Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 395 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3585 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, müvekkili arsa sahibi ile davalı yüklenici firma arasında 04.08.2006 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca inşaata başlanıp kat irtifakı kurulduğunu, işin gerçekleşme seviyesine bağlı olarak tapuda davalı firma veya onun göstereceği kişilere devir yapıldığını, davalı firmaya isabet eden fakat kat irtifakı müvekkili adına çıkarılan 3 nolu bağımsız bölümün davalı yüklenici firmanın talebi ile diğer davalı ...'a satıldığını, 31.10.2007 tarihinde davacı ve davalı yüklenicinin anlaşarak sözleşmeyi fesh ettiklerini, davalı yüklenicinin edimlerini yerine getirmediği için davalı ...'ın kazanımının geçersiz olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline, bunun kabul edilmemesi halinde 15.000,00 TL'nin davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı İstimihan Atlıhan vekili, müvekkilinin taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Diğer davalı şirket, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece Dairemizin 05.06.2012 gün ve 2012/1924 E., 2012/3941 K. sayılı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; taraflar arasındaki sözleşmenin fesih tarihi olan 31.10.2007 itibari ile inşaatın seviyesinin %15 oranında kaldığı, yapılan işin arsa payına göre 105.6/704 oranında bağımsız bölüme tekabül ettiği, dava konusu 3 nolu ve dava dışı 2 nolu dairelerin sözleşme uyarınca 1. bodrum kat betonu atıldığında 1 dairenin, 1. normal kat betonu atıldığınında 1 dairenin, 2. normal kat beton atıldığında ise 1 dairenin tapusunun verilmesinin kararlaştırıldığı, bu durumda dava konusu 3 nolu dairenin yükleniciye ait olduğunun anlaşıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Taraflar arasında imzalanan 04.08.2006 tarih 11344 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde yapılacak inşaatın %45 hissesinin arsa sahiplerine, kalan %55 bölümün ise davalı yükleniciye ait olacağı kararlaştırılmıştır.Hükme uyulan Dairemizin bozma ilamında tarafların düzenledikleri ibraname ile sözleşmenin ileriye etkili feshi hususunda anlaştıkları belirtilmiş olup, taraflarca karar düzeltme yoluna gidilmemiş, bu suretle bozma gereği inceleme yapma zorunluğu doğurmuştur. Yukarıda belirtildiği gibi yükleniciye yapılacak inşaatta %55 oranında bağımsız bölüm verilmesi kabul edilmiş olup, mimari projeye göre inşaa edilecek bağımsız bölüm sayısının 16 olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, davalı yüklenicinin edimini tam ve eksiksiz tamamlayıp, işi teslim etmesi halinde alacağı bağımsız bölümün bu oranlara göre hesaplanması ve toplam 9 adet bağımsız bölümün kendisine isabet edeceği anlaşılmaktadır. Oysa davalı yüklenicinin yaptığı inşaatın fiziki gerçekleşme seviyesinin %15 olduğu tespit edilmiştir. Şu halde işin fiziki gerçekleşme seviyesinin yüklenicinin alacağı bağımsız bölüm sayısına oranlanması suretiyle ileriye etkili fesih sonucu kendisine bırakılması gereken bağımsız bölüm sayısı dolayısı ile davacının iadesini istemekle haklı olduğu bağımsız bölüm bulunup bulunmadığının tespiti gerekirken, belirtilen ilkelere aykırı şekilde hesaplama yapan bilirkişi kurulu raporuna itibar edilerek hüküm kurulması yerinde değildir.Bu durumda, mahkemece izah edilen hususlar doğrultusunda bilirkişi kurulundan ek rapor alınıp, davacının iadesini istemekle haklı olduğu bağımsız bölüm bulunup bulunmadığı ve varsa sayısının tespit ettirilerek, Dairemizin emsal kararları yönünde hisseli bağımsız bölüm çıkması halinde, somut olaya özgü olarak hisseli tescil yönüne gidilmeyerek, bu hususun tazminat talebine neden olabileceği gözetilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, değinilen hususlar nazara alınmadan eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.