MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Vek. Av. ...DAVALILAR : 1-... Vek. Av. ... 2-... Müdürlüğü Vek. Av. ...Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, dava dışı borçlu ....'den olan ilama bağlı alacağının tahsili için yapılan icra takibi kapsamında borçlu adına kayıtlı iki adet taşınmazın cebri icra kanalıyla satışının yapıldığını, herbir taşınmaz için ayrı ayrı sıra cetveli tanzim edildiğini, 8813 parsel üzerinde bulunan davalı ... lehine tahsis edilmiş ipoteğe bağlı alacağın gerçek olmaması nedeniyle satış bedelinden bu alacaklıya pay ayrılmasının hatalı olduğunu, her iki taşınmaz yönünden müvekkilinin alacağının kamu alacağı olması nedeniyle öncelikli olarak ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, .... sayılı takip dosyasından tanzim edilen her iki derece kararında davalıların derecelerinin müvekkili lehine iptalini talep ve dava etmiştir.Davalı ... vekili, dava dilekçesinde iddia edildiği şekilde muvazaalı bir işlemin söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Davalı ... Müdürlüğü vekili, davacının 6183 sayılı Yasa'dan yararlanacak bir kurum olmadığını, derece kararının doğru olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün kural olarak davalı alacaklı üzerinde olduğu, dosyaya sunulan belgeler ile davalı ...'ın dava dışı borçludan olan alacağının muvazaalı olmadığı, gerçek bir alacağa ilişkin olduğu, bu sebeple davacının iddiasının kanıtlanamadığı, aksine davalının muvazaa iddiasını usulüne uygun delillerle çürüttüğü, davacı birliğin alacağının kamu alacağı olmaması nedeniyle kamu alacağı niteliğinde olan davalı ...'nin alacağından önce yer alması yönündeki davacı iddialarına itibar edilmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1-Davacı vekilinin 8813 parsel sayılı taşınmazla ilgili hükme yönelik temyiz itirazları yönünden;Davacı vekilince; anılan taşınmazla ilgili sıra cetvelinde.... lehine tesis edilen ipoteklerin borçlunun bankaya borcunu ödemesine rağmen temlik edildiği, hatta 15.04.2005 tarihli ipoteğin müvekkilinin dava tarihinden sonra tesis edildiği, borçlunun hileli yola başvurduğu ileri sürülerek, sıra cetveline itiraz edilmiştir.Mahkemece dava isabetli olarak, sıra cetveline itiraz davası olarak nitelendirilmesine rağmen, hükmün gerekçe bölümünde, bu nitelendirme ile çelişecek şekilde, "2004 Sayılı İİK.nun 277.ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için öncelikle borçlunun ödemeden aciz olduğuna ilişkin aciz belgesinin sunulması gerektiği anlaşılmış ise de; icra dosyasındaki bilgi ve belgeler ile dosyamızdaki .../... S.2.bilgi ve belgelerden görüldüğü üzere, borçlu dava dışı ....'nin ekonomik durumunun borçlarını karşılayacak düzeyde olmadığı anlaşıldığından ödemeden aciz olduğu kanaatine varılarak, aciz belgesinin sunulmasına gerek olmadığı kanaatine varılmıştır." şeklinde gerekçe oluşturulması doğru olmamış ise de, bu yanlışlık sonucu etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Öte yandan, davalı alacağının gerçek bir hukuki ilişkiye dayanmadığı ve muvazaalı oluşturulduğu iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün davalı alacaklıda olduğu ve davalının bu alacağın varlığını ve miktarını, takipten önce düzenlenmiş ve üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilecek nitelikteki delillerle ispatlaması gerektiği tartışmasızdır. Ne var ki, davacının iddiası gerçek bir alacağın bulunmadığı değil, alacağın bulunduğu fakat sona erdirildiği noktasında ise, kural olarak ispat külfetinin yer değiştirdiği kabul edilmeli, bir diğer ifade ile ödeme gibi sebeplerin varlığını ispat yükü davacıya yüklenmelidir (...). Somut olayda, davacı tarafça dava dilekçesinde alacağın bulunduğu fakat sona erdirildiğine yönelik itirazlar da ileri sürülmesine rağmen, temyiz dilekçesinde davalı alacağının muvazaalı oluşturulduğu ileri sürülmüştür. Temyiz kapsamına göre, mahkemenin ispat yükünün davalı alacaklıda olduğunu kabul etmesi doğru olmuştur.Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin 8813 parsel sayılı taşınmazla ilgili hükme yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-İtiraz, 30037 ada 1 parsel sayılı taşınmazın satış bedeli ile ilgili düzenlenen sıra cetveline ilişkindir.Davacı tarafça, satış bedelinin paylaşımında müvekkilinin kamu kurumu olduğunun dikkate alınmadığı, müvekkili kurum alacağı davalı ... haczinden önce doğmasına rağmen 6138 sayılı Kanun'un 69. maddesi dikkate alınmadan bedelin garameten paylaştırıldığı ileri sürülerek, sıra cetveline itiraz edilmiştir.Borçluya ait mahcuz satış bedelinin bütün alacaklıların alacağını karşılamaması halinde düzenlenecek sıra cetveline itiraz, alacağın esas ve miktarına ya da bununla birlikte sıraya yönelikse dava yoluyla genel mahkemede (İİK’nın m.142/1), itiraz sadece sıraya yönelikse şikayet yoluyla icra mahkemesinde (İİK’nın m. 142/son) ileri sürülmelidir.6100 sayılı HMK'nın 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu hükmü ile HUMK'nın 428/2. maddesinin mahkemenin görevli olmamasının mutlak bozma nedeni olduğuna ilişkin hükmü karşısında, görev hususu somut olayda olduğu gibi, açıkça temyize gelmese dahi temyiz mahkemesince re'sen gözetilmelidir. Bu durumda mahkemece, 30037 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilerek, davacı tarafın müvekkili alacağının kamu alacağı olduğu ve haczinin de davalı ... haczinden önce olduğuna yönelik isteminin takip hukuku kurallarının yanlış uygulanmasına yönelik olduğu, davalı ... alacağının hiç ya da gösterilen miktarda bulunmadığına yönelik olmadığı ve icra mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle, HMK'nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esasının incelenmesi doğru olmamıştır.3-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin 30037 ada 1 parsel sayılı taşınmazla ilgili hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. .../... S.3.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin 8813 parsel sayılı taşınmazla ilgili temyiz itirazlarının reddi ile, 8813 parsel sayılı taşınmazla ilgili sıra cetveline ilişkin hükmün ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, 30037 ada 1 parsel sayılı taşınmazla ilgili hükmün re'sen BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin 30037 ada 1 parsel sayılı taşınmazla ilgili hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, alınması gereken harç peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 8813 parsel sayılı taşınmazla ilgili sıra cetveline ilişkin kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık, 30037 ada 1 parsel sayılı taşınmazla ilgili sıra cetveline ilişkin kararın karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.