dava dışı kooperatif arasındaki 27.11.1998 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini tadil eden, onun eki niteliğindeki sözleşmeler olarak değerlendirilerek, TMK'nun 706., TBK'nın 237., Tapu Kanunu'nun 26. ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri gereğince resmi şekle uygun yapılmadığından geçersiz oldukları sonucuna ulaşılmış ise de, bu sözleşmelerin tarafları ve konuları farklı olup, dava konusu taahhütnameler arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden bağımsız ayrı birer sözleşme niteliğindedir. Bu itibarla, geçerlilikleri de TBK'nın 12/1 ve 128. maddeleri uyarınca herhangi bir şekil koşuluna bağlı bulunmamaktadır. Bu husus gözetilmeksizin yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.2)Bozma nedenine göre, asıl ve birleşen davalarda davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davalarda davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl ve birleşen davalarda davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan asıl ve birleşen davalarda davacı yararına takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin, davalılardan tahsiline, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.