Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3948 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3563 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Erzincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)TARİHİ : 28/02/2013NUMARASI : 2010/419-2013/94Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, dava dışı müflis şirketin iflas masasına alacak kaydı yaptıran davalının, alacak miktarı hesabına iflasın açılma tarihinden sonraki dönem için işleyen faizin de dahil edildiğini ve sıra cetveline bu şekilde kaydedildiğini, oysaki İİK'nın 195. maddesi gereği, iflasın açıldığı tarihe kadarki faizin anaparaya ilavesi ile bulunacak miktarın iflas masasına kaydı gerektiğini, öte yandan davalının müflis şirketten gerçek bir alacağı bulunmadığını ileri sürerek, davalının sıra cetvelindeki alacak kaydının iptali ile sıra cetvelinden terkinini ve davalıya ayrılan payın müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin, bono ve çeklere dayalı alacaklarının tahsili amacıyla Erzincan 1. İcra Müdürlüğü'nün 2006/3821-3839-3838 E. sayılı dosyalarında müflis şirket hakkında yapılan icra takiplerinin itiraz edilmeksizin kesinleştiğini, alacak miktarının hesaplanmasında bir hata bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalının müflis şirketten kambiyo senetlerine dayalı alacaklarının bulunduğu, bu alacakların tahsili amacıyla başlatılan icra takipleri kesinleştiğinden davalının alacağının varlığının kabulü gerektiği, davacının bu durumun aksini ispat edemediği, fakat yapılan hesaplamada davalının alacağının sıra cetvelinde yazılan miktar kadar olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile sıra cetvelinde davalının alacağının 478.875,48 TL olarak düzeltilmesine, geriye kalan 99.822,85 TL'nin davacıya ödenmesine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1) Dava, iflas sıra cetvelinde yer alan davalı alacağının terkini istemine ilişkindir.Kayıt terkin davalarında ispat yükü alacağının esasına, miktarına veya sırasına itiraz edilen alacaklıya aittir. Davalı alacaklı sıra cetveline kabul edilen alacağının varlığını ve miktarını usulüne uygun deliller ile ispatlamalıdır. Müflisin, davalının başlattığı takiplere itiraz etmemesi ve takibin kesinleşmesi, davacıyı bağlamaz. Müflis ile davalı alacaklı arasındaki borcun doğumunu ispat eden delil ve belgelerin mevcut olması gerekir. Eğer borcu doğuran sebep bir senede dayanıyorsa ve salt bu senet borcun varlığına kabule yeterli görülmüyorsa, davalı alacaklının alacağının varlığını ispatlayamadığı kabul edilmelidir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 22.04.1999 tarih ve 2328 E., 2713 K. sayılı ilamı bu yöndedir. Senetler ancak tarafları ve onların cüz'i ve külli haleflerine karşı ileri sürüleceğinden, borçlu müflisi ile davalı arasındaki temel ilişkinin dışında kalan davacı üçüncü kişi bakımından bir ispat vasıtası olamazlar. Diğer yandan, davacının iddiası gerçek bir alacağın bulunmadığı değil, alacağın bulunduğu fakat sona erdirildiği noktasında ise, kural olarak ispat külfetinin yer değiştirdiği kabul edilmeli, bir diğer ifade ile ödeme gibi sebeplerin varlığınıı ispat yükü davacıya yüklenmelidir. Dairemizin yerleşik uygulaması (29.04.2013, 2755 K; 17.03.2014 tarih ve 1306 E., 2005 K. Sayılı ilamlarında olduğu üzere) bu yöndedir. Somut olayda, ispat yükünün değiştirmesini gerektiren böyle bir durum söz konusu değildir.Bu durumda mahkemece, ispat yükü kendisine düşen davalıya alacağının varlığını ve miktarını kanıtlaması için imkân tanınması, delillerinin toplanması, tartışılıp değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davalının müflis şirket hakkında başlatığı ve itiraz edilmeksizin kesinleşen icra takiplerinin, davacı yönünden bağlayıcı olmayacağı hususu gözardı edilerek ve kesinleşen bu takiplere konu alacağın gerçek bir alacak olmadığını ispat yükünün davacıya geçtiği gerekçesiyle, davanın kısmen reddi doğru olmamıştır.2-Kabule göre, İİK'nın 235/3. maddesi uyarınca, bir alacağın terkini hakkında açılan dava kazanılırsa, bu alacağa tahsis edilen hisse dava masrafları da dahil olduğu halde sıraya bakılmaksızın alacağı nispetinde itiraz edene verilir ve artanı da diğer alacaklılara sıra cetveline göre dağıtılır. Mahkemece, bu hükme uygun karar verilmemiş olması da doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda (1) no'lu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.