MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasında görülen sözleşmenin iptali davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 17.03.2014 gün ve 35 Esas, 2010 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.- KARAR -Davacı, davalı kooperatifte dolmuş işletmeciliği yapmakta olduğunu, yönetimle aralarında bir takım sorunlar bulunduğunu, bu süreçte kooperatif yönetiminin sürekli olarak kendisine zorluk çıkardığını, yol güzergâhı hakkı için başvuruda bulunmasına rağmen olumlu veya olumsuz bir cevap verilmediğini, ...'nün kooperatife gönderdiği yazıda Y yetki belgesi verilmesi için 30 koltuk kapasiteli özmalın olması gerektiğini bildirdiğini, kooperatifin kendisine aracın kooperatife özmal olarak devretmesi halinde yol güzergahı vereceğini, araç kooperatif adına görünse de işletmesinin kendisi tarafından yapılacağını, araç mülkiyetinin kendisine ait olmayacağını belirttiğini, 22.12.2006 tarih ve 06418 yevmiye sayılı Noterlik sözleşmesi ile aracı davalıya bedelsiz olarak devretmek zorunda kaldığını, satış sözleşmesinden sonra araçla çalışmaya devam ettiğini, aracın vergi, harç, trafik cezalarını, sigorta masraflarını kendisinin ödediğini ancak, kooperatif yönetiminin her seferinde kendisi ve diğer hat sahiplerine " ya bizim dediklerimizi yapacaksınız ya da araçlarınızı satarız" şeklinde tehditte bulunduğunu, tehditler üzerine ... Valiliği'ne şikayette bulunduklarını, şikayet üzerine kooperatif yönetiminde bulunan ... tarafından kooperatif hakkında hileli şekilde icra takibinde bulunulduğunu, kooperatifin de kötüniyetli olarak takibe itiraz etmeyerek aracın haczini sağladığını, aracın yakalanıp, trafikten men edildiğini, ortada açık bir hile bulunduğunu ileri sürerek, 22.12.2006 tarih ve 06418 yevmiye sayılı araç satış sözleşmesinin iptalini talep ve dava etmiştir.Davalı kooperatif temsilcisi, aracın kooperatife bedeli karşılığında satıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile ... Noterliği'nce düzenlenen 22.12.2006 tarih ve 016418 yevmiye no'lu araç satış sözleşmesinin iptaline dair verilen karar, davalı kooperatif temsilcilerinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 17.03.2014 tarih ve 35 E., 2010 K. sayılı kararıyla, dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nın 28. maddesinde "diğer tarafın hilesiyle akit icrasına mecbur olan tarafın hatası esaslı olmasa bile, o akit ile ilzam olunamaz" hükmüne yer verildiği ve 31. maddesinde hilenin anlaşıldığı tarihten itibaren bir senenin geçmesiyle akde icazet verildiğinin kabul edildiği, öncelikle hile nedenine dayalı bir davanın dinlenebilmesi için ileri sürülen vakıaların hile olarak kabul edilmesi ve akdin diğer tarafının hile yaptığının ispatlanması gerektiği, YHGK'nın 15.12.2004 tarih ve 14-558 E, 4-722 K; 09.02.2005 tarih ve 1-7 E, 47 K sayılı ilamlarında açıklandığı üzere; hile, genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı korumak yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlandığı, hatada yanılma, hilede yanıltma sözkonusu olduğu, hile koşullarının varlığı halinde aldatılan tarafın, hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili olarak ortadan kaldırabileceği ve verdiği şeyi geri isteyebileceği, bunun yanı sıra, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılmasının da hiçbir şekle bağlı olmadığı, hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, def'i yahut dava yoluyla bu hakkın kullanılabileceği, bu durumda mahkemece, öncelikle hilenin davacı tarafça öğrenildiği tarih belirlenip, BK'nın 31. maddesindeki bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığının belirlenmesi gerektiği; öte yandan, 6100 sayılı HMK'nın 297/1-c maddesinde, hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsaması gerektiğinin öngörüldüğü, mahkemece tanık anlatımları aynen hükme taşınarak, tanık anlatımlarına göre sözleşmenin davalı tüzel kişiliğin temsilcilerinin hileli davranışları sonucunda davacı ile yapıldığı kabul edilerek, davanın kabulüne karar verildiği, davacı noter işlemi öncesinde hile ve desise ile kandırılarak, noter önünde hatalı irade beyanına yöneltildiği, yanıltıldığı, hile nedeniyle iradesinin fesada uğradığı iddiasını ispat için, HMK'nın 203/1-ç (HUMK'nın 293/5.) madde hükmü uyarınca tanık deliline de dayanılabilirse de; davalı kooperatif defter, kayıt ve belgeleri üzerinde kooperatifler konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılıp, somut dayanakları da gösterilmek suretiyle denetime elverişli bir karar verilmesi gerekirken, hileye ilişkin somut anlatımda bulunmayan tanık anlatımlarına itibar edilerek ve bununla yetinilerek, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı belirtilerek, davalı yararına bozulmuştur.Davacı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 5,20 TL harç ve takdiren 248,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 26.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.