Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3873 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8416 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, davalı ile müvekkili arasında 15.09.2012 tarihli danışmanlık hizmet sözleşmesi imzalandığını, davacının eksiksiz şekilde edimlerini yerine getirdiğini ancak davalının dört aylık danışmanlık hizmet ücreti olan toplam 23.600,00 TL'yi ödememesi üzerine .... İcra Müdürlüğü'nün 2013/3157 sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin dava konusu alacağa dayanak sözleşmenin tarafı olmadığını ve davalıdan danışmanlık hizmeti almadığını, sözleşmenin gerçek tarafının ... olduğunu, davacının bu firmaya karşı sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının sözleşmede imzası olmasa bile taraf olduğunun yazılması ve dava dışı ... ile organik bağı nedeniyle sözleşmenin tarafı olduğunun kabulü gerektiği, taraflar arasında yapılan 15.09.2012 tarihli sözleşmenin 2. maddesinde hizmetin kapsamının belirlendiği, 3. maddesinde ise sözleşme kapsamında haftada bir gün veya ihtiyaç hasıl olduğu durumlarda telefon veya mail yoluyla danışmanlık yapılacağının karara bağlandığı, yani öncelikle ihtiyaç hasıl olduğunda telefon ve mail yoluyla danışmanlık yapılacağının belirtildiği, davacının hizmeti yapmadığı veya eksik yaptığına ilişkin ispat yükünün davalıda olduğu, davalının bu konuda delil ibraz etmediği, sözleşmenin 9. maddesi uyarınca aylık ücretin 5.000,00 TL+KDV olarak belirlendiği, fesih tarihine kadar ödenmeyen dört aylık ücretin 23.600,00 TL olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne ve 23.600,00 TL alacağa ilişkin itirazın iptaline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dosya kapsamında mevcut 15.09.2012 sözleşmenin taraflar arasındaki hukuki ilişkinin ve davaya konu icra takibinin dayanağını teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Sözleşmenin incelenmesinde; davacı .... ile .... arasında İmzalandığı, ... şirketinin kaşesi ve yetkilisinin imzasının bulunduğu, davacı şirketin gerek şirket kaşesinin gerekse firma yetkilisinin ... şirketi ile ilgisine ve sıhhatine bir itirazının bulunmadığı sabittir. Yine yargılama sırasında, davacı vekilinin anılan sözleşme konusu işe mahsuben ödeme yapıldığı ve itiraza uğramayan beyanını doğrular nitelikte, bilirkişi aracılığı ile yapılan inceleme sonrası alınan raporda, dava dışı ... şirketi tarafından 31.12.2012 tarihinde davacıya 11.800,00 TL (10.000,00+KDV) ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.Sözleşmenin metni içerisinde ... şirketinin adının geçmesi izah edilen olgular karşısında herhangi bir hukuki değer taşımamaktadır. Bu durumda, davalı yanca ileri sürülen pasif husumet ehliyetine yönelik itirazın kabulü gerekirken, gerekçeleri de gösterilmeden davalının dava dışı ... şirketi ile organik ilişki bulunduğundan bahisle husumet itirazının reddi doğru olmamıştır.Kabule göre de; davalının 15.09.2012 tarihli sözleşmeden doğan borçtan sorumlu tutulmasına rağmen aynı sözleşme uyarınca davacı yana yapılan ödemelerin mahsubu gerektiğinin gözardı edilmesi yerinde olmamıştır. Belirtilen sebeplerle karar bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.