MAHKEMESİ :...Davacı tarafından açılan iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde müdahiller ....Finansal Kiralama vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkil şirketin 1985 yılından bu yana faaliyette olduğunu, .... genelinde inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğini, şirketin devam eden ve alacağı inşaat işlerinin bulunduğunu, borca batık hale gelen şirketin iflasının ertelenmesi halinde durumunun düzeleceğini belirterek, iflasın bir yıl süre ile ertelenmesini talep etmiştir.Müdahiller vekilleri, talebin reddine karar verilmesini istemişlerdir.Mahkemece, davacı şirketin aktiflerinin pasiflerini karşılamadığı, yani borca batık olduğu, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğu, mali durumunun düzeltilmesinin mümkün olduğu, davacıya bir yıl süre verilmesi halinde alacaklıların bugünküne nazaran daha fazla tatmin olacakları, teminatlı ve teminatsız alacaklılar arasında haksızlığa yol açılmayacağı, davacının işletme kapasitesi ve müşteri çevresi itibariyle öngörülen iyileştirme projesini gerçekleştirebileceği, davacının iflastan kurtulmak ve milli ekonomiye katkı sağlamaya devam edebilmek için bir miktar zamana ihtiyacının olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, davacının iflasının bir yıl süre ile ertelenmesine karar verilmiştir.Karar, bir kısım müdahiller vekili tarafından temyiz edilmiştir.İflasın ertelenmesini isteyen kooperatif ve sermaye şirketlerinin borca batık durumda bulunması (bir diğer ifade ile varlıklarının rayiç değerlerinin, borçlarını karşılayamaması), fevkalade mühletten yararlanmamış olması ve sunacakları iyileştirme projesi kapsamında mali durumlarının ıslahının imkân dâhilinde görülmesi gerekir (İİK m. 179). Gerek borca batıklığın ve gerek iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının tespiti özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bu değerlendirmelerin yapılması için bilirkişi görüşüne başvurulmalıdır (HMK 266.madde ). Hâkim de bu raporla o konudaki özel ve teknik bilgi .../...S.2ihtiyacını giderebilmeli ve raporun hukuka uygunluğunu denetlemelidir. Projenin ciddi ve inandırıcılığı öncelikle ve özellikle sermaye ve/veya kârlılığın ne şekilde arttırılacağı ve borca batıklıktan kurtulmanın ne şekilde sağlanacağı somut, belgelere dayalı ve gerçekçi bilgi ve öngörülerden yola çıkılarak tespit edilmeli, diğer proje unsurları için de bilimsel veriler değerlendirilmelidir. İyileştirme projesinin, bütüncül bir değerlendirmeyle, 6102 sayılı TTK'nın 377. maddesi kapsamında nakit sermaye konulması dâhil nesnel ve gerçek kaynakları ve önlemleri içerip içermediği, İİK'nın 179. maddesi anlamında ciddî ve inandırıcı olup olmadığı ve HMK'nın 29. maddesinde açıklanan dürüstlük kuralına uygun davranma yükümlülüğüne ve gerçeğe uygun bir biçimde hazırlanıp, hazırlanmadığı, eş deyişle, iyileştirme projesinde yapılacak olanların tek tek maliyetinin, hangi ekonomik kaynaktan sağlanacağı, her bir proje kaleminin zaman olarak en geç hangi tarihte yapılacağı, yapılacak olanların ayrı ayrı borca batıklık üzerindeki zaman ve oran olarak etkisinin somutlaştırılması ve böylece iyileştirme projesinin neden ciddi ve inandırıcı olduğunun ayrıntılı ve zaman içinde sayısal olarak, denetlenmeye elverişli nitelikte olması gerekmekte olup, bu özellikte olmayan iyileştirme raporlarına ve bunlara dayalı düzenlenen bilirkişi ve kayyım raporlarına göre ne iflasın ertelenmesine karar verilebilir ne de iflas erteleme talep eden şirket alacaklıları aleyhine sonuç doğuracak şekilde ihtiyati tedbir kararı verilebilir.Somut olayda davacı şirketin borca batık durumda olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır. Sunulan iyileştirme projesinin inandırıcılığı noktasında değerlendirmeler içeren 17.10.2010 tarihli bilirkişi raporunda, şirketin borca batık olduğunun tespiti ile şirket hakkında olumlu değerlendirmeler yapılmışsa da; dava tarihinden bir kaç ay evvel, 25.09.2012 'de .... davacı şirket ile birleşmesi hususunun da değerlendirildiği 17.04.2013 tarihli bilirkişi raporunda, şirket borca batıklığının artmış olduğu ve iyileştirme projesinde teknik eksiklikler bulunsa da gelişmelerin olumlu değerlendirildiği belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece; özellikle şirket birleşmesi hususu ile şirketin iyileştirme için öngördüğü adımların yukarıda anılan ilkelere uygun olup olmadığı hususları değerlendirilerek, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının, somut verilere dayalı olarak, bilimsel şekilde değerlendirilmesi gerektiğinden, alanında uzman yeni bir bilirkişi heyetinden yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, müdahil alacaklıların itiraz ve iddiaları da değerlendirilerek, şirketin mali durumunu ve iyileştirme projesini açık ve somut dayanaklarla açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, bir kısım müdahil vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.