Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3359 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2622 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : Kayseri 4. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 25/12/2013NUMARASI : 2013/6-2013/275Davacı tarafından açılan iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, ekonomik kriz nedeniyle müvekkili şirketin borca batık hale geldiğini, sunulan iyileştirme projesinde öngörülen tedbirlerin uygulanması suretiyle borca batıklıktan kurtulmasının mümkün olduğunu ileri sürerek, iflasın 1 yıl süre ile ertelenmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, HMK’nın 150/5. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.Kararı, davacı temsilcisi temyiz etmiştir.Talep, iflasın ertelenmesine ilişkindir.İİK'nın 179. ve devamı maddeleri kapsamında, borca batıklık hali doğrudan doğruya iflas sebebi olarak düzenlenmiştir. Şirketin, ara bilançosu kapsamında, borca batık olduğunun anlaşılması halinde yönetim kurulu şirketin iflasını ister. Borca batık olan şirketin, bu durumunun mahkemeye bildirilmemesi halinde, yönetim kurulu üyelerinin hukuki ve cezai sorumlulukları bulunmaktadır (İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Baki Kuru, 2013, syf 1161 vd).Şirketin borca batık durumda olduğunun mahkemeye bildirimi yeterli olup, şirket temsilcisi veya vekili davaya devam etmese (duruşmaya gelmese ) dahi mahkeme gerekli araştırmayı yaparak iflasla ilgili bir karar vermelidir ( 19. HD, 01.11.2001, 4679/6959 ). İflasın ertelenmesi talebi, borca batık durumda olan bir sermaye şirketinin mali durumunun ıslahının mümkün olması halinde o şirketin iflasının önlenmesini sağlayan bir kurumdur. Bu talep, TTK'nın 324/2. madde ( 6102 Sayılı TTK 376/3 ve 377. madde) düzenlemesi kapsamında; borca batıklık bildirimi içerdiğinden talepte bulunan şirket yetkilileri veya vekilinin dosyayı takip etmemesi durumunda HMK'nın 150. maddesi hükümlerinin uygulanması mümkün bulunmamaktadır. Alacaklıların menfaati gereği, dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporu ve kayyım raporu ile tüm deliller incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.