Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3712 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2502 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :...Davacı tarafından açılan iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde müdahiller .... vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili müvekkilinin 2012 yılında yatırım amaçlı olarak nakit temini için bankalara aşırı borçlandığı, çek yasasında meydana gelen değişiklikler nedeniyle, ürün verdiği şirketlerin iflas ettiği, verdikleri müşteri çeklerinin karşılıksız çıkması nedeniyle çek bedellerini ödemek zorunda kalması sonucunda borca batık hale geldiğini, iyileştirme projesinin uygulanması sonucunda borca batıklıktan kurtulabileceğini ileri sürerek, davacı şirketin iflasının bir yıl süreyle ertelenmesini talep ve dava etmiştir.Bir kısım müdahil vekilleri, davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, müdahil beyanları, benimsenen bilirkişi rapor ve ek raporu ile dosya kapsamına göre; borca batık olan davacı şirketin iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğu, şirketin sahip olduğu menkul ve gayrimenkullerin satışı ve mevcut işlerden elde edilecek geliriyle sermaya açığının kapatılacağı gerekçesiyle, davanın kabulüne, davacının iflasının bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiştir]Kararı, müdahillerden .... Bankası vekili temyiz etmiştir.Dava, iflas erteleme istemine ilişkindir.İflasın ertelenmesi, borca batık durumda bulunan somut öngörüler içeren, ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi çerçevesinde bu durumdan kurtulması kuvvetle muhtemel bulunan kooperatiflerle sermaye şirketleri için öngörülmüş bir hukuki korunma yoludur (İİK'nın m. 179). İflasın ertelenebilmesi için şirketin borca batık durumda olması, sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsamında şirketin mali durumunu düzeltebileceğine dair somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir (6102 sayılı TTK'nın m. 377, İİK'nın m.179 vd.). İflasın ertelenmesinin amacı, borca batık sermaye şirketinin mali durumunu düzelterek borca batıklıktan kurtulmasının sağlanmasıdır. Borca batıklıktan kurtulma ise tüm borçların ödenmesi anlamına gelmeyip, aktifin pasiften fazla olmasını ifade eder. Gerek borca batıklık ve gerek iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı hususunda özel ve teknik bilgi niteliğinde bulunduğundan ve hakimin bunları genel ve mesleki bilgisiyle çözmesi beklenemeyeceğinden HMK’nın 266. maddesinde gösterildiği şekilde bilirkişinin oy ve görüşüne müracaat edilmeli ve bu raporun da hukuka uygunluğunun hakim tarafından denetlenmesi gerekir. .../... S.2Ayrıca, somut verilere dayalı, çelişmeyen öngörüler içeren, özellikle sermaye ve/veya kârlılık artışını netleştiren unsurların varlığının, proje için vazgeçilmez hususlarolduğu gözden kaçırılmamalı; iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunun bu yolla tespiti cihetine gidilmelidir.Somut olayda, alınan ilk bilirkişi raporunun kaydi değerlere göre, vaki itirazlar üzerine alınan ek raporun rayiç değerlere göre hazırlandığı bu haliyle davacı şirketin borca batık olduğu anlaşılmıştır. Davacı şirketçe sunulan iyileştirme projesi kapsamında belirtilen sermaye artışı, gayrimenkul satışı gibi hususların yerine getirilmediği, kaldı ki şirkete ait gayrımenkullerin üzerindeki ipotek bedellerinin taşınmazların rayiç değerinin çok üzerinde olduğu anlaşılmış, bu haliyle somut verilere dayanmayan iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğu hususunda gerekçede de doyurucu bir açıklama bulunmamaktadır.Öte yandan, bilirkişi kurulunda görev yapan ......'un aynı zamanda şirket yönetim kayyımı olarak görevlendirilmesi de doğru olmamıştır.Bu durumda kayyım ve aynı zamanda bilirkişi olan ...'un içinde bulunmadığı, davanın niteliği ve dosya kapsamına göre konusunda uzman bir bilirkişi heyeti oluşturularak, iflas erteleme isteyen davacı şirketin gayrimenkulleri üzerinde bulunan ipotekler de gözönüne alındığında borca batıklığı sabit olduğuna göre, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı aynı zamanda uygulanabilir nitelikte olup olmadığı hususunda bilirkişi heyetinden açıklamalı denetime elverişli bir rapor alınarak oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.Diğer yandan iflas erteleme talebinde bulunan davacıya iflas avansı depo ettirilmeden yargılamaya devam edilmesi de doğru olmamıştır.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, müdahiller ..... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, bu müdahiller yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.