Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3617 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 691 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 06/05/2013NUMARASI : 2009/532-2013/269Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl davada davalı-birleşen davada davacı A.. D.. ile vekili Av. .., Av. .. ve asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili Av. ... gelmiş, başka gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Davacı vekili, davacı arsa sahibinin davalılardan diğer hissedar A.. D..'e vekaletname verdiğini, bu vekaletname ile davalı Ali'nin kendi adına asaleten davacı adına vekaleten diğer davalı yüklenici ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, ancak sözlemede yapılan paylaşımın adaletsiz olup, arsa sahiplerinin hisselerine uygun yapılmadığını, davalı A.. D..'in vekaletnameyi kötüye kullanarak davacıyı zarara uğrattığını ileri sürerek, sözleşmenin feshi, sözleşmede arsa sahiplerine tahsis edilen bağımsız bölümlerin arsa sahiplerinin tapudaki hisseleri oranında paylaştırılmasını; birleşen davada davacı arsa sahibi vekili, davalı arsa sahibi Hatice'nin, sözleşme konusu arsayı, davacının annesinden gerçekte bağışlama yolu ile devraldığı halde, tapuda muvazaalı işlemle satın almış gibi gösterildiğini, bu nedenle tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep ve dava etmiştir.Taraf vekilleri, karşılıklı olarak davaların reddini istemişlerdir.Mahkemece, bilirkişi raporu da dikkate alınarak, sözleşmede davacı arsa sahibi Hatice'ye tapudaki hissesi nazara alındığında eksik bağımsız bölüm verildiği, bu itibarla davalı A.. D..'nin vekaletini kötüye kullandığı gerekçesiyle asıl davada, sözleşmenin feshi talebinin ve davalı şirkete karşı açılan davanın reddine, tapu iptal ve tescil talebinin ise 12 numaralı bölüm yönünden kabulüne; birleşen davada, davacının, vekil olarak, dava konusu arsa hissesi hakkında sözleşme yaptığı, bu durumda artık davalının, bu hisseyi muvazaalı olarak elde ettiğini ileri süremeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, asıl davada davalı-birleşen davada davacı A.. D.. vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl davada davalı-birleşen davada davacı A.. D.. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2) Mahkemece asıl davada yapılan yargılama sonucu 12 numaralı işyerinin hüküm yerinde ifade edilen metrekareye uygun düşecek arsa payının davalılardan Ali adına olan kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.Mahkemeler, HMK.nun 297. maddesine uygun olacak şekilde infaz kabiliyetini haiz bir hüküm kurmak zorundadır.Mahkemece verilen bu hükmün ise, infazı mümkün bulunmamaktadır.Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, mevcut davada sona erdirilmeyip ileride tekrar hesaplama yapılmasını gerektirecek şekilde ve taşınmaz hukukunda bulunmayan bir yöntemle hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.Mahkemece yapılması gereken iş, tespit edilen değere göre bildirilen metrekarenin ne miktarda arsa payına tekabül ettiğinin bilirkişiye hesaplatılmasından ve kat irtifakında 12 numaralı bağımsız bölümde belirlenecek bu arsa payının iptali ile asıl davada davacı adına tesciline dair hüküm kurulmasından ibarettir.Değinilen hususlara dikkat edilmeksizin usul ve yasaya aykırı olarak verilen mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) Numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı-birleşen davada davacı A.. D.. vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bendde açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün asıl davada davalı-karşı davada davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacı H.. S..'dan alınarak, davalı A.. D..'e verilmesine, 09.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.