MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 06.04.1990 tarihinde düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre müvekkilinin adına kayıtlı 232, 234, 239, 240, 241, 242 parsel no'lu taşınmazlardaki hisselerini davalı yükleniciye sattığını, hisse bedeli olarak para almayıp karşlığında yapılacak inşaattan % 40'ı arsa sahiplerine ait olacak şekilde bağımsız bölüm verilmesi konusunda anlaştıklarını, davalı yüklenici tarafından yapılan çalışmalar neticesinde parseller birleştirilerek 6683 parsel nosunu aldığını, kaçak inşaat nedeniyle uzun süre kat mülkiyetinin kurulmadığını ve bu sebeple de davalının edimini yerine getiremediğini, ancak imar değişikliği sonucunda kat mülkiyeti kurulabilir duruma geldiğini, davalı yüklenicinin sözleşmeye uygun olarak müvekkilinin hissesine düşen ve yapılan inşaattan % 40 payına denk gelen bağımsız bölümleri müvekkiline vermediğini ileri sürerek, 6683 parselde yapılan inşaatlarda müvekkilinin hissesi oranında % 40 payına denk gelecek şekilde bağımsız bölümlerin sayısının tespiti ile davalı ad??na olan tapu kaydının iptali ve müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, 6683 parselde davacının payının 36320/179200 paya tekabül ettiğini, dolayısıyla davacı hissesinin 87,43 m² olduğunu, bu durumda davacının hissesi tam bir daireye isabet etmemesine rağmen, müvekkili kooperatifçe tam bir daire verilmiş olduğunu, daha fazla alacağı ya da hakkının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; 6683 parsel no'lu taşınmazın evveliyatının kadastral 234, 238, 239, 240, 241 ve 242 parseller olduğu, tevhitle 13851 m²'lik 6682 sayılı parselin oluştuğu, bu parselden de 5534,20 m²'lik kısmı terk edildikten sonra ifrazen 7695,18 m²'lik kısmından 6683 parsel, 509,08 m²'lik kısmından 6684 parsel ile 112,54 m²'lik kısmından ise 6685 no'lu parsellerin oluştuğu, dava konusu edilen 6683 parsel üzerinde davalı kooperatife ait 11 bloktan oluşan binaların bulunduğu, taraflar arasında 06.04.1990 tarihli sözleşmenin yapıldığı, daha sonra 6683 parsel sayılı taşınmazın diğer hissedarı ile 22.09.1995 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı, bu sözleşmeden sonra 29.09.1995 tarihli resmi senetle arsa sahiplerinin taşınmazdaki hisselerini devrettiklerini, davacının 6683 parseldeki 36320/179200 hissesinden 2036/179200 hisseyi kendi üzerinde bırakarak geri kalan 4976/179200 hisseyi bir milyon TL'ye.....ye, 29308/179200 hisseyi davalı kooperatife sattığı, davacının resmi senede göre satmış olduğu hisselerin bedelini nakden, tamamen ve peşinen aldığı, davacının bakiye olarak kendisinde 2036/179200 hissenin kaldığı, bu hissenin 87,43 m²'lik bir alana tekabül ettiği, bu nedenle davacının sadece bir adet bağımsız bölümü hak ettiği, davalı kooperatif tarafından da davacının payına karşılık tam bir daire verildiği, başka bir hakkının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Taraflar arasında düzenleme şeklinde imzalanan 06.04.1990 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre; .... mevkii tapunun 40 pafta 232-242 parsellerin tevhidi ile oluşan 6683 no'lu parselin üzerinde yapılacak olan bağımsız bölümlerinin sözleşmenin 2. maddesi uyarınca % 40'nın hissedarların kendi üzerinde kalması, % 60'nın ise yüklenici kooperatife devredilmesinin kararlaştırıldığı, sözleşme imzalandıktan sonra 29.09.1995 tarihli hisse devir senetleri ile davacı kendi hissesi olan 36320/179200 hissedar 4976 hissesini .....'ye tapuda bedeli karşılığında satıp devrettiği, geriye kalan hissenin % 60'ını yükleniciye arsa payı karşılığı sözleşme gereği avans olarak devredilmesi gerektiği ve devredilen % 60 hisse sonrası uhdesinde kalması gereken % 40'a toplam bağımsız bölüm isabet edeceğinin hesaplanması gerektiği halde bu hususlara riayet edilmeden yükleniciye sözleşme gereğince devredilmesi gereken bölümün satış gibi değerlendirilmesi sözleşmesinin amacına uygun düşmemektedir. Bu itibarla yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınarak değerlendirme yapılması, gerekirse bilirkişiden bu konuda açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.