MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 15/11/2011NUMARASI : 2008/37-2011/770Taraflar arasında görülen ipoteğin fekki ve tazminat davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 07.11.2013 gün ve 5777 Esas, 6889 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:- KARAR -Asıl davada davacı vekili, müvekkili ile arsa sahibi davalılar arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince taşınmaz üzerinde davalılar lehine teminat ipoteği tesis edildiğini, daireler teslim edildiğinde teminat ipoteğinin kaldırılmasının kararlaştırılmasına ve bu teslimin yapılmasına rağmen, davalıların teminat ipoteğini kaldırmadıklarını ileri sürerek, müvekkiline ait bağımsız bölümler üzerindeki davalılar lehine tesis edilen inşaat teminat ipoteğinin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Asıl davada davalılar, cevap vermemiştir. Birleşen davada davacılar vekili, sözleşmeye göre 13.11.2006 tarihinde bitirilip müvekkillerine teslim edilmesi gereken inşaatın, 15.08.2007 tarihinde eksik biçimde bırakılıp, davalı tarafça terk edildiğini, davalı yüklenicinin sözleşmenin 6. maddesi uyarınca her daire için aylık 500 USD ödemesi gerektiği ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere müvekkilleri lehine 58.500 USD gecikme tazminatı ile 50.000,00 TL eksik ve kusurlu imalat bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen davada davalı vekili, inşaatın zamanında ve eksiksiz olarak teslim edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacı tarafın daireleri teslim ettiğini ve oturmaya başlandığı iddiasını ispat edemediği, tanık beyanlarına göre henüz dairelerin tamamında oturulmadığı, yüklenicinin bazı eksiklikleri oturmaya başlandıktan sonra tamamladığının anlaşıldığı, bu nedenle asıl davada davacının dava tarihi itibariyle davasında haksız olduğu, ancak davalılar ayrı bir dava açmak suretiyle tazminat talebinde bulunduklarından dava ekonomisi ve birlikte ifa kuralı uyarınca davalıların kira tazminatı ve dairelerdeki eksik ve kusurlu işler karşılığının ödenmesi karşılığında, ipoteğin fekkine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, birleşen davanın kısmen kabulüne, asıl davada ise, birleşen davada hükmedilen miktarların birleşen davanın davacılarına ödendiğinde, davaya konu A Blok zemin kat 1 nolu mesken ile B blok 1 nolu mesken üzerindeki davalılar lehine konulmuş ipoteğin fekkine dair verilen karar, asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 07.11.2013 tarih ve 5777 Esas, 6889 Karar sayılı ilamıyla temyiz edenin sıfatı ve ileri sürülen temyiz nedenlerine göre onanmıştır.Asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.1) Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilinin HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme itirazlarının reddi gerekmiştir. 2) Asıl dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı oluşturulan ipoteğin fekki; birleşen dava, ayıplı işten kaynaklanan tazminatın tahsili istemine ilişkindir.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda inşaattaki asansörlerin sözleşmede kararlaştırılan 4 kişi kapasitesinde olmadığı görüşü bildirilmişse de dosyada asansör projesinin olmadığı ve bilirkişi kurulunda makina mühendisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, sözleşme ile havuzun 168 m²'yi geçmeyeceği kararlaştırılmıştır. Bilirkişi rapor ve ek raporunda, yapılan havuzun 168 m²'den küçük olduğu belirtilmesine rağmen, zeminde fiilen kaç m² olduğu belirtilmediği gibi, projesine ve fiziki ortama göre alt sınır ölçüsü kararlaştırılmayan havuzun, makul olarak kaç m² yapılabileceği değerlendirilip, tartışılmadan, nasıl hesaplandığı anlaşılamaz ve denetime elverişli olmayacak şekilde 10.000,00 TL nefaset bedeli belirlenmiştir. Diğer yandan, birleşen davada B-9 nolu dairenin salon döşemesiyle ilgili, davacılar tarafından sunulan 15.04.2008 tarihli 3.270,00 TL faturaya karşı, davalı yüklenici tarafça, dairenin ayıpsız teslim edildiği ve davacıların kiracısının kullanımı sonucunda döşemelerin zarar gördüğü savunulmuş olmasına rağmen, mahkemece bu savunma üzerinde durulmamıştır. Anılan dairenin salon döşemesinde meydana gelen zarar ile ilgili dosya kapsamında davadan önce yaptırılmış bir tespite ilişkin kanıt bulunmadığı gibi, arsa sahibi tarafından mevcut hali ile teslim alındığı anlaşılan dairedeki ayıbı kanıtlama yükümlülüğünün arsa sahibine ait olduğu hususu da gözden kaçırılmıştır.Bu durumda, mahkemece, ilgili Belediye Başkanlığı'ndan dava konusu inşaata ilişkin onaylı asansör projesi getirtilip, uzman bir makina mühendisinin de içinde olacağı bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif ve inceleme yapılarak, yukarıda açıklanan hususlarda davalının itirazlarını karşılar nitelikte ayrıntılı, denetime elverişli bir bilirkişi raporu alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve kısmen yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulmasının doğru görülmediği belirtilerek, hükmün bozulması gerekirken, onandığı anlaşılmakla, asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile hükmün asıl davada davacı-birleşen davada davalı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilinin diğer karar düzeltme itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin 07.11.2013 tarih ve 5777 Esas, 6889 Karar sayılı onama ilamı kaldırılarak, yerel mahkeme kararının asıl davada davacı-birleşen davada davalı yararına BOZULMASINA, evvelce alınan onama harcı ile karar düzeltme peşin harcının istek halinde iadesine, 26.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.