MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 25/04/2013NUMARASI : 2011/477-2013/115Taraflar arasındaki kayıt kabul davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, müvekkilinin, şirketlere standarta uygunluk belgesi verdiğini, müflis E.... Elektrik Motor San.ve Tic. A.Ş.'nin uygunluk belgesi talebinde bulunduğunu, müvekkili kurumca yapılan araştırma sonucu TSE markasını kullanma hakkı verildiğini, müvekkilinin verdiği hizmet karşılığında 6.385,73 TL bedelli fatura kestiğini, fatura bedellerinin borçlu firma tarafından ödenmemesi nedeniyle iflas masasına başvurulduğunu, ancak masa tarafından talebin reddedildiğini ileri sürerek, müvekkili alacağının iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Müflis davalı şirket iflas idaresi vekili, davacının iflas masasına başvurusunda sunduğu belgelerin yetersiz olduğunu, davacının masaya başvuru sırasında sunduğu 19.03.2008 tarihli TSE Markasını Kullanma Tip Sözleşmesi'nin geçerli olmadığını, müflis şirket adına sözleşmeyi imzalayan B. E. imza yetkisinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; E... Elk. Motor San. ve Tic. A.Ş.'nin 30.06.2010 tarihinde iflasına karar verildiği, kararın 17.03.2011 tarihinde kesinleştiği, 30.06.2011 tarihinde sıra cetveli düzenlendiği, davacının kayıt kabul talebinin reddine dair kararın 05.07.2011 de tebliğ edildiği, davanın 15 günlük yasal süresi içinde açıldığı, müflis şirketin ticari kayıtları incelendiğinde, 13.12.2006 tarihinden itibaren 3 yıllığına, müflis şirketi A. T. ve H. T. herhangi birinin münferiden temsil ve ilzama yetkili oldukları, bu durumda, davacının dayandığı sözleşme tarihinde müflis şirket adına sözleşmeyi yapan B. E. yetkili bulunmadığı ve fakat, 31.05.2007 tarihli vekaletname ile müflis şirketin yasal temsilcilerinden biri olan A.T. tarafından, bu kişiye yetki verildiği, sözleşmenin geçerli olduğu, davaya dayanak olarak gösterilen faturaların müflis şirkete teslim edildiğine dair belge sunulmadığı, davalı müflis şirketin tasdiksiz defter kayıtlarının incelenmesi sonucu üç adet fatura karşılığı davacı kurumun davalı müflis şirketten 2.845,66 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davacı taraf 22.02.2011 tarihli 3.540,00 TL bedelli faturadan dolayı da alacaklı olduğunu iddia etmişse de bu fatura tarihinin, müflis şirketin iflasından sonra düzenlendiği, davalıya tebliğinin kanıtlanamadığı, davacının müflis davalı şirketin yetkililerinin imzasını içermeyen, tek taraflı düzenlediği cari hesap ve ticari defter kayıtlarının da tek başına ispata yeterli olmadığı, davacının yemin deliline de başvurmayacağını belirttiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, dört adet fatura bedeli 6.385,73 TL'den, üç adedinin bedeli olan toplam 2.845,73 TL'nin iflas masasına kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, iflas masasına kayıt ve kabul istemine ilişkindir.132 sayılı T.. E.. Kuruluş Kanunu'nun 1. maddesinde; her türlü madde ve mamulleri ile usul ve hizmet standartlarını yapmak gayesiyle "T.. E.."nün kurulmuş olduğu, kısa adı ve markası "TSE" olan Enstitü'nün tüzelkişiliği haiz, özel hukuk hükümlerine göre yönetilen bir Kamu Kurumu olduğu ve yalnız T.. E.. tarafından kabul edilen standartların, "Türk Standardı" adını aldığı belirtilmiştir. Kanun'un 14. maddesinde de; Türk Stantlardları Enstitüsünün çalışma usulleri ile gelirlerinin toplanması ve sair konuların Türk Standardları Enstitüsü Yönetim Kurulunca kabul edilecek yönetmeliklerde düzenleneceği açıklanmıştır. Somut olayda, davacı ile müflis şirket arasında 19.03.2008 tarihli TSE markası kullanma tip sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşme kapsamında, müflis şirketin ürün ve ambalajları üzerinde TSE markası kullandığı, davacının alacağına dair faturaların bu kullanımın karşılığı düzenlenmiş olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin geçerli olduğu kabul edilerek, davalının ticari defterlerinde kayıtlı olan 2.845,73 TL'nin kayıt ve kabulüne karar verilmiş olup; hüküm, davalı iflas idaresi tarafından temyiz edilmediğinden, sözleşmenin geçerli olduğu iflas idaresince de benimsenmiş, bu husus kesinleşmiştir. Mahkemece, 22.01.2011 tarihli 3.540,00 TL faturanın müflis şirketin iflası, yani ticari faaliyetlerini sona erdirdiği tarihten sonra düzenlendiği ve davalı şirketin ticari kayıtlarında bulunmadığı gerekçesiyle, bu fatura içeriğine dair istemin reddine karar verilmiştir. İflas tarihinden sonra doğan bir alacağın varlığı ve miktarı konusunda bir uyuşmazlık bulunmasa da, masa borcu olup olmadığı yönündeki inceleme, alacağın dayandığı hukuksal ilişkiye göre genel hükümler doğrultusunda iflas masası aleyhine açılan davada genel mahkemelerce tespit edilecektir. Böyle bir davada, davacı, masa alacaklısı olduğunu iddia eden alacaklı, davalı ise iflas idaresidir. Dava sonunda verilen ve uyuşmazlık konusu alacağı masa borcu olarak kabul eden karar, bütün iflas alacaklılarını bağlar. Masa mevcudunun iflas masrafları ve masa borçlarını karşılayamadığı durumlarda bu masraf ve borçlar iflas alacaklıları arasında taksim edilemez. (İflas Hukukunda Sıra Cetveli Prosedürü ve Sıra Cetveline Karşı Müraacat Yolları, Öztek Selçuk, yayımlanmamış doçentlik tezi, s. 31 vd) Dairemizin 02.02.2012 tarih ve 2011/4952 E, 2012/680 K sayılı bozma ilamı da bu yöndedir. İİK'nda masa borçları için İİK'nın 235/2. maddesinin ilk cümlesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından, somut olayda bu mahkemenin davanın açıldığı 18.07.2011 tarihi itibariyle yürürlükte olan HMUK'nın 1 ve 8. madde hükümlerindeki parasal sınıra göre Asliye ya da Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. İflas masrafları ve masa borçları sıra cetvelinde yer alamayacağından, bunlar için iflas masası aleyhine genel mahkemede açılması gereken davada İİK'nın 235. maddesindeki süreler uygulanmaz. Dairemizin 12.07.2012 tarih ve 2576 E, 4886 K sayılı ilamında da açıklandığı üzere; kayıt kabul davaları, iflasından önce müflisten alacaklı olanların, bir diğer ifade ile iflas alacaklılarının alacaklarını iflas masasına kaydettirmek için açtıkları ve dayanağını İİK’nın 235. maddesinden alan davalardır.İflas masasının safi (net) mevcudu (masaya giren mal, alacak ve haklar), "alacakların ödenmesine tahsis olunur" (İİK m.184,I,c.1). Buradaki "alacaklar" teriminden maksat, aslında yalnız "iflas alacaklarıdır." İflas alacağı, iflas açıldığı anda müflise karşı hukuken mevcut olan alacaklar yani müflisin iflasın açıldığı andaki borçları olup, iflas masasından istenebilir (masaya yazdırılabilir). İflas masasından istenebilecek (hatta, iflas alacaklarından daha önce ödenecek) olan, bir başka alacak çeşidi de masa alacaklarıdır. Bunun masa bakımından adı "masa borcudur." Masa borçları müflisin değil, (çünkü, müflisin iflas açıldıktan sonra masayı bağlayıcı nitelikte borçlanmasına imkân yoktur.) iflas masasının yaptığı borçlardır. Masa borçları, iflasın açılmasından iflas tasfiyesinin sonuçlanmasına kadar, iflas masası (masa adına iflas dairesi veya iflas idaresi) tarafından yapılan borçlardır. (İİK. m. 248, 303/2) Masa borçları iflas masasından tam olarak ödenir. (örn: İflas kararının ilanı giderleri (m.166;219), defter tutma (m.161;208) giderleri (bkz: m.160), masa mallarının muhafazası için kiralanan depo için ödenecek kira, iflas idaresinin ücreti (m.223,IV), masanın (iflas idaresinin) taraf olduğu davaları takip eden avukatın avukatlık ücreti masa borcudur. Bu sayma, tahdidi değildir; masa borçlarına bazı misaller vermek içindir. Şu halde, masa alacakları (borçları), iflas açıldıktan sonra iflasın tasfiyesi için bizzat masa ( yani, masa adına iflas dairesi veya idaresi ) tarafından yapılan borçlardır. Masadan ödenecek alacakların, iflas alacağı ve masa alacağı olarak ikiye ayrılmasının pratik önemi şudur: Masa borcu, iflas masasından tam ve iflas alacaklarından daha önce ödenir (m.248). Oysa, iflas alacaklarının tam olarak ödenmesi çok enderdir (belki yalnız m.206'nın ilk üç sırasındaki imtiyazlı alacaklar tam olarak ödenir.) İflas alacakları (özellikle m. 206'nın dördüncü sırasındaki imtiyazsız alacaklar), iflas masasının dağıttığı iflas (garame) hissesi oranında ödenir. İşte bu nedenle, iflas masasından istenen bir alacağın, iflas alacağı mı, yoksa masa alacağı mı olduğunu belirlemenin büyük önemi vardır. (Kuru Baki, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Tamamen Yeniden Yazılmış ve Genişletilmiş 2. Baskı, S. 1212 vd. Ankara, 2013) İflasın açıldığı sırada müflise karşı ileri sürülebilecek alacaklar iflas alacaklarını; iflasın tasfiyesi sırasında yapılan masraflarla, iflas idaresinin yükümlü olduğu ya da devraldığı mükellefiyetler de (genel bir ifade ile) masa borçlarını oluşturur. İİK'nın 248. maddesinin kenar başlığı "iflas masrafları ve masanın borçları" şeklindedir. Madde metninde açıkça iflas masraflarının iflas alacaklarından önce ödeneceği belirtilmiş ise de masa borçlarından bahsedilmemiştir. Ancak masa borçlarının da iflas alacaklarından önce ödeneceği doktrin ve uygulamada kabul edilmektedir. (Öztek, Selçuk, İflas Hukukunda Sıra Cetveli Prosedürü ve Sıra Cetveline Karşı Müracaat Yolları, yayımlanmamış doçentlik tezi, s.14; Postacıoğlu, İlhan: İflas Hukuku İlkeleri, İstanbul, 1978, s. 205; 19. HD'nin 27.02.1996 tarih ve 202 E, 1568 K; 20.11.1997 tarih ve 6557 E, 9865 K. sayılı ilamı). İflas masraflarına örnek olarak, iflas kararının ilanına ve gereken yerlere bildirilmesine ilişkin masrafları, defter tutma, malların muhafaza ve satış masrafları, iflas idare memurlarının ücretleri, paraya çevirme ve paylaştırmaya ilişkin harç ve masrafları sayılabilir. Masa borçları ise, iflasın açılmasından sonra ve devamı sırasında masa namına tekeffül edilen ve onun tarafından ödenmesi gereken borçlardır. Masa borçlarına örnek olarak, iflas idaresinin müflisin sanat veya ticaretinin devamı çerçevesinde akdettiği borçları, iflas idaresinin sebepsiz iktisap, haksız fiillerinden doğan borçları ve iflas idaresi tarafından tutulan avukatın vekalet ücretini sayabiliriz. İflas masrafları ve masa borçlarından masa sorumlu olup, müflis sorumlu tutulamaz. Masa alacaklısına alacağının masa tarafından karşılanmayan kısmı için aciz vesikası verilemez. (Öztek, Selçuk, a.g.e s. 17-18) İflas masrafları ve masa borçlarına sıra cetvelinde yer verilmez. Ancak pay cetvelinde gösterilmelidir. İflastan sonra oluşan alacağın masaya kaydı istenemez, ancak bu alacak masa borcu niteliğinde ise masadan tazmin edilir, değilse tasfiyede bakiye kalırsa nazara alınır. İflas idaresi, müflise ait işyerini masanın menfaatini gözeterek işletmeye devam ederse, diğer anlatımla müflisin yaptığı sözleşmeyi feshetmeyip benimser ise bu işletmenin borcu masa borcu niteliğindedir. Somut olayda, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi, hizmet alan davalı şirketin iflası ile kendiliğinden sona ermemekte olup, iflas idaresince bu sözleşmenin feshedildiğine dair bir delil sunulmamıştır. İflas idaresinin, müflise ait işyerini masanın menfaatini gözeterek ve ödenmesi gereken işletmeye devam etmesi, bir diğer anlatımla müflisin yaptığı sözleşmeyi feshetmeyip benimsemesi halinde, bu işletmenin borcu masa borcu niteliğindedir. Masa borçları iflasın açılmasından sonra ve devamı sırasında masa namına tekeffül edilen ve masa tarafından benimsenen borçlardır. Somut olayda, davacı tarafça, alacağın mahkemece reddedilen bu kısmının da kayıt ve kabulü istenilmiş olup, bu istemin masa borcu olarak tahsil istemini de kapsadığı, masa borcu olduğunun belirlenmesi halinde dahi dava tarihi itibariyle 6762 sayılı TTK'nın 5/3. maddesi yürürlükte olduğundan, davalı tarafça işbölümü ilk itirazında bulunulmadığı, mahkemenin bu istem yönünden bu davaya bakabileceği gözetilerek mahkemece tahsil hükmü kurulmalıdır.Bu durumda mahkemece, müflis şirketin, davacı Enstitü ile 19.03.2008 tarihinde TSE markası kullanma tip sözleşmesi kapsamında ürün ve ambalajlar üzerinde iflas tarihinden sonra da davacının "TSE" markasının kullanımına davalının devam edip etmediğinin, diğer anlatımla dava konusu alacağın masa borcu olup olmadığının tespiti yönünden davacıdan delilleri sorularak, gerekirse tarafların defter ve kayıtlarında ve ürünler üzerinde inceleme yapılmak, sonucuna göre kayıt kabul ya da tahsil kararı verilmesi gerekirken, fatura sözleşmenin kurulması aşaması ile ilgili olmayıp, sözleşmenin ifasına ilişkin olduğundan öncelikle taraflar arasında temel borç ilişkisinin bulunması gerektiği, sadece faturanın tebliğ edilmiş olmasının akdi ilişkinin varlığını kanıtlamadığı, karşı tarafın akdi ilişkiyi inkârı halinde başka delillerle kanıtlanması gerektiği, akdi ilişkinin ispatlanmaması halinde faturanın ispat aracı olamayacağı, faturada yazılı hizmetin verildiğini kanıtlaması yönünde davacıya imkân tanınması gerektiği, bu imkân verilmeden, yemin deliline sıra gelmediği hususları gözardı edilerek, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.