MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, arsa sahibi müvekkili ile davalı arasında 10.02.2006 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, davalı müteahhidin bir kısım işleri eksik ve ayıplı olarak yaptığını, müvekkilinin bu durumu, 4. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2009/113 D.iş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporuyla öğrendiğini, rapora göre bağımsız bölümlerde eksik ve ayıplı iş bedelinin 30.485,00 TL, müşterek yerlerdeki eksiklikler bedelinin 8.290,00 TL olduğunu, davalıya tespit edilen bedeli ödemesi için gönderilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, tespit dosyasında belirlenen 39.135,00 TL eksik ve ayıplı iş bedeli ile tespit esnasında anlaşılan fakat talep edilmediği için tespit dosyasında belirtilmeyen 9 no'lu dairenin terasının akması, asansörlerin hidrolik yapılmaması, arka bahçeden garaja su sızması ile ilgili eksik ve ayıplı iş bedeli ile müvekkiline isabet eden dubleks dairenin 12 m² küçük yapılması nedeniyle rayiç değerinin tespiti ve tespit dosyasındaki yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin edimlerini eksiksiz olarak yerine getirdiği, davacının isteği ile sözleşmede belirtilenden farklı imalatlar yapıldığını, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmenin 10. maddesine göre davalı yüklenicinin 5 yıl süre ile gizli ve açık ayıplar yönünden garanti verdiği, teras katın küçük yapıldığı iddiası yönünden harç yatırılarak süresinde dava açılmadığı, davalı vekilinin de bu konuda zamanaşımı itirazında bulunduğu, nitekim talebin zamanaşımına uğradığı, asansörün, yer döşemelerinin ve kapıların davacılar tarafından seçildiği tanık ifadelerinden anlaşıldığından bu konudaki taleplerin yerinde olmadığı, bunların dışında kalan ortak alanlardaki gizli ayıplar ve eksik işlerden davacının arsa payına düşen 8.005,00 TL olduğu, davacının kendi dairelerindeki eksik işler ve ayıplar toplamı 20.423,00 TL olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 28.428,00 TL'nin, dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, teras katın küçük yapılması yönündeki talebin zamanaşımı yönünden reddine, asansör, granit döşeme farkı ve kapı farkı ile ilgili taleplerin subut bulmadığından reddine karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, taraf vekilerinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2) Davacının dava dilekçesinde açıkça talep ettiği ve Dairenin bozma ilamında talep edildiği tespit edilip harç ikmali yapılması gereğine değinilen 9 no'lu bağımsız bölümün küçük yapıldığı iddiasına dayalı tazminat istemi zamanaşımı nedeniyle reddedilmiştir. Ne var ki; hüküm yerinde zamanaşımının ne zaman başladığı, ne zaman dolduğu açıklanmış değildir. Eser sözlşemelerinin kendine özgü bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde yüklenicinin asıl edimi, inşaatı sözleşmeye ve onaylı projeye uygun olarak tamamlayıp teslim etmektir. Yapılan yargılama sırasında yüklenicinin henüz bu edimini yerine getirmediği, inşaatta eksik ve kusurlu işler bulunduğu saptandığından eldeki dava yönünden henüz zamanaşımının başladığından söz edilemez. Yapı kullanma izin belgesi alınması dahi bu ilkenin aksinin kabulünü sağlamaz. Şu halde, anılan istem yönünden gerekçesi de açıklanmaksızın zamanaşımından red kararı verilmesi usul yasaya aykırıdır.Bunun yanında, uyulan bozma ilamı gereği karar verilmesinde zorunluluk mevcuttur. Hal böyle olmasına rağmen bozma kapsamı dışında bırakılan asansör ve granit yer döşemesine ilişkin hesaplanan bedellerin bu sefer yeniden verilen kararla hüküm altına alınmaması yerinde olmamıştır.Keza bilirkişi raporunda işin tekniğine uygun yönü ile yerinde beton duvar yapılması gerekirken taş ve tuğladan duvar yapıldığı belirtilerek hesap yapılmış ve mahkemece belirtilen bedelin tahsiline karar verilmişse de; anılan raporda yerinde mevcut taş ve tuğladan duvarın imalat bedeli, beton duvar bedelinden düşülüp düşülmediği anlaşılamamıştır. Oysa kural olarak beton yerine yapılan taş ve tuğla duvar nefaset gerektiren bir imalat olup eğer mevcut taş-tuğla duvar yıkılıp yerine beton duvar yapılması gerekirse şimdiki gibi karar verilmesi aksi takdirde ilke olarak nefaset gerektiren imalat olduğundan taş ve tuğla duvar bedelinin beton duvar bedelinde mahsup edilerek sonuca varılması gerekirken, beliritlen bu hususlar nazara alınmayarak eksik ve hatalı inceleme ile karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde iadesine, 26.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.