MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 21.09.2012 tarihli Yemek Hizmeti Sözleşmesi yapıldığını, sözleşme ile davalının çalışan elemanlarına öğle yemeği, gerektiğinde akşam yemeği, fazla mesai ve vardiya için davalı tarafından belirtilecek gün ve saatlerde yemek temini, davalının adresine teslimi ve servis yapılması edimlerini üstlendiğini, 21.09.2012 tarihinden itibaren devam eden sözleşmenin davalı tarafça 15.12.2012 tarihinde sözleşmede belirtilen şekil ve usullere uyulmaksızın tek taraflı olarak fesih edildiğini, haksız fesih nedeniyle 20.000 Euro cezai şart bedelinin ödenmesinin ihtarname ile talep edildiğini, davalının cevabi ihtarname ile yemeklerin kötü çıktığını, bu konuda yapılan anketten de olumsuz sonuç alındığından bahisle sözleşmenin haklı olarak fesih edildiğini ve herhangi bir ödeme yapılmayacağını bildirdiğini, sözleşmenin 8.1 maddesinin “Yüklenicinin işverene vereceği hizmetlerde işbu sözleşme hükümlerine aykırılık vukû bulduğu takdirde işveren noterden keşide edeceği veya iadeli taahhütlü posta yolu ile göndereceği ihtarname ile aykırılığın derhal giderilmesini isteyebilecektir. İhtar edilen sürede aykırılığın giderilmemesi halinde işveren ayrıca herhangi bir ihtar ve ihbara gerek olmaksızın sözleşmeyi tek taraflı olarak derhal fesih edebilir. Aynı hüküm yüklenici açısından da geçerlidir” hükmünün amir olduğunu ileri sürerek, sözleşmeyi haksız fesih eden davalıdan 20.000 Euro cezai şart bedelinin tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, taraflar arasındaki 21.09.2012 tarihli yemek hizmeti sözleşmesinin feshedilme nedeninin davacı şirketin sözleşme hükümlerine uymaması değil, yemeklerin yenilemeyecek kadar kötü olması ve çalışanların bu yemekler nedeniyle zehirlenmesi olduğunu, sözleşmeyi haklı olarak tek yanlı feshettiklerini, davacı şirketin yemek hizmeti nedeniyle müvekkili şirketin maddi ve manevi zarar gördüğünü savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının yemeklerin kötü olduğu konusunda fesihten önce davacıya gönderdiği bir ihtarname bulunmadığı, davalı tarafın iddia ettiği zehirlenmeler ile ilgili cezai veya hukuki kovuşturma talebinin de bulunmadığı, davalının sözleşmeye ve yasaya uygun olmayan şekilde tek yanlı olarak haksız fesih yaptığı ve davacının sözleşmede kararlaştırılan ceza koşulunun alacaklısı olduğu, ancak birim yemek bedelinin 5,00 TL olduğu, sözleşmede belirlenen yemek bedeline karşılık gelen miktarın ceza koşulu olarak belirlenmesinin ülkenin sosyal ve ekonomik koşulları karşısında aşırı olduğu, hakkaniyet gereği 2/3 oranından indirim yapılması gerektiği belirtilerek, davanın kısmen kabulü ile 20.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve davalının tacir olduğu gözden kaçırılarak, ceza koşulundan indirim yapılması hatalı ise de, temyiz edenin sıfatına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2)Dava, taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı cezai şartın tahsili istemine ilişkindir.Davacı tarafça sözleşmenin 8.3. maddesinde düzenlenen 20.000 Euro cezai şartın tahsili istemiyle dava açılmış, harca esas değer 47.550,00 TL olarak gösterilmiştir.Davacı tarafça, Euro üzerinden dava açılmış olmasına rağmen mahkemece Türk Lirasına hükmedilmiş ise de, bu husus davacı tarafça temyize getirilmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.Mahkemece sözleşmede kararlaştırılan ceza koşulunun fahiş olduğu kabul edilerek hakkaniyet gereğince 2/3 oranında indirim yapılması gerektiği kanaatine varılmış ise de, hükmedilen 20.000,00 TL, harca esas değer olarak gösterilen 47.550,00 TL'nin 1/3'ü olmadığı gibi, hangi kur üzerinden çevrildiği hususu da denetlenememektedir. Harca esas olarak gösterilen değer, talebin tamamı olduğu halde, talebin tamamının 60.000,00 TL olduğunun kabul edildiği anlamına gelen hükmedilen miktar ile HMK'nın 26. maddesindeki taleple bağlılık ilkesi de ihlâl edilmiş olmaktadır. Bu durumda, mahkemece, dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden ve dava tarihi itibariyle Euronun efektif satış değeri dikkate alınarak, denetime elverişli hesaplama yapılmak suretiyle hüküm kurulması gerektiğinin gözden kaçırılması doğru olmamıştır. SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.