Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4061 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 707 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : Salihli İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 24/12/2013NUMARASI : 2013/174-2013/393Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Şikayetçi vekili, müvekkilinin alacağının 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 21. maddesi gereği ilk haciz sahibi olarak 1. sırada bulunan alacaklı F.. U..'ın alacağına garameten iştirak etmesi gerektiği halde, sıra cetvelinde pay ayrılmamasının yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir.Şikayet olunan, cevap vermemiştir.Mahkemece, iddia, takip dosyaları ve tüm dosya kapsamına göre; Salihli 1. İcra Müdürlüğü'nün 2010/2822 E. Sayılı takip dosyasında 22.05.2013 tarihli sıra cetveline konu satış bedelinin satış masrafları düştükten sonra bakiye paranın öncelikle ipotek alacaklısına ödendikten sonra, sıra cetvelinin 1. sırasında bulunan F.. U.. ile ikinci sırada bulunan Mesir Vergi Dairesi'nin 2012/13002 no'lu dosyaları arasında garameten paylaştırıldığı, 6183 sayılı Kanun'un 69/2. maddesi gereğince birden fazla kamu alacaklısı varsa öncelikle ilk sıradaki kamu alacağının tahsil edileceği, sıra cetvelinin yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir.Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir.Şikayet sıra cetvelinde sıraya ilişkindir.Haciz yolu ile takiplerde bedeli paylaşıma konu malın satış tutarı bütün alacaklıların alacaklarını karşılamaya yetmezse, bir sıra cetveli düzenlenir. Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetvelinde kural, alacaklıların haciz tarihlerine göre sıralanmasıdır. Bunun için ilk kesin haciz sahibi alacaklı ve buna iştirak edebilecek diğer alacaklılar belirlenerek hacze iştirak dereceleri oluşturulur. İlk haciz kamu alacağı için konulmuş olan haciz ise, bu alacağa kamu alacağı sahibi olmayan alacaklıların iştiraki de mümkün değildir. 6183 sayılı Kanun'un 69. maddesindeki koşullar varsa kamu alacağı sahibi olan bir alacaklı başka bir kamu idaresi tarafından konulan kamu alacağının haczine iştirak edebilir. Zira, İİK'nın 100. maddesi, 268/1. madde hükmünde yer alan istisna dışında, ancak bu kanuna göre yapılan icra takipleri bakımından uygulanabilir. Diğer bir anlatımla, anılan 100. maddedeki düzenleme ile kamu alacaklarının takip ve tahsili için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun hükümlerine göre konulan hacizlere iştirak, kural olarak mümkün değildir. İlk haciz kamu alacağı için konulmuş bir haciz değil ise bu hacze kamu alacağı, koşulları olmuş ise iştirak edebilir. 6183 sayılı Kanun'un 21/1. maddesinde; üçüncü şahıslar tarafından haczedilen malların paraya çevrilmesinden önce o mal üzerine kamu alacağı için haciz konulması halinde kamu alacağının hacze iştirak edeceği ve satış bedelinin garameten paylaştırılacağı hükme bağlanmıştır. Bu hüküm kamu alacaklarının ilk hacze iştirakleri yönünden özel bir düzenleme olduğundan, İİK'nın 206. maddesi kamu alacaklarının hacze iştirak etmesinde uygulanmaz. Kamu alacağının hacze iştiraki açısından kamu alacağının niteliği ve ilk haczin dayandığı alacağın niteliği ile ilgili bir ayrım yapılmadığından, kamu alacağının ve ilk haczin dayandığı alacak hangi sebepten doğarsa doğsun kamu alacağı için satıştan önce haciz konulmuşsa ilk hacze iştirak eder.Somut olayda, şikayet olunan F.. U..'ın ilk sırada bulunan haczine 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 21/1. maddesi uyarınca satıştan evvel haciz konulması kaydıyla birden fazla kamu alacağının iştiraki mümkün olup, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, ilk haczin kamu haczi olması halinde uygulanması gereken 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 69/2. maddesine dayanılarak yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın şikayetçi yararına BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.