MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı arsa sahibi ... vekili, taraflar arasında düzenlenen 28.04.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile, davacıya ait ... ili, ... ilçesi, ... köyündeki taşınmazları üzerine yapılacak villaların süresinde teslim edilmediğini, inşaatta tespit yaptırdıklarını, sözleşme gereği gecikme tazminatı ödenmesi hususunda davalı yükleniciye ihtar çektiklerini, sonrasında yeniden bir araya gelip bir ek sözleşme imzalayarak önceki sözleşmede belirlenen teslim tarihinin 31.12.2005 olarak revize edildiğini, ayrıca ek sözleşme hükümlerinin yerine getirilmemesi halinde eski sözleşmede bulunan tüm müeyyidelerin yürürlüğe gireceğini ve teslim tarihinin yine ilk sözleşmede olduğu gibi 30.11.2004 olacağının kararlaştırıldığını, davalının bu sözleşme hükümlerine de uymayıp teslimi gereken 9 adet villayı teslim etmediğini ileri sürerek, zamanında teslim edilmeyen 9 adet villa için 30.11.2004 tarihinden itibaren 150.000,00-TL kira bedelinin 30.11.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile de dava değerini 213.790,00 TL artırarak 363.790,00 TL nin 30.11.2004 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı yüklenici ... vekili ise, 2002 yılında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedildiğini, sonrasında tekrar bir araya gelerek 28.04.2005 tarihli sözleşmeyle davacıya 5 adet davalıya ise 9 adet olmak üzere toplam 14 BB yapılmasının kararlaştırıldığını, yapılan ek sözleşmenin 4. maddesinde teslimde gecikme ve diğer şartların yerine getirilmemesi durumunda bu ek sözleşmenin de kendiliğinden feshedilmiş kabul edileceğinin belirtildiğini, davacının bu nedenle müspet zarar olan kira tazminatını ve sözleşmeden kaynaklanan cezai şartı isteyemeyeceğini, ilk sözleşmenin 6. maddesi gereği villa tapularının da verilmediğini, işlerin gecikmesinde davacının da kusuru bulunduğunu savunarak, açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, tüm dosya kapsamına ve bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında 2002 yılında yapılan sözleşmenin feshedildiği, bu sözleşmenin 2005 yılında tadil edildiğini, dava tarihi itibariyle inşaatın büyük bir kısmının yapılmış, keşif tarihi itibariyle ise tamamlanmış olduğu ve daha sonra kat mülkiyeti kurularak sözleşme uyarınca taraflar arasında devirlerin yapılmış olduğundan sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle geçersiz olduğuna dair savunmanın yerinde olmadığını, yine davalı sözleşmenin proje tadilatlarının süresinde yapılmaması ve davacının bu konudaki talepleri nedeniyle bu kadar süre geciktiği belirtilse de, tanıklar ve belgelerden tadilat projelerinin ve inşaat ruhsatı işlemlerinin süresinde yapılmaması üzerine davalının işlemlerin süresinde yapılması ve kademeli ferağ hükümlerine uyması konusunda davacıya ihtar veya sözlü başvuruda bulunduğunu ispatlayamadığından inşaattaki gecikmenin davacıdan kaynaklanmadığının kabul edildiğini, davacının 2002 tarihli sözleşme gereği 2004 tarihinden itibaren kira tazminatı istese de sonradan düzenlenen sözleşme gereği teslim tarihi 2006 yılı olarak kabul edildiğinden, bu tarihten itibaren dava tarihine kadar teslim yapılmaması konusunda bilirkişilerce düzenlenen ek raporda belirtilen miktarın kabul edilmesinin hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 296.687,23 TL kira tazminatının her dönem bitiminden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir. Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan gecikme tazminatı alacağının tahsili istemine ilişkindir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince: Taraflar arasında düzenlenen 2002 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre arsa sahibine ait ... ili, ... ilçesi ... köyü 117 ada ve 131 ada 11 parsel sayılı taşınmazlar üzerine villa inşa edilmesi, bu villalardan 9 tanesinin arsa sahibine, 15 tanesinin ise yükleniciye bırakılması, tapuların yükleniciye inşaatın aşamalarına bağlı olarak devredilmesi kararlaştırılmış, sözleşmenin 8. maddesinde ise inşaatın 30.11.2004 tarihinde bitirilmesi, süresinde teslim edilmemesi halinde rayiç bedel üzerinden kira tazminatı ödenmesi kararlaştırılmıştır. Arsa sahibi tarafından yüklenici şirkete gönderilen 12.05.2004 tarihli noter ihtarında inşaatın süresinde bitirilmesi istenmiş, 28.02.2005 tarihli ihtarda ise sözleşmeye uyulmadığı, yaptırılan tespitte inşaatların bitirilebilmesi için 22 aylık süreye ihtiyaç olduğu anlaşıldığından sözleşmenin haklı nedenlerle tek taraflı olarak feshedildiği belirtilerek, kira tazminatının ödenmesi istenmiştir. Daha sonra taraflar bir araya gelerek 28.04.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tadilatına ilişkin ek sözleşme düzenleyerek, sözleşmeyi yenilemiş ve 117 parselde yapılacak inşaattan vazgeçildiği, 131 ada üzerine fazladan 2 villa daha yapılacağı belirtilerek değişen villa numaralarına göre taraflara verilecek villalar belirlenmiş, ayrıca ek sözleşmenin 4. maddesinde ise, eski sözleşmenin teknik şartnamesi ile iş bu değişen hükümleri dışında kalan tüm cezai şartlar ve diğer hükümler dahil olmak üzere geçerliliğini koruyacağı, yüklenici firmanın eski sözleşmenin değişmeyen hükümleri doğrultusunda 131 adada yükümlendiği villaları en geç 30.04.2006 tarihine kadar yeni sözleşme, eski sözleşmenin teknik şartları, çevre düzenlemesi ve diğer tüm şartları geçerli olmak üzere tamamlayarak arsa sahibine teslim edeceği, teslimde gecikme ve diğer şartların yerine getirilmemesi durumunda bu ek sözleşmenin de kendiliğinden feshedilmiş kabul edilerek ana sözleşmeden ve ek sözleşmeden kaynaklanan tüm müeyyidelerden yüklenicinin sorumluluğunun devam edeceği hükme bağlanmıştır.Hükme esas alınan 09.10.2013 tarihli ek bilirkişi raporunda ek sözleşmede belirtilen teslim tarihi olan 30.04.2006 tarihi kira başlangıç tarihi olarak alınmak suretiyle 17.06.2011 dava tarihine kadar ilk dönem aylık 800,00 TL ve sonraki dönemlerde endekslere göre yapılan artışlarla hesaplanarak 5 daire için toplam 296.687,23 TL kira tazminatı hesaplanmış, mahkemece de bu miktar tazminatın her dönem bitiminden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Ancak az yukarıda anılan asıl ve ek sözleşme hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, ikinci sözleşme hükümlerinin de yerine getirilmemesi halinde yüklenicinin her iki sözleşmenin müeyyidelerinden sorumlu olacağı hükme bağlanmış olup, bu hükmün amacının ikinci sözleşmenin yerine getirilmemesi karşısında, artık uzatılan teslim süresiyle bağlı kalınmayarak, ilk sözleşmedeki müeyyide olan 30.11.2004 tarihinin teslim tarihi olarak kabul edilip, kira tazminatının bu tarihten hesaplanmasına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında, mahkemece ek sözleşmedeki 30.04.2006 tarihini teslim ve kira tazminatının başlangıç tarihi olarak kabul edip buna göre kira tazminatı hesaplayan bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesi hatalı olmuştur. Bilirkişi heyetince düzenlenen 17.09.2012 tarihli raporda ilk sözleşme gereği villaların teslim edilmesi gereken 30.11.2004 tarihinden dava tarihi olan 17.06.2011 tarihine kadar olan dönem için rayiç kira bedeli belirlenip, yıllara göre artış endeksleri de uygulanarak, istenebilecek kira tazminatı miktarının 363.790,74 TL olduğu belirlendiğinden bu miktar kira tazminatına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. 3- Ayrıca, mahkemece kira tazminatının her dönem bitiminden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de, kararda hangi dönemde ne miktar kira tazminatına hükmedildiği belirtilmediğinden, bu hususun infazda tereddüt uyandıracağı açıktır. Az yukarıda belirtilen 17.09.2012 tarihli bilirkişi raporunda belirlenen 363.790,74 TL kira tazminatının her bir dönemde ödenecek tazminat miktarı ve dönemlerin başlangıç ve bitiş tarihleri de ayrı ayrı belirtilmiş olduğundan infazda tereddüt uyandırmayacaktır. Bu durumda mahkemece 17.09.2012 tarihli bilirkişi raporunda belirlenen 363.790,00 TL kira tazminatının raporda belirtilen dönemler ve her bir dönem için ödenmesi gereken miktarlar da yazılmak suretiyle davalı yükleniciden tahsiline karar verilmesi gerekirken sözleşmenin yorumunda hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur. Belirtilen nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda (1) bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) bentler uyarınca kabulü ile, hükmün davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, davacıdan alınan peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.