Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3626 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8780 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Konya 1. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 25/09/2013NUMARASI : 2012/385-2013/251Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti, tapu iptali ve tescil davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, müvekkilinin davalı E.. Ö..'in üyelik hakkını devraldığını ve 16.10.2000 tarihli yönetim kurulu kararıyla üyeliğe kabul edildiğini, kaba inşaat halinde teslim aldığı taşınmaza 40.000,00 TL harcama yaptığını ve dört yıldır taşınmazı kullandığını, ancak davalı kooperatif yönetiminin müvekkilinden arsa sahiplerinin dairelerinin içlerini yaptırmasını istediğini, müvekkili karşı çıkınca da üyeliğini kabul etmediklerini, ayrıca müvekkiline ait kooperatif hissesi üzerinde diğer davalı B.. K..'in de kötüniyetli olarak hak iddia ettiğini ileri sürerek, müvekkilinin kooperatif hissesini devraldığının tespiti ile muarazanın men'ine, taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı kooperatif vekili, davacının üyeliğe kabul kararında imzası bulunan kişilerin karar tarihinde kooperatif yöneticisi olmadığını, davalı E.. Ö..'in kooperatife üye olduğunu, ancak bu üyeliğini 1998 yılında H. A. K.devrettiğini, üyeliği kalmayan davalı E.. Ö..'in daha sonra sahte belgelerle üyelik devirleri yaparak piyasayı dolandırdığını, kendisinde bulunan 2003 yılı defterlerini de kooperatife teslim etmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı B.. K.. vekili, dava konusu taşınmaz ile müvekkiline ait taşınmazın aynı taşınmaz olmadığını, 2003 yılı öncesine ait defterlerin kooperatif inşaatını yapan E.. Ö..'de olduğunu, davalı E.. Ö.. tarafından düzenlenerek davacıya verilen üyeliğe kabule ilişkin yönetim kurulu kararı altındaki imzanın kendisine ait olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Diğer davalı E.. Ö.., davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın reddine dair kararın davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 19.01.2012 tarih ve 2011/2405 E., 2012/214 K. sayılı ilamıyla, davacının dava konusu dairede üç yıldan beri oturduğu ve kaba inşaat halinde aldığı bağımsız bölümü oturulabilir hale getirdiği iddiası ile ilgili inceleme ve araştırma yapılması, kooperatifin iddia edilen hususlara karşı çıkmamasının zımni üyeliğe esas teşkil edip etmeyeceğinin tartışılması, kooperatif defter ve kayıtlarında bu hususta inceleme yapılması gerektiği, davacının yemin deliline dayanmasına rağmen bu hususta herhangi bir karar verilmemesinin doğru olmadığı, davacının üye olduğunun belirlenmesi halinde tapu iptali ve tescil talebi yönünden kooperatife karşı mali yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğinin araştırılması gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının devraldığını iddia ettiği dava konusu hisse ve taşınmazın davalı B.. K..'in hak iddiasında bulunduğu taşınmazla bir ilgisinin olmadığı, davacının hissesini devraldığını iddia ettiği E.. Ö..'in kooperatif üyeliğinin bulunmadığı, davacı tarafın üyeliğine dayanak belge mümzilerinden ikisinin belge tarihinde yönetim kurulu üyesi olmadığı, belge aslına ulaşılamadığı, kooperatif üye sayısı nazara alındığında bir adet üyeliğin boş bulunduğu, davacının dava konusu taşınmazda dava tarihi itibariyle 3 yıldan beri oturduğu, bir kısım masrafları yaptığı, ancak tanık beyanlarından kooperatifin bu olaya karşı çıktığı, davadan sonra 04.10.2006 tarihinde kooperatifçe bu hususta ihtar çekildiği, zımni üyeliğin bulunmadığı, davalı tarafa yemin teklifinde de bulunulmadığı, E.. Ö..'in kendisine ait hissesini H. A. K. devrettiği ve kooperatif defterlerini ele geçirmesi nedeniyle kooperatifçe gerekli işlemlerin gerçekleştirilemediği, davacının kooperatife herhangi bir bedel ödemediği gerekçesiyle davanın, davalı B.. K.. yönünden husumet, diğer davalılar yönünden esastan reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1) Davacı vekilinin tapu iptal ve tescil istemine yönelik temyiz itirazları yönünden; Dosya kapsamından davacının 16.10.2000 tarihinden dava tarihi 17.06.2004 tarihine kadar kooperatifçe kendisine teslim edilen G Blok Zemin Kat 2 numaralı dairede oturduğu, kaba inşaat halinde teslim aldığı dairede oturulabilir hale gelmesi amacıyla masraflar yapmış olduğu anlaşılmıştır. Kooperatif ortaklığı, kooperatif yetkili organlarının açık bir kabulü ile gerçekleşebileceği gibi bu hususta açıkça alınmış bir karar olmasa da kooperatifin bu kişi ile üye sıfatla yazışmalar yapması, onu genel kurullara çağırması, belirli miktarda ödeme kabul etmesi veya konut tahsisi ve teslim etmesi ve tadilata izin vermesi şeklinde zımnen de gerçekleşebilir. Mahkemece tanık anlatımlarına dayalı olarak kooperatifin bu olaya yani davacının dairede oturmasına ve tadilat yapmasına karşı çıktığı ve bu hususta 04.10.2006 tarihinde davacıya ihtar gönderdiği gerekçesiyle davacının kooperatife zımni üyeliğinin bulunmadığı sonucuna varılmış ise de, incelenen tanık anlatımlarından, davalı kooperatifin davacının daireye yerleşmesine ve dairede yaklaşık dört yıl boyunca oturmasına ses çıkarmadığı, ayrıca davalı kooperatif yetkililerinin davacı ile yaptığı görüşmelerin davacının dava tarihinden önce daireden çıkması yönünde olmayıp, diğer üyelerin yaptığı ödemeyi yapması halinde üyeliğe kabul edileceğine ilişkin olduğu anlaşılmış, ayrıca davacıya gönderilen ihtarnamenin ise davadan yaklaşık iki yıl sonra keşide edilmesi karşısında mahkemenin üyeliğin oluşmadığı yönündeki tespit ve kabulünde isabet görülmemiştir.Bu durumda mahkemece, davalı kooperatifin G Blok Zemin Kat 2 numaralı daireye isabet eden ve halen boş olduğu belirtilen üyelikle ilgili olarak davacının zımnen kooperatife üye olduğunun kabulü gerekir. Ancak kooperatif üyesinin tapu iptal ve tescil talebinde bulunabilmesi için kooperatife karşı tüm mali yükümlülüklerini yerine getirmiş olması, kooperatife herhangi bir borcu olmaması gerekir. Davacının kooperatife ödeme yapmadığı ve borcu bulunduğu hususu davacının da kabulünde olduğuna göre, mahkemece dava tarihi itibariyle kooperatife borcu olan üyenin kendisine tahsis edilen dairenin tapusunun iptali ile adına tescili isteminde bulunmayacağı gerekçesiyle tapu iptal ve tescil talebinin reddi gerekirken, yanılgılı ve yazılı gerekçelerle reddi doğru olmamış ise de, karar, sonucu itibariyle doğru olduğundan davacının tapu iptal ve tescil talebi ile ilgili temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2) Davacının üyelik tespitine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Yukarı da ayrıntıları ile açıklandığı gibi mahkemece davacının davalı kooperatife zımnen üye olduğu sonucuna varılması, buna göre davacının davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. Öte yandan, 17.06.2004 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında 19.07.2012 olarak yazılmış olması da hatalı olmuştur.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle, davacı vekilinin tapu iptal ve tescil istemine yönelik temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle, davacı vekilinin üyeliğin tespitine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu talep yönünden davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, üyelik tespiti yönünden temyiz harcı yatırmadığından iadesi hususunda karar verilmesine yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.