MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiVek. Av. ...DAVALILAR :1-... 2-... 3-... Vekilleri Av. ...Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkilinin, kooperatif ortaklarına kefalet ederek .... kredi kullandıran bir kuruluş olduğunu, kredinin zamanında ödenmeyen taksitleri sebebiyle borcun tamamının muaccel olduğunu, 14.398,09 TL asıl alacak ve 19.485,91 TL işlemiş faiz olmak üzere 33.864,00 TL'nin tahsili için .... sayılı icra dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalıların 10.000,00 TL asıl alacak ile 9.000,00 TL işlemiş faizi kabul ederek fazlasına itiraz ettiklerini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, 4.398,09 TL asıl alacak ve 10.485,91 TL işlemiş faize yönelik itirazın iptali ile %40 icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, müvekkillerinden .... 10.000,00 TL kredi kullandığını, diğer müvekilleri .... kullanılan kredinin kefili durumunda olduğunu, kefilin diğer kefillere hisseleri nispetinde rücu imkânının bulunduğunu, bu bakımdan davacı kooperatifin krediyi kullandıran kuruluş gibi kefillere icra takibi yapmasının ve davacı kefilin diğer kefillerden kefalet sözleşmesine dayanarak akdi faiz talep etmesinin mümkün olmadığını, müvekkillerinin borcu nedeniyle anapara olarak 10.000,00 TL'nin ödendiğini, faizin anaparaya eklenmek suretiyle icra takibi yapılamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve 2.719,63 TL asıl alacak, 2.042,30 TL işlemiş faiz yönünden itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkâr tazminatının davalılardan tahsiline dair verilen kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 07.12.2010 tarih ve ..... sayılı ilamıyla, davalıların tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının reddiyle, bilirkişinin dosya içinde bulunan banka dekontlarına göre davacının ödemelerini hesapladığı, dekontlarda “nazım hesaplar” adı altında yapılan ödemeleri hesaplamaya dâhil etmediği, nazım hesaplar adı altında yapılan ödemelerin de, kredi borçlusu-davalının kredi borcuna karşılık dava dışı bankaca yapılan kesintiler olduğu, davacı tarafından yapılan bu ödemelerin de hesaplamaya dâhil edilmesi gerektiği belirtilerek bozulması üzerine, mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne ve 4.398,09 TL asıl alacak, 967,42 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.365,51 TL yönünden yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline dair verilen kararın, taraflarca .../...S.2temyiz edilmesi üzerine, bu kez, Dairemizin 25.03.2013 tarih ve.... sayılı ilamıyla, tarafların diğer temyiz itirazlarının reddiyle, davanın reddedilen kısmı üzerinden, davanın reddi sebebi aynı olan davalılar ... ve ... lehine ayrı ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesi, % 40 oranında hükmedilen icra inkâr tazminatının hangi alacak kalemleri üzerinden ve hangi davalılardan tahsiline karar verildiği hususunun belirtilmeyerek, HMK'nın 297/2. maddesine aykırı şekilde infazda tereddüt yaratılması ve karar tarihinden sonra yürürlüğe giren TBK'nın 88. ve 120. maddelerinin somut olay bakımından değerlendirilerek, davacı bakımından işlemiş temerrüt faiz oranı ve miktarı, davalılar bakımından ise işleyecek faiz oranı yönünden gerekirse bilirkişi denetimine elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek bozulması üzerine, mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafın, 4.398,09 TL asıl alacak ve 9.934,82 TL işlemiş faiz alacağının bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, toplam 14.332,91 TL yönünden itirazın iptaline ve takibin devamına, 14.332,91 TL üzerinden hesaplanacak %40 oranındaki icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1-Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacı vekilince, 14.398,09 TL asıl alacak ve 19.485,91 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 33.864,00 TL'nin tahsili için, asıl alacağa aylık %40 oranında faiz yürütülmek suretiyle icra takibine başlandığı, davalıların 10.000,00 TL asıl alacak ve 9.000,00 TL işlemiş faizi kabul ederek fazlasına itiraz ettikleri anlaşılmıştır. Mahkemece uyulmasına karar verilen Dairemizin 25.03.2013 tarih ve .... sayılı ilamında, takipten sonra işleyecek faiz oranı yönünden takibin devamına karar verilmek suretiyle takip talebindeki %40 işleyecek faiz oranı üzerinden takibin devamı sonucunu doğuracak şekilde davalılar aleyhine hüküm kurulduğu belirtilerek, davalılar bakımından işleyecek faiz oranı yönünden gerektiğinde bilirkişiden denetime elverişli bir rapor alınmak ve sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmiş olup, mahkemece bozmaya konu 30.03.2012 tarihli karar gibi "takibin devamına" karar verilmek suretiyle yine davalılar aleyhine hüküm kurulmuştur. Ne var ki, karar davalılar vekilince temyiz edilmediğinden bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının 14.398,09 TL asıl alacak, 19.934,82 TL işlemiş faiz alacağı olduğu hesaplanmış olup, davalıların icra takibinde kabul ettiği tutarların mahsubundan sonra 4.398,09 TL asıl alacak, 10.934,82 TL işlemiş faiz borcu kaldığının hesaplanması gerekirken, işlemiş faiz borcundan kabul edilen 9.000,00 TL'nin mahsubu sırasında yanlış hesaplama yapılarak, kalan işlemiş faiz borcu 9.934,82 TL olarak belirlenmiştir. Bu durumda mahkemece, bilirkişi tarafından belirlenen 19.934,82 TL işlemiş faiz borcundan, kabul edilen 9.000,00 TL'nin mahsubundan sonra davalıdan 10.934,82 TL işlemiş faiz borcunun bulunduğu, ancak takip talebi ile bağlı kalınarak 10.485,91 TL işlemiş faiz tutarının hüküm altına alınması gerektiği gözetilerek, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, bilirkişinin hesap hatası hükme yansıtılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Öte yandan, 21.01.2008 dava tarihinin, gerekçeli karar başlığında 24.06.2013 olarak yazılmış olması da hatalı olmuştur..../...S.32- Bozma nedenine göre, davacı vekilinin yargılama giderleri ve vekâlet ücretine ilişkin temyiz nedeninin incelenmesine gerek görülmemiştir. 3-Kabule göre ; Dairemizin, 25.03.2013 tarihli bozma ilamının 2 numaralı bendinde, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 3/2. maddesindeki, müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar lehine tek vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğine ilişkin hüküm uyarınca davanın reddine karar verilen kısmı üzerinden davalılar ... ve ... lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı belirtilmesine rağmen, aynı şekilde ret sebebi aynı olan adı geçen davalılar lehine ayrı ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesi de hatalı olmuştur. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.