MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı kooperatif tasfiye memurlarınca duruşmalı, davalı ... vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde tasfiye memuru ... ve davalı ... vekilleri Av. ..., Av. ... ile davacı vekili Av. ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Davacı vekili, müvekkili arsa sahibi ile davalı yüklenici kooperatif arasında imzalanan 05.03.1993 tarihli arsa payı karşılığı konut yapım sözleşmesi gereğince müvekkiline verilecek olan 10 adet dairenin 30.12.1995 tarihinde teslim edilmesine rağmen, süresinde edimin ifa edilmemesi nedeniyle .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 1996/620 E. numaralı dosyasında açılan tapu iptali ve tescil davası yargılaması devam ederken, kooperatif başkanı ...'ın müvekkiline verilmesi gereken daireleri, oğlu diğer davalı ...'a 25.09.2003 tarihinde devretmesi üzerine bu sefer, ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 2005/385 E. sayı ile birleştirme talepli olarak, diğer davalı ... aleyhine tapu iptali ve tescili davası açıldığını, mahkemece 2011/978 K. sayılı karar ile davanın kabulüne dair kararın kesinleştiğini, 01.01.1996 yılından dava tarihine kadar 10 adet dairenin rayiç kira gelirinden mahrum kalmasına sebep olduklarını ileri sürerek, 25.000,00 TL manevi tazminat ile 75,000,00 TL maddi tazminatın davalı kooperatif için 01.01.1996 ve davalı ... için 25.09.2003 tarihlerinden itibaren işleyecek, yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ... vekili, müvekkili ile davacı arasında düzenlenmiş bir sözleşme bulunmadığını, talebin zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı kooperatif temsilcileri, talebin zamanaşımına uğradığını, tapu iptal ve tescil davasında fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; 05.03.1993 tarihli sözleşme gereğince 30.12.1995 tarihinde davacıya teslimi gereken dairelerin, süresinde teslim edilmemesi üzerine ..... Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan tapu iptali ve tescil davası yargılaması sırasında dairelerin kooperatif başkanı ... ile temsilci ...'nin, tapuda satış göstererek, ...'ın oğlu olan davalı ...'a devrettikleri, davacı lehine karar verilen tapu iptal ve tescil davasının, 22.01.2013 tarihinde kesinleştiği, 30.12.1995 - 25.09.2003 tarihleri arasında davalı kooperatifin tek başına sorumlu olduğu, 25.09.2003 - 22.01.2013 tarihleri arasında ise, davalı kooperatifin başkanının, oğlu olan davalı ...'a 10 adet daireyi 25.09.2003 tarihinde devretmek suretiyle, davalıların birlikte kusurlu hareket edip, davacıya zarar verdiklerinden müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, tapu iptali ve tescile yönelik kararın 22.01.2013 tarihinde kesinleşmesi ve davanın ecrimisile yönelik olmayıp, rayiç kira alacağına ilişkin olması nedenleriyle zamanaşımı def'inin yerinde görülmediği, manevi tazminatın yasal koşulları oluşmadığı gerekçesiyle manevi tazminat talebinin reddine, maddi tazminat talebinin kabulü ile, 218.657,20 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı kooperatiften tahsiline, 284.270,70 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı kooperatif ile davalı ...'dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı ... vekili ve davalı kooperatifi temsilen tasfiye kurulu, temyiz etmiştir.Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca teslimi gereken bağımsız bölümlerin zamanında teslim edilmediği iddiasına dayalı gecikme tazminatı istemine ilişkindir. Davacı arsa sahibi ile davalılardan yüklenici kooperatif arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde işin teslim tarihi 30.12.1995 olarak belirlenmiştir. Davacının anılan tarihten itibaren 10 adet bağımsız bölüm için gecikme tazminatı istemine karşı davalılar süresinde zamanaşımı def'inde bulunmuşlar ve mahkemece, bu daireler için davacı tarafından davalılar aleyhine açılan tapu iptal ve tescil davasının kesinleşme tarihinin 22.01.2013 olduğu gerekçesiyle davalıların zamanaşımı def'i reddedilmiştir. Bilindiği üzere TBK'nın 149/1. (BK m. 128/1) zamanaşımı, alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlar. Somut olayda, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca teslimi gereken tarih itibariyle yüklenici temerrüde düştükten sonra dava dilekçesinde ileri sürdüğü şekliyle gecikme tazminatı olarak rayiç kira bedeli talep etmesi halinde bu miktarın her ay için muaccel hale geleceğinden şüphe yoktur. Bu nedenle gecikme tazminatı, istemi, belirtilen niteliği itibariyle geriye doğru beş yıllık zamanaşımına tabidir (TBK'nın 147/1. maddesinin 6. bendi – BK'nın 126/1. maddesinin 4. bendi). Davacı arsa sahibi, sözleşmeyle kendisine bırakılan bağımsız bölümlerin adına tescili için açtığı davada verilen kararın, eldeki davadaki zamanaşımı süresinin hesabının başlangıcı yönünden bir etkisi bulunmamaktadır. Anılan tescil davası açılmayıp, doğrudan gecikme tazminatı istemli bir davada açılsaydı dahi, böyle bir davada arsa sahibine kaç bağımsız bölüm isabet etmesi gerektiği belirlenecek ve buna uygun hesaplama yapılacaktı. Bu itibarla, mahkemece, tapu iptal tescil davasında verilen kararın, gecikme tazminatı alacağının muacceliyet tarihini değiştirmeyeceği gözönünde bulundurularak, zamanaşımının yukarıda izah edilen esaslar dahilinde hesaplanıp, gecikme tazminatının miktarının belirlenmesi gerekmektedir.Bunun yanında, davalılardan ... yönünden ise, aleyhine verilen tapu iptal ve tescil kararının kesinleşmesi sonrasında aralarında akdi ilişki bulunmayan davacıya karşı ecrimisil ödemekle yükümlü hale gelir. Oysa, bu davalı aleyhine tescil kararının kesinleşme tarihine kadar tazminat hesabı yapılmış, ancak davacı yanca temyiz yoluna başvurulmamıştır. Belirtilen sebeple, aradaki hukuki ilişkinin mahiyeti itibariyle davalı ... hakkındaki davanın reddi yerine, kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Son olarak, gecikme tazminatı talep edilen bağımsız bölümler görülmeden dışarıdan bakılarak, keşif tarihinde belirlenen rayiç kira bedelinden TÜİK verilerine göre geriye doğru farazi olarak, kira bedeli hesaplanması hatalıdır. Her bir bölümün, gecikme tazminatına esas teşkil edecek dönemdeki rayiç kira bedelinin belirlenerek, zamanaşımı süresine de dikkat edilip, buna uygun şekilde hüküm tesisi gerekirken, yazılı şekilde hesap yapılarak, ortada bir kira sözleşmesi var gibi rayiç kira bedeline faiz işletilip, dava tarihinden itibaren faize hükmedilerek, faize faiz uygulanmak suretiyle sonuca gidilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı kooperatif tasfiye memurları ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalılar yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ...'a verilmesine, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.