Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3766 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3435 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, davalının işletmesinde kepçe çalışması yaptığını, bu iş karşılığı müvekkilinin 30.12.2007 tarih ve 091467 no'lu 40.120,00 TL bedelli faturayı tanzim ettiğini, fatura bedeli ödenmeyince icra takibi yapıldığını, borçlu davalının itiraz ettiğini, davalının alacak ilişkisine itirazı bulunmadığını, takip konusu miktara, faiz oranına itiraz ettiklerini ve ödemelerde bulunduklarını belirttiğini, davalı tarafından herhangi bir ödemenin söz konusu olmadığını, ayrıca taraflar arasında ticari bir ilişki bulunduğundan alacağa ticari faiz oranı uygulandığını, davalı borçlunun icra takibi işlemlerini uzatmak amacı ile kötüniyetle takibe itirazda bulunduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davalının borcunun icra takibine konu edilen miktar ve oranda olmadığını, icra takibine konu edilen fatura için istenen faiz oranın da fahiş olduğunu, davanın usul ve yasaya aykırı olarak açıldığını savunarak, davanın reddini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, faturanın davacının ve davalının ticari defterlerinde nakit ödenmiş olarak kayıtlı olduğu ve tarafların ticari defterlerinin Ticaret Kanunu hükümlerine göre hem tarafların lehine hem de aleyhine delil olabileceği, davacının davalıya gördüğü hizmetin bedelinin 18.465,00 TL olduğu ve defter kayıtları ile de dosyaya sunulan 9.007,00 TL'lik çek bedelinin davacı yana ödendiği, icra takibinin haksız olduğu ve davalının bu itibarla takibe yaptığı itirazın yerinde olduğu gerekçesiyle, davanın reddine, davacının bu icra takibini kötüniyetle yaptığını usulüne uygun deliller ile kanıtlayamadığı gerekçesi ile davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.1) Mahkemece başlanılan tahkikatta, 27.03.2014 tarihinde davacı vekilinin mazeret dilekçesi kabul edilmiş ancak aynı tarihte HMK'nın 186. maddesi uyarınca mazeretin kabul edilmesine rağmen ve ayrıca tahkikatın bittiği bildirilmeden, gün ve saat belirtilmeden taraflar davet edilmeden sözlü yargılamaya geçilerek esas hakkında hüküm tesisine gidilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. 2)Bozma nedenine göre, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir..../...S.2SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazları ile davalı vekinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.