Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 391 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 4913 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatifin normal mesken ortağı olduğunu, genel kurul kararına dayalı aidat alacağının tahsili için başlatılan icra takibinin haksız itiraz nedeniyle durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, dava dışı yüklenici ...dan B tipi üyeliğe konu dubleks daireyi bedelini peşin ödeyerek 20.02.2008 tarihinde satın aldığını ve üye yapıldığını, 30.06.2000 tarihli genel kurul kararı uyarınca inşaat finansman aidatı talep edilemeyeceğini,kooperatife borçlu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacı ile dava dışı... arasındaki sözleşmenin kooperatifi bağlamayacağı, sonraki genel kurul kararının öncekini genel kurul kararının önceki genel kararını eşitliği sağlamak üzere değiştirebileceği, bu durumda kazanılmış haktan sözedilemeyeceği, eşitlik ilkesine göre bütün üyelerin genel kurulca kabul edilen aidatlar ve talep edilen bütün ödemelerden sorumlu olması gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, itirazın 7.900,00 TL asıl alacak bakımından iptaline, takibin takip tarihinden itibaren asıl alacak üzerinden işleyecek yasal faizi ile devamına, %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, kooperatif aidat alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacı kooperatifin, 30.06.2000 tarihli genel kurulunda kooperatif inşaatının yapım işinin dava dışı ... Şti.'ye verilmesi, kooperatifin borcunu ödeyememesi halinde şirket tarafından istendiğinde yapım karşılığı şirkete B tipi üyelik verileceği, bu üyeliklerin şirket tarafından üçüncü kişilere devri halinde yükümlülüklerin yerine getirilmesinin şirket tarafından yerine getirileceği, B tipi üyelerin kat farkı, elektrik, su, doğalgaz, sayaç ve katılım payları dışında herhangi bir ücret ödemeyecekleri kabul edilmiştir. 28.06.2002 tarihli genel kurulda da B tipi üyeliklerin şirkete verilmesinin uygun olduğu kabul edilmiştir. Davalı ile dava dışı şirket arasında yapılan 20.02.2007 tarihli sözleşme ile davalının B tipi üyelik devraldığı, 12.09.2008 tarihli yönetim kurulu kararıyla da kooperatife ortak olarak kabul edildiği, davalının böylece peşin bedelli üyeliği devir aldığı uyuşmazlık dışı olup, dosya kapsamı ile de sabittir.Davalı kooperatifin, 09.08.2009 tarihli genel kurulunda, yüklenici ... Şti. ile yapılan 07.08.2001 tarihli sözleşmenin şirketin ağır kusuru nedeniyle kooperatifin zarara uğradığı gerekçesiyle feshine ve bu sözleşmenin yapılmasına imkan veren 30.06.2000 tarihli genel kurul kararının iptaline ve davacının da içinde bulunduğu dubleks mesken ortaklarından aidat alınmasına karar verilmiş, 09.08.2009 tarihli genel kurul kararı ile birlikte icra takibinin dayanağı olan 18.04.2010 tarihli genel kurulda da ilave aidat yükümlülüğüne ilişkin karar oluşturulmuştur. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 23. maddesi hükmü uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit konumdadırlar. Yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu, genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkca ya da zımnen benimsemesi icap etmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) üyelik aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve alt yapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsenmedikçe 1163 sayılı Kanun'un 23. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamaz. Öte yandan, kooperatifin en yetkili organı genel kuruldur. Genel kurulda hakkaniyetin gerektirdiği ölçüde gerekli kararlar alınabileceği gibi, daha önce alınan ve uygulanan kararların değişen koşullar ve eşitlik ilkesi gerektirdiğinde, değişen koşullarda eşitlik sağlanmak üzere değiştirilmesi mümkün ve geçerli olup, bu durumda kazanılmış hakların ihlâlinden sözedilemez. Aksi halde bu ilkelere uyulmadan alınan sonraki genel kurul kararı, kazanılmış hakları ihlâl edeceğinden yok hükmündedir.Somut olayda, 09.08.2009 ve 18.04.2010 tarihli genel kurullarda, peşin bedelli ortak olduğu uyuşmazlık dışı olan davalının kazanılmış haklarını bertaraf eder nitelikte alınan kararlar yok hükmündedir. Kooperatifçe peşin bedelli üye olarak benimsenen davalının, dava dışı yüklenicinin kooperatife karşı olan edimlerini yerine getirmediği gerekçesiyle, sözleşmenin feshi nedeniyle kararlaştırılan aidat kapsamına alınması, peşin bedelli üyeliğin sonuçlarının ortadan kaldırılması anlamına geldiğinden, yok hükmündedir. Bu durumda, peşin ödemeli ortakların durumunu ağırlaştırabilecek ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 23. maddesinde yer alan eşitlik kuralına aykırı olabilecek şekilde alınan sonraki genel kurul kararları daha önce genel kurul kararına dayalı olarak oluşan peşin bedelli üyelik statüsünün davacı yararına olan sonuçlarını olumsuz olarak etkilediğinden, yok hükmündedir. Yok hükmünde olan kararlar baştan beri hükümsüz olan, sonradan geçerlik olanağı bulunmayan kararlardır. Davacı kooperatif, 30.06.2000 tarihli Genel Kurul Kararı ile kararlaştırılan 07.08.2001 tarihli iş takip sözleşmesine dayalı taleplerini, aynı genel kurulda kararlaştırıldığı üzere dava dışı yüklenici şirkete yöneltmelidir.Bu durumda, mahkemece, 18.04.2010 tarihli genel kurul kararına dayalı olarak başlatılan icra takibinde, davalının, inşaat finansman gideri ile ilgili talep bölümünden sorumlu olmayacağı gözönünde bulundurularak, kooperatif konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile kooperatif defter, kayıt ve belgeleri incelenerek, talep konusu alacağın davalının sorumlu tutulamayacağı inşaat finansman gideri mi, yoksa sorumlu tutulabileceği genel gider ve altyapı gideri mi olduğu konusunda rapor alınıp, oluşacak sonuç doğrultusunda varsa davalının sorumluluk miktarının belirlenmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 24.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.