Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3694 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5860 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan gelen olmadığından incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Davacı vekili, davalı tarafça müvekkili ve dava dışı borçlular aleyhine 23.03.2004 tarihli kredi sözleşmesi ve eklerine istinaden 45.000,00 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin kefil olarak sorumluluğunun söz konusu kredi sözleşmesinin limiti olan 10.000,00 TL miktarında olduğunu, takibe dayanak diğer belgelerde müvekkilinin borçlu veya kefil sıfatıyla imzasının bulunmadığını ileri sürerek, anılan takip dosyasında müvekkilinin 35.000,00 TL yönünden borçlu olmadığının tespiti ile takibin 35.000,00 TL'lik kısmının iptalini, faiz başlangıcının 16.05.2012, faiz oranının ise yasal faiz olarak tespitini ve %40 oranında kötüniyet tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar Dairemizin 04.10.2013 tarih ve .... sayılı kararıyla mahkemece, davacı kefilin sorumluluğunun, kredi sözleşmesinde tespit edilen kefalet limiti ve bu limite eklenebilecek kendi temerrüdünden doğan faiz ve fer'ileriyle sınırlı olduğu isabetli olarak tespit yapıldığı halde, işlemiş faiz yönünden herhangi bir hesaplama yapılmadığı, davalı tarafça, 45.000,00 TL asıl alacağın tahsili için icra takibine başlandığı, davacı tarafça borcun 10.000,00 TL'lik kısmı kabul edilerek, 35.000,00 TL dava değeri üzerinden borçlu bulunmadığının tespitinin istendiği, mahkemece, uzman bilirkişiden davacının kabul ettiği limite ilişkin 10.000,00 TL alacak tutarı üzerinden temerrüt tarihi ile takip tarihi arasındaki işlemiş akdi faiz tutarı ile ilgili olarak yargılama aşamasında yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK'nın 88 ve 120. maddeleri de gözününde bulundurulmak suretiyle ek rapor alınıp, takip tarihi itibariyle borçlu olduğu işlemiş faiz miktarının tespiti ve bu miktar üzerinden infazı mümkün hüküm kurulması gerektiği belirtilerek taraflar yararına bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; icra dosya borcunun yargılama aşamasında ödenmiş olması nedeniyle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, karar verilmesine yer olmadığına, davalı tarafın dava açılmasına sebebiyet verdiği gerekçesiyle, davalı tarafın yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir..../...S.21-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Mahkemece, uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapılmak suretiyle dava tarihi itibariyle haklılık durumu ve dolayısıyla, davanın açılmasına hangi tarafın ne oranda neden olduğu üzerinde durularak vekalet ücretinden hangi tarafın sorumlu olduğunun belirlenmesi ve buna göre hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.