MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki birleştirilen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacı kooperatif vekili, birleşen davada davacı ... Ltd. Şti. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı kooperatif vekili (2001/123 sayılı asıl davada), davalıların kooperatif yönetim ve denetim kurulu üyeleri olduklarını, proje ve imara aykırı imalat yaptıklarını, şantiye elektriğinin pahalı kullanılmasına neden olduklarını, toplu konut bölge hesabı sözleşmesi olmasına rağmen arsa taksitlerinin zamanında yatırılmaması nedeniyle, müşavir şirkete kredi kullanılmak suretiyle ödeme yapıldığını ve kooperatifin zarara uğratıldığını ileri sürerek, fazlaya dair haklar saklı kalmak koşuluyla, 50.000,00 TL'nin müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı kooperatif vekili (birleşen 2001/125 sayılı dosyada), konutların yapımını üstlenen yüklenici firma ... A.Ş.'nin işi sözleşme ve projeye uygun yapmadığını ileri sürerek, 25.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı kooperatif vekili (birleşen 2001/126 sayılı dosyada), davalı ... Ltd. Şti.'nin müşavirlik hizmetini gereği gibi yapmadığını ileri sürerek, 5.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı ... Ltd. Şti.vekili (birleşen 2001/322 sayılı dosyada), taraflar arasında inşaat kontrollü ve yönetim müşavirliği sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereği banka teminat mektupları verildiğini, sözleşmeden doğan edimlerin yerine getirilmesine rağmen 10.05.2001 tarih ve 3.062,00 TL bedelli teminat mektubunun iade edilmediğini ileri sürerek, teminat mektubunun iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar ve vekilleri, davaların reddini savunmuşlardır. Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları, toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ... Ltd. Şti.'nin davasını üç kez takipsiz bıraktığı, asıl davada kooperatifin zarara uğradığını ispatlaması gerektiği, davalıların idari işlemlerde kusurlarının olduğunun belirlendiği, ancak kusur oranının ve bundan ortaya çıkan zarar miktarının tespit edilemediği, elektriğin ortaklarca mevcut durum bilinerek kullanıldığı, bundan dolayı zararın davalılardan istenemeyeceği, birleşen davalarda davalılar ... Ltd. Şti ... A.Ş.'nin kooperatifi zarara uğrattıklarının ispatlanamadığı, toplu konut alt yapı ve çevre tanzimi ile sosyal donatı hizmetlerinin yapılmamasından dolayı oluşan 465.178,40 TL zarardan Belediye'nin sorumlu olduğu, ancak Belediye hakkında bu hususta açılmış bir dava bulunmadığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen 2001/125, 2001/126 esas sayılı davaların reddine, birleşen 2001/322 esas sayılı davanın ise HUMK'nun 409. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Kararı, asıl davada davacı kooperatif vekili birleşen davada davacı ... Ltd. Şti. vekili temyiz etmiştir. 1-Asıl davada (2001/123 Esas) davacı kooperatif vekilinin temyiz itirazları yönünden:Dava; kooperatif eski yönetim kurulu üyeleri ve denetçileri hakkında tazminat istemine ilişkin olup, davalıların kusur oranlarının ve zarar miktarının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Yönetim kurulu, kanun ve anasözleşme hükümlerine göre kooperatif faaliyetlerini yöneten ve onu temsil eden icra organıdır (1163 sayılı K.m 55). Anılan Kanun'un 62. maddesine göre yönetim kurulu kooperatifin işlerinin yönetimi için gerekli titizliği göstermek zorundadır. Kendi kusurlarından doğan zararlardan da sorumludurlar. Yine aynı Kanun'un 98. maddesi yollamasıyla, davalılar görev yaptıkları dönemde ve dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK'nın 336. maddesine göre kanunun ve anasözleşmenin kendilerine yüklediği görevlerin kasten veya ihmal neticesi yapılmamasından da kural olarak birlikte sorumludurlar. Denetçiler ise, Kooperatifler Kanunu'nun 65. ve devamı maddelerine göre, hesapların incelenmesi, rapor hazırlanması ve sır saklama yükümlüğü altında olup, anasözleşme ile görev ve yetkilerinin artırılması mümkündür. Denetçiler de kanun ve anasözleşmeden doğan görevlerini gereği gibi yapmamalarından dolayı doğan bir zarar varsa bundan sorumlu tutulabileceklerdir. Mahkemece asıl ve birleşen 2001/125 ve 2001/126 esas sayılı davaların reddine karar verilmişse de, yapılan keşif sonrası bilirkişi heyetince hazırlanan 24.09.2002 havale tarihli raporda; yapılan usulsüzlüklerin nelerden ibaret olduğu ve kimlerden kaynaklandığı tek tek sayılmıştır. Bu işlemlerde dolayı kooperatifin zarar gördüğü, kooperatif yönetimi dışında asıl davada davalı sıfatı bulunmayan belediye görevlileri ile kredi veren banka görevlilerinin, yüklenici ve müşavir firmaların sorumlu olacakları, fakat kusur oranlarınn kendileri tarafından tespit edilemeyeceği belirtilmiştir. Daha sonra alınan bilirkişi raporlarında da davalıların kusurlu işlemleri olduğu belirtilmiş ve davacının somut zararını açıklaması istenmiştir. Davacı vekili de 28.04.2004 ve 09.02.2011 havale tarihli dilekçelerinde zarara ilişkin açıklama yapmıştır. Özellikle toplu konut bölge hesabının kullanılmaması, kredi geri dönüşüm ödemelerinin başlatılamaması, sözleşme hükümlerinin ihlal edilerek kredinin belediye adına kullandırılması ve teknik hizmetler kredisinin usulsüz kullanımından dolayı zarar meydana geldiği ileri sürülmüş ve iki ayrı kredi nedeniyle doğduğu iddia edilen zarar miktarı da açıklanmıştır. Buna rağmen, zarar miktarı ve kusur oranlarının ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere, kooperatif yönetim kurulu kooperatif işlerinin yürütülmesinde gerekli titizliği göstermek zorundadırlar. Konutların imara, ruhsata ve projesine uygun yapılıp yapılmadığının takibi de yönetim kurulunun sorumluluğundadır. Bu durumda mahkemece, kredi sözleşmeleri, bu sözleşmelere ilişkin tüm kayıt ve belgeler, banka hesap bilgileri, kooperatif defter ve kayıtları, kullanılan kredilerle ilgili varsa geri ödemelere ilişkin belgeler, kredi kullandıran bankanın kooperatif hakkında aynı mahkemede açtığı 2003/107 Esas sayılı (banka tarafından krediden doğan borcun tahsili ile ilgili kooperatif hakkında açılan itirazın iptaline ilişkin) davaya ilişkin dosya getirtilmeli; öncelikle kooperatifin o tarihteki malî durumuna göre yapacağı ödemeler için kredi ile para temininde zorunluluk bulunup bulunmadığı saptandıktan sonra, şayet bu hususta zorunluluk varsa, kullanılan krediler nedeniyle yapılan usulsüzlüklerin nelerden ibaret olduğu, daha uygun koşullarda kredi kullanma imkanı olup olmadığı, bununla ilgili davalılarca yeterli araştırmanın yapılıp yapılmadığı, usulsüz kredi kullanımından dolayı zarar doğmuşsa miktarı ve davalıların görev yaptığı dönem de dikkate alınarak bu zararın ne kadarından (yöneticilerin ve denetçilerin kanun ve anasözleşme hükümlerine göre görev ve sorumlulukları ayrı ayrı değerlendirilmek suretiyle) sorumlu olduklarına dair, konusunda uzman bilirkişi heyetinden açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınarak oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2-Birleşen dava (2001/125 Esas) yönünden davacı kooperatifin temyiz itirazları yönünden:..Ticaret Sicil Memurluğu'nun 13.05.2002 tarihli yazısından, davalı ... A.Ş'nin dava açıldıktan sonra 28.12.2001 tarihinde terkin edildiği anlaşılmıştır. Ticaret sicilinden terkinle tüzel kişiliği sona eren davalı hakkında yargılamanın sürdürülmesi ve hüküm kurulması olanaklı değildir. Bu husus mahkemece re'sen gözetilmelidir. Bu durumda mahkemece, davacıya, davalı şirketin ihyası için dava açmak üzere süre verilerek ihya sağlandığı takdirde davalı hakkında yargılamaya devam edilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.3-Birleşen davalar (2001/126 ve 2001/322 Esaslar) yönünden davacılar kooperatif ve ... Ltd. Şti. Vekillerinin temyiz itirazlarına gelince;Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı kooperatif ve ... Ltd. Şti. Vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) ve (2) no'lu bentte açıklanan nedenlerle davacı kooperatif vekilinin 2001/123 esas sayılı asıl dava ve 2001/125 sayılı birleşen dava yönünden temyiz itirazlarının kabulü ile bu davalar yönünden hükmün BOZULMASINA, (3) no'lu bentte açıklanan nedenlerle 2001/126 ve 2001/322 esas sayılı birleşen davalar yönünden davacılar koopeatif ve ... Ltd. Şti. vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 14.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.