Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 316 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5971 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.-K A R A R-Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 05.12.2005 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, buna göre davalının, müvekkilinin hissedarı olduğu arsa üzerine inşaat yapmayı ve bu inşaatta 4,5 ve 8 numaralı üç bağımsız bölümün, müvekkiline anahtar teslimi olarak teslim etmeyi kabul ve taahhüt ettiğini, sözleşmenin 8. maddesi gereğince, imalatın sözleşmenin imza tarihinden itibaren, en geç 20 ay içerisinde tamamen bitirileceğinin kararlaştırıldığını, bu süre içerisinde inşaat bitirilmediği, anahtar teslim hale getirilmediği takdirde, davalının geciktiği her ay için, daire başına rayiç kira bedelini cezai şart olarak ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, taraflar arasında düzenenen ek sözleşme ile inşaat süresinin 12 ay olarak belirlendiğini, gecikme halinde 600,00 TL kira ödeneceğinin hükme bağlandığını, davalının, en geç 05.12.2005 tarihinde inşaatı bitirmesi gerekirken, teslimin yapılmadığını ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı tutulmak kaydıyla, üç daire için ayrı ayrı olmak üzere, akde aykırılık nedeniyle 05.12.2006 tarihinden dava tarihine dek doğmuş bulunan kira bedelinden 8.000,00 TL'sinin doğuş tarihlerinden itibaren yasal faizi ile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş; 03.02.2011 tarihinde dava konusunu 18.551,67 TL olarak ıslah etmiştir.Davalı vekili, ek sözleşmenin, vasi olarak atanan kişinin baskısı sonucu imzalandığını ve bağlayıcı yanı bulunmadığını, davacının vasisine haksız yere 5.000,00 TL ödendiğini, düzenleme şeklinde resmi olarak yapılması kanunen öngörülen anlaşmaların esaslı unsurlarının tadilinin de aynı resmi şekilde yapılması gerektiğini, davacının sözleşme ile yüklendiği edimini zamanında yerine getirmediğini, dava konusu taşınmaz üzerinde davacıya ait yapı bulunduğundan öncelikli olarak davacının, bu yapıyı ortadan kaldırıp, su, elektrik gibi bağlantılarını keserek, taşınmazı boş olarak müvekkiline teslim etmesi gerektiğini, bu edimin 2006 Mart ayı sonunda tamamladığını, davalının 15.04.2006 tarihinden itibaren belediyeden ruhsat işlemlerine başladığını, 21.06.2006 tarihinde yapı ruhsatı belgesini aldığını, yapı ruhsatından sonra ise cephe onayının yaklaşık 2 ay sonra alınabildiğini, tüm bu idari işlemler tamamlandıktan sonra müvekkilinin süresi içinde inşaata başlayarak, yine sözleşme koşullarında inşaatı tamamlayıp fiilen teslim ettiğini, fiilen teslimi müteakip dairelerin kullanılmaya başlandığını, müvekkilinin yaşanan ekonomik kriz sürecinde inşaatı tamamlamasına rağmen, davacının sürekli haksız talepleri ile karşı karşıya kaldığını, sözleşmeye göre, iskana ilişkin davacının yapması gereken işlerin yerine getirilmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini, davacı yan lehine biralacağa hükmedilecekse davacıya 05.12.2005 tarihinde ödenen 5.000,00 TL'nin takas ve mahsubuna karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, ..'nin, davacı ...'ye vasi olarak atandığı, dava konusu sözleşmeyi ... adına vasi ...nin imzaladığı, sözleşmenin eki mahiyetinde olan 05.12.2005 tarihli sözleşmenin düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin esaslı noktalarını talil eder mahiyette olması nedeniyle, asıl sözleşmenin geçerlilik şartı uyarınca aynı şekil şartına tabi olması gerektiği, buna uygun düzenlenmemesi nedeniyle geçersiz kabul edilmesi gerektiği, noterde yapılan asıl sözleşme uyarınca yükleniciye yer tesliminin 15.04.2006 tarihinde yapıldığının kabul edilmesi gerektiği, davacının, elektrik bağlantısını 20.03.2006 tarihinde sonlandırdığı, bu süreden sonra yer tesliminin yapılmış olması gerektiği, yer tesliminin davalı beyanı uyarınca 15.04.2006 tarihinde yapıldığı savunmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, bu nedenle bu tarihten itibaren 20 aylık sürenin 15.02.2008 tarihinde dolduğu, bu tarihten itibaren davalının sözleşme kapsamında isteyebileceği tazminat miktarının 13.200,00 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 13.200,00 TL den davalı tarafça ödendiği söylenen ve davacı tarafça karşı çıkılmayan 5.000,00 TL'nin takas ve mahsubuna karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.2) Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak davacıya isabet eden dairelerin teslim edilmemesi nedeniyle gecikme tazminatı istemine ilişkindir.Taraflar arasında düzenlenen 05.12.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 8. maddesinde, “ Müteahhit sözleşme tarihi itibari ile iki ay içinde işe başlamayı ve 20 ayda binayı teslim etmeyi taahhüt etmiştir.”; 19. maddesinde ise “ Malik sözleşme tarihinden itibaren 60 gün içerisinde tahakkuk ve tahsilat makbuz asıllarıyla birlikte emlak vergisi ve çevre temizlik vergisi borcu olmadığına dair yazıyı müteahhide teslim edecektir. Malik gecekondusunu yıkıp varsa borçlarını da bu sürede ödeyip, elektrik ve sularını da kapattıracaktır ve Muhtardan aldığı yıkım belgesini müteahhide aynı sürede teslim edecektir.” ifadelerine yer verilmiştir. Dosya kapsamından, davacı arsa malikinin taşınmazı 15.04.2006 tarihinde yükleniciye teslim etmiş olduğu anlaşılmakla, inşaat için belirlenen 20 ay eklenerek bulunan 15.12.2007 tarihinden dava tarihine kadar tazminat hesabı yapılması gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.