Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3470 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9278 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Çorlu 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 27/09/2011NUMARASI : 2010/183-2011/487Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı-karşı davacı E.. K.. vekilince duruşmalı, davalı A.. Y.. tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı-karşı davacı Vek.Av. B.. O.. ile davacı-karşı davalı asil A.. P.. gelmiş, davalılar ve dahili davalılardan gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR-Davacı vekili, müvekkili arsa sahibi ile davalılardan yüklenici E.. K.. arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince 22.05.2009 tarihinde yükleniciye ve onun gösterdiği kişilere tapuda hisse devri işlemi yapıldığını, 11.06.2009’da noterde kat irtifakı liste beyanının imzalandığını, 16.06.2009’da yüklenici ile davalılardan A.. Y..’ın müvekkilini kat irtifakı işlemlerinin tamamlanacağından bahisle tapu müdürlüğüne götürdüklerini, ancak her ikisinin de müvekkilini kandırarak üzerindeki hissenin tamamının A.. Y..’a intikal ettirildiğini, müvekkiline her hangi bir satış bedeli ödenmediğini, diğer davalıların da binada bağımsız bölüm malikleri olduğunu ileri sürerek, 16.06.2009’da davalı A.. Y..’a yapılan devir işleminin ve tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline, bu talepleri kabul edilmese dahi irade fesadı ile ele geçirilmiş taşınmazdaki hissenin 1 dükkan ve 2 daireye özgülenmesine dair kat irtifakı tesisinin ve bu bağımsız bölümlerin tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı E.. K.. vekili, davacının iddialarının gerçek olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiş; karşı davada ise, sözleşmedeki paylaşım oranı dikkate alındığında arsa sahibinin müvekkiline devretmesi gereken hisseden daha az hisseyi devrettiğini, bu nedenle uğranılan zararın tazmin edilmesi gerektiğini ileri sürerek, 10.000,00 TL’nin arsa sahibinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı A.. Y.., davacının iddialarının doğru olmadığını, aralarındaki satış işleminde iradesinin fesada uğratılması ve kandırılması gibi bir durumun söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı Turgut Gündoğdu, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, sözleşmeye göre davacı arsa sahibine 1 dükkan ve 3 daire verilmesinin öngörüldüğü, ancak söz konusu bağımsız bölümlerin kötüniyetle sözleşmede taraf olmayan üçüncü kişilere satıldığı, kötüniyetin korunamayacağı, davacının davasını ispat ettiği ve davalı-karşı davacının açtığı karşı davasının hukuki dayanaktan yoksun olduğu gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile 1, 6 ve 7 no'lu bağımsız bölümlerin tapularının iptali ile davacı adına tesciline, karşı davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı-karşı davacı E.. K.. vekili ve davalı A.. Y.. temyiz etmiştir.Dava, gerek dava dilekçesinde gerekse de yargılama sırasında dosyaya sunulan dilekçe kapsamlarına göre irade fesadı hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de ileri sürülen iddianın hangi hukuki nedene dayalı olarak ve hangi delillere istinaden kabul edildiği karar yerinde gösterilmemiş olup, bu hususlarda her hangi bir tartışma ve değerlendirme mevcut bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, verilen hükmün HMK’nun 297. maddesi hükmüne uygun olduğundan söz etmek mümkün olmadığı gibi hukuken denetiminin yapılma imkanı da yoktur.Bunun yanında, davaya konu 6 no'lu bağımsız bölüm dava dışı E. Ç. adına kayıtlı olduğu halde, davada taraf olmayan bu kişi adına mevcut tapu kaydının iptali cihetine gidilmesi de hatalı olmuştur.2)Bozma nedenine göre, davalı-karşı davacı E.. K.. vekilinin ve davalı A.. Y..’ın diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı-karşı davacı E.. K.. vekilinin ve davalı A.. Y..’ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı-karşı davacı E.. K.. vekili ve davalı A.. Y.. yararına takdir olunan 900,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacı-karşı davalı taraftan alınarak davalı-karşı davacı E.. K.. ve davalı Ali Can Yılmaz'a ödenmesine, peşin harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 05.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.