Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 400 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 4936 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, davalının müvekkilleri kooperatifin üyesi olduğunu, ortaklığının normal meskenlerden olduğunu, kooperatifin 28.04.2010 tarihinde yapılan genel kurulunda alınan karar gereğince normal mesken üyesi olan ortakların ödemesi gereken birikmiş aidatlarının 31.03.2010 tarihi itibariyle 20.000,00 TL olarak, bundan sonraki aidatlarının da Nisan 2010 ayından başlamak üzere 200,00 TL olarak belirlendiğini, davalı üyenin takip tarihine kadar olan toplam ödemesinin 10.000,00 TL olup, 10.000,00 TL eksik ödemesinin bulunduğunu, buna Nisan ve Mayıs 2010 aylarının iki adet aidatı da eklendiğinde, davalının 10.400,00 TL kooperatife borçlu olduğunu, bunun için ...2. İcra Müdürlüğü'nün 2010/6591 Esas sayılı takip dosyası ile yapılan takibin borçlunun yaptığı kötüniyetli ve haksız itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazının iptali ile %40 icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin B tipi üye olduğunu, bu nedenle müvekkilinden aidat talep edilmesinin haksız olduğunu, müvekkilinin ne birikmiş aidat borcunun, ne de öneme yükümlülüğünün olmadığını, alınmış olan genel kurul kararları ve 28.03.2006 tarihli sözleşmenin müvekkilinin daire bedelini tamamen ödediğinin ve davacı kooperatifin müvekkilinden aidat talep edemeyeceğinin ispatı olduğunu savunarak, davanın reddini ve kötüniyet tazminatı istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; her ne kadar sözleşmeye göre davalının bu daire hissesini anahtar teslimi almış olduğu gibi bir durum ortaya çıkmış olsa da, bu sözleşmenin kooperatifi bağlamayacağı ve ortaya çıkan durumun kooperatifçiliğin eşitlik ilkesine aykırı olduğu, ayrıca genel kurulca bu konuda bir karar alınmış olsa dahi, daha önceki genel kurullarda alınan kararların kooperatifin üyelerince kazanılmış bir hak olarak kabul edilemeyeceği, bu nedenle alınan kararın daha sonraki genel kurullarda alınan kararlar ile zımnen değiştirilmiş olduğu ve eşitlik ilkesine göre bütün üyelerin genel kurulca kabul edilen aidatlar ve talep edilen bütün ödemelerden sorumlu olması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile Konya 2. İcra Müdürlüğü'nün 2010/6591 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın 10.400,00 TL asıl alacak bakımından iptaline, diğer kısım bakımından davanın reddine, asıl alacağın %40'ı oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, kooperatif aidat alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacı kooperatifin, 30.06.2000 tarihli genel kurulunda kooperatif inşaatının yapım işinin dava dışı ... Şti.'ye verilmesi, kooperatifin borcunu ödeyememesi halinde şirket tarafından istendiğinde yapım karşılığı şirkete B tipi üyelik verileceği, bu üyeliklerin şirket tarafından üçüncü kişilere devri halinde yükümlülüklerin yerine getirilmesinin şirket tarafından yerine getirileceği, B tipi üyelerin kat farkı, elektrik, su, doğalgaz, sayaç ve katılım payları dışında herhangi bir ücret ödemeyecekleri kabul edilmiştir. 28.06.2002 tarihli genel kurulda da B tipi üyeliklerin şirkete verilmesinin uygun olduğu kabul edilmiştir. Davalı ile dava dışı şirket arasında yapılan 28.03.2006 tarihli sözleşme ile davalının B tipi üyelik devraldığı, 12.09.2008 tarihli yönetim kurulu kararıyla da kooperatife ortak olarak kabul edildiği, davalının böylece peşin bedelli üyeliği devir aldığı uyuşmazlık dışı olup, dosya kapsamı ile de sabittir.Davacı kooperatifin, 09.08.2009 tarihli genel kurulunda, yüklenici ... Şti. ile yapılan 07.08.2001 tarihli sözleşmenin şirketin ağır kusuru nedeniyle kooperatifin zarara uğradığı gerekçesiyle feshine ve bu sözleşmenin yapılmasına imkan veren 30.06.2000 tarihli genel kurul kararının iptaline ve davalının da içinde bulunduğu normal mesken ortaklarından aidat alınmasına karar verilmiş, 09.08.2009 tarihli genel kurul kararı ile birlikte icra takibinin dayanağı olan 18.04.2010 tarihli genel kurulda da ilave aidat yükümlülüğüne ilişkin karar oluşturulmuştur. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 23. maddesi hükmü uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit konumdadırlar. Yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu, genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkca ya da zımnen benimsemesi icap etmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) üyelik aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve altyapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsenmedikçe 1163 sayılı Kanun'un 23. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamaz. Öte yandan, kooperatifin en yetkili organı genel kuruldur. Genel kurulda hakkaniyetin gerektirdiği ölçüde gerekli kararlar alınabileceği gibi, daha önce alınan ve uygulanan kararların değişen koşullar ve eşitlik ilkesi gerektirdiğinde, değişen koşullarda eşitlik sağlanmak üzere değiştirilmesi mümkün ve geçerli olup, bu durumda kazanılmış hakların ihlâlinden sözedilemez. Aksi halde bu ilkelere uyulmadan alınan sonraki genel kurul kararı, kazanılmış hakları ihlâl edeceğinden yok hükmündedir.Somut olayda, 09.08.2009 ve 18.04.2010 tarihli genel kurullarda, peşin bedelli ortak olduğu uyuşmazlık dışı olan davalının kazanılmış haklarını bertaraf eder nitelikte alınan kararlar yok hükmündedir. Kooperatifçe peşin bedelli üye olarak benimsenen davalının, dava dışı yüklenicinin kooperatife karşı olan edimlerini yerine getirmediği gerekçesiyle, sözleşmenin feshi nedeniyle kararlaştırılan aidat kapsamına alınması, peşin bedelli üyeliğin sonuçlarının ortadan kaldırılması anlamına geldiğinden, yok hükmündedir. Bu durumda, peşin ödemeli ortakların durumunu ağırlaştırabilecek ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 23. maddesinde yer alan eşitlik kuralına aykırı olabilecek şekilde alınan sonraki genel kurul kararları daha önce genel kurul kararına dayalı olarak oluşan peşin bedelli üyelik statüsünün davalı yararına olan sonuçlarını olumsuz olarak etkilediğinden, yok hükmündedir. Yok hükmünde olan kararlar baştan beri hükümsüz olan, sonradan geçerlik olanağı bulunmayan kararlardır. Davacı kooperatif, 30.06.2000 tarihli Genel Kurul Kararı ile kararlaştırılan 07.08.2001 tarihli iş takip sözleşmesine dayalı taleplerini, aynı genel kurulda kararlaştırıldığı üzere dava dışı yüklenici şirkete yöneltmelidir.Bu durumda, mahkemece, 18.04.2010 tarihli genel kurul kararına dayalı olarak başlatılan icra takibinde, davalının, inşaat finansman gideri ile ilgili talep bölümünden sorumlu olmayacağı gözönünde bulundurularak, kooperatif konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile kooperatif defter, kayıt ve belgeleri incelenerek, talep konusu alacağın davalının sorumlu tutulamayacağı inşaat finansman gideri mi, yoksa sorumlu tutulabileceği genel gider ve altyapı gideri mi olduğu konusunda rapor alınıp, oluşacak sonuç doğrultusunda varsa davalının sorumluluk miktarının belirlenmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 24.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.