MAHKEMESİ : Tarsus 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 30/04/2013NUMARASI : 2013/118-2013/284Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiştir. Temyize konu karar niteliği gereği duruşmaya tâbi olmadığından duruşma isteminin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Davacı vekili, müvekkilinin alacaklı olduğu takip dosyasında düzenlenmiş sıra cetvelindeki paranın 20.000,00 TL’sinin satıma konu taşınmazlardaki ipotek alacaklısı davalıya ödendiğini, müvekkilinin davacısı olduğu aynı taşınmazlarla ilgili kesinleşen tasarrufun iptali davasında davalının babasının tanık olarak dinlenildiğini, tanığın ifadesinde 20.000,00 TL’lik ipoteğe konu borç miktarının aslında 15.000,00 TL olduğunu, bunun 14.100,00 TL’sinin ödendiğini, bakiye 900,00 TL borç bulunduğunu beyan ettiğini, ayrıca tarafların aralarındaki ipoteğin muvazaaya dayalı olduğunu ileri sürerek, sıra cetveli kapsamında davalıya 900,00 TL ödenmesini, bakiye 19.100,00 TL’sinin sıraya göre ödenmesine karar verilmesini, bu taleplerinin kabul edilmemesi durumunda ipotek alacağı muvazaalı olduğundan 20.000,00 TL’nin sıraya göre ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin babasının başka bir dava dosyasındaki tanıklık beyanının kendilerini bağlamayacağını, 20.000,00 TL bedelli ipoteğin takip borçlusu ile müvekkili arasındaki ticari bir alacaktan kaynaklandığını, ipotek nedeniyle her hangi bir ödeme yapılmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, ipoteğe konu 15.000,00 TL borcun 14.100,00 TL’sinin ödendiği, bakiye 900,00 TL borç bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalıya 20.000,00 TL ödenmesine ilişkin derece kararının iptaline, davalıya 900,00 TL ödenmesine, bakiye 19.100,00 TL’nin sıraya göre ödenmesine dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce, davalının alacağının resmi belge niteliğindeki ipotek belgesine dayandığı, aksinin ancak resmi nitelikteki delillerle kanıtlanabileceği, bu ilke gözardı edilerek, davalının babası Mehmet Karadadaş’ın Tarsus 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/674 esas ve 2007/380 karar sayılı dosyasındaki ipotek bedeli ile ilgili beyanına itibar edilerek hüküm kurulmasının doğru olmadığı, bu durumda mahkemece, davacının muvazaaya yönelik terditli talebi ile ilgili olarak işin esasına girilerek ve taraf delilleri de değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle bozulması üzerine mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.2- Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü davalı alacaklıda olup, davalı alacağının varlığını ve miktarını takipten önce düzenlenmiş usulüne uygun belgelerle ispatlamalıdır.Öte yandan, bu dava türünde sıra cetvelinin iptali yerine iddia, savunma ve varılan sonuç çerçevesinde, davacı alacağının davalılara ayrılan paydan öncelikle ödenmesine, artan tutar kalırsa bunun davalılara bırakılmasına karar verilmelidir.Somut olayda, mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen ispat külfeti ile ilgili yukarıda belirtilen ilkeye aykırı olarak ispat külfetinin davacıda olduğu ve davacının muvazaa iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.3- Bozma nedenine göre, davacı vekilinin yemin deliline ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle, hükmün BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.