MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki kayıt kabul davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davada karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında vekalet ve danışmanlık sözleşmeleri bulunduğunu, bu sözleşmeler kapsamında doğan 397.555,00 TL'nin masaya kaydı amacıyla yapılan başvurunun reddedildiğini ileri sürerek, asıl davada anılan meblağın masaya kayıt ve kabulüne karar verilmesini, birleşen davada ise davacı vekalet ücreti alacaklarından şimdilik 10.000,00 TL'nin temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili, müvekkilinin iflasının ertelenmesine ilişkin davanın kabulüne karar verildiğini, temyiz edilmesi üzerine Yargıtay'ca davanın reddi ile davacı müvekkilinin iflasına karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulduğunu, bu bozma kararına karşı davacının zamanında karar düzeltme isteminde bulunmadığını, bu nedenle de davacıyı vekillikten azlettiklerini savunarak, davaların reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve dosya kapsamına göre; birleşen davanın asıl davadan önce açıldığı, o davada istenen vekalet ücreti alacağının asıl davada istenen kayıt kabul istemli davadaki alacağın bir kısmına ilişkin olduğu, vekalet ücreti alacağının tamamının asıl dava ile masaya kaydının istendiği, davacının zamanında karar düzeltme isteminde bulunmaması nedeniyle değil de, iflas erteleme davasında sunulan iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmaması nedeniyle iflasın ertelenmesine ilişkin kararın bozulduğu ve sonucunda da davalının iflasına karar verildiği, davalının iflasına karar verilmesinde davacının kusur veya ihmalinin bulunmadığı, vekalet hizmeti ve danışmanlık nedeniyle doğan davacı alacağının 302.972,60 TL olduğu gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile anılan meblağın masaya kayıt ve kabulüne, birleşen davada ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararı, asıl ve birleşen davalarda davalı iflas idaresi vekili temyiz etmiştir. 1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2)Dava, vekalet ve danışmanlık sözleşmelerine dayalı kayıt kabul istemlerine ilişkindir.Davacı avukat ile davalı ... arasında, davalının iflası öncesinde, davalının iflasının ertelenmesine ilişkin 10.06.2006 tarihinde “avukatlık sözleşmesi” yapıldığı, davacı avukatın davalının iflasının ertelenmesine ilişkin dava açtığı, ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nce yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile bu davada davalı şirketin iflasının ertelenmesine karar verildiği, müdahilin temyiz istemi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 29.11.2007 tarih ve 6424 E., 10719 K. sayılı ilamıyla bu davada davalı şirketin iflasına karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulduğu, bozma sonrasında bu davanın davacısının karar düzeltme süresini kaçırdığı, karar düzeltme isteminin süreden reddedildiği, karar düzeltme isteminin süreden reddi nedeniyle bu davaların davalısının bu davaların davacısını vekaletten azlettiği, yapılan yargılama sonucunda .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nce bu davaların davalısının iflasına karar verildiği ve kesinleştiği dosya kapsamı ile sabittir. Bu davalara konu istemlerden birisi de, davacı avukatın davalı şirketin iflasının ertelenmesine ilişkin davası nedeniyle anılan sözleşme uyarınca 200.000,00 TL'nin masaya kaydı istemine ilişkin olup, davacı iflasın ertelenmesine ilişkin davayı usulünce takip ederek sonuçlandırmadığına, karar düzeltme istemini zamanında yapmadığına ve bu davaların davalısının iflasına karar verildiğine göre, bu davalarda davalı şirketin 10.06.2006 tarihli “avukatlık sözleşmesi” kapsamında borcunun bulunmadığının kabulü gerekirken, bu davaların davalısı olan şirketin, bu davaların davacı avukata karşı açacağı tazminata ilişkin davada belki gerekçe yapılabilecek, avukat görevini bihakkın yapsa dahi iflası ertelenmesi istenen şirket iflas edecekti yönündeki, bu davaların davalısının, sırf karar düzeltme isteminde bulunmama nedeniyle değil, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmaması nedeniyle iflasına karar verildiği gerekçesine yer verilerek, taraflar arasındaki sözleşme nazara alınmaksızın bu kaleme ilişkin istemin de kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl ve birleşen davalarda davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.