MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiASIL DAVADA DAVACI-KARŞI ve BİR. DAVADAASIL DAVADA DAVALI-KARŞI ve BİR. DAVADAVek. Av. ...Taraflar arasındaki asıl-karşı ve birleşen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, karşı ve birleşen davaların reddine yönelik olarak verilen hükmün asıl davada davalı-karşı ve birleşen davada davacı kooperatif vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl davada davalı-karşı ve birleşen davada davacı vekili Av. ... gelmiş başka gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Asıl davada davacı vekili, davalı kooperatif üyeliğinden ihraç edilen müvekkilinin, kendisine tahsis edilen daireyi kullanmasının da engellendiğini, oysaki diğer tüm üyelerin dairelerine oturduklarını, müvekkilince açılan dava sonucunda ihraç kararının iptal edildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL kira bedeli ile 40.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla kira bedeline ilişkin talebini 43.915,64 TL'ye artırmıştır.Asıl davada davalı vekili, davacının kooperatif menfaatlerine aykırı hareket ettiğini, yükümlülüklerini yerine getirmediğini savunarak, asıl davanın reddini istemiş, açtığı karşı davasında ise, davalının kooperatif aleyhine faaliyetlerde bulunduğunu, sürekli olarak kamu kurum ve kuruluşlarına şikayet dilekçeleri vererek iskanın alınmasını engellediğini, kooperatif aleyhine iş ve işlem yapmama kuralını çiğnediğini ileri sürerek, 15.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir. Karşı davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Birleşen davada davacı kooperatif vekili, asıl davaya karşı açtığı karşı davada ileri sürdüğü aynı iddiaları tekrarlayarak, yine 15.000,00 TL tazminatın tahsilini istemiştir. Birleşen davada davalı vekilin, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, asıl davada davacının, kooperatif üyeliğinden ihracına ilişkin kararın mahkemece iptal edildiği ve iptal kararının Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, davacının ihraç kararından itibaren dava tarihine kadar 43.915,64 TL kira kaybına uğradığı, bu bedelin tahsili ile mağduriyeti giderilmiş olacağından manevi tazminat isteminin yerinde olmadığı, karşı ve birleşen davada davacı kooperatifçe, zarara neden olunduğu iddia edilen hususların somut olarak ortaya konmadığı, ispata yarar delillerle ilişkilendirilemediği gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile 43.915,54 TL'nin 20.0000,00 TL'sinin dava, kalan kısmın ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karşı davanın ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. Asıl davada davalı-karşı ve birleşen davada davacı kooperatif vekili temyiz etmiştir. .../...S.21) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davalı-karşı ve birleşen davada davacı kooperatif vekilinin, karşı dava yönünden tüm, asıl ve birleşen davalar yönünden aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2) Asıl davada davacı ortak, davalı kooperatifçe, hakkında verilen ihraç kararın iptali için açtığı davanın kabulüne karar verildiğini ileri sürerek, ihraç kararı tarihinden dava tarihine kadar olan dönem için kira kaybı talebinde bulunmuştur. Davalı kooperatif, davacının şerefiye borcu olduğunu savunmuş olup, mahkemece, davacının gerçekten böyle bir borcu olup olmadığı, borcu var ise, borcu olan diğer üyelere de bağımsız bölümlerinin teslim edilip edilmediği araştırılmamıştır. Keza, dosya içerisinde mevcut, davacı tarafça,..... gönderilen, 12.08.2013 günlü ihtarnamede, özetle; kendisine tahsis edilen bağımsız bölümü ailesi birlikte tahliye ettiği, bunun yerine kirada oturmayı tercih ettikleri, daireye geçmeme kararlılığında oldukları, binada halen çok sayıda ailenin oturduğu bildirilmiştir. Özetlenen bu ihtarnamede, davacının kooperatifteki dairesine geçmesinde herhangi bir engel bulunmadığı ancak, kendi tercihi ile daireye oturmadığı ifade edilmektedir. Anılan ihtarname ihraç kararından sonra gönderilmiştir. Bu itibarla, az yukarıda belirtilen hususlarda, aralarında kooperatifler konusunda uzman bir bilirkişinin yer aldığı bilirkişi heyetinden tarafların iddia, savunma ve itirazlarını da karşılayacak şekilde açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.Öte yandan, davalı kooperatif tarafından 28.10.2013 tarihinde açılan birleşen ..... sayılı manevi tazminat davası ile asıl davaya karşı 22.09.2011 tarihinde açılan karşı davanın konusu, dava sebebi ve tarafları aynıdır. Bu durumda, birleşen .... sayılı davanın derdestlik nedeniyle (HMK 114/1-ı), dava şartı yokluğundan HMK'nın 115/2. maddesi hükmü uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, esastan reddi yerinde görülmemiş, birleşen davada verilen hükmün de bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı-karşı ve birleşen davalarda davacı kooperatif vekilinin, karşı dava yönünden tüm, asıl ve birleşen davalar yönünden diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davalarda diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl ve birleşen davada kooperatif yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan kooperatif yararına 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı taraftan tahsili ile kooperatife ödenmesine, fazla yatırılan peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.