Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3921 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 311 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :....Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacılar vekili, arsa sahibi müvekkilleri ile davalı arasında 01.09.2005 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, davalının sözleşmeye aykırı olarak müvekkillerine isabet edecek 20 adet bağımsız bölümü süresinde teslim etmemesi sebebiyle sözleşme gereği müvekkillerinin kira tazminatına hak kazandıklarını, 28.01.2011-28.01.2012 tarihleri arasını kapsayan 12 aylık kira tazminatının tahsili için davalı hakkında başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı üzerine durdurulduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkâr tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, anılan sözleşmeye göre teslim tarihinin 15.06.2013 yılı olup, henüz müvekkilinin takip tarihi itibariyle temerrüdünden bahsedilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacılara teslim edilecek dairelerin sözleşmeye göre teslim süresinin 15.06.2013 tarihi olup, daha önce teslim edildikleri, dolayısıyla davacıların davalıdan herhangi bir kira tazminatı alacaklarının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.Taraflar arasında imzalanan 01.09.2005 tarihli sözleşmenin 3. maddesinde "inşaat ruhsatı alındıktan sonra inşaatın yapım süresi temel üstü rahsatının alınmasından itibaren 48 ay olarak belirlendiği ancak inşaat ruhsatı ile temel üstü ruhsatı arasında bir sürenin belirtilmediği, belirtilmeyen bu sürenin ise TMK'nın 2. maddesi uyarınca kabul edilebilir makul bir süre olması gerektiği, bu makül sürenin ne kadar olabileceğinin, konusunda uzman bilirkişilerce tespit edilerek sözleşmedeki teslim süresinin de buna göre hesaplanması gerektiği gözetilmeden yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şeklide hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.