MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacılar vekili, davacıların murisi ....'in Eylül 1992 tarihinde davalı kooperatife 25-26 kayıt numarası ile üye olduğunu, 02.08.2002 tarihinde vefat edene kadar üyelikten doğan tüm aidat borçlarını ödediğini, davalı kooperatifin 03.04.1998 tarihinde Noter huzurunda çektiği kur'a sonucu ....e A Blok 7 ve 8 no'lu dükkanların isabet ettiğini, bu konuda yönetim kurulunun hisse senedi verdiğini, daha sonra ...'e A Blok 5 ve 6 no'lu dükkanların tahsis edildiğini, bugüne kadar dükkanların ....'e verilmeyip, kooperatifin başka üyelerine tahsis edilerek tapu devrinin de gerçekleştirildiğini, murisin vefat edene kadar 17.490,00 TL ödeme yaptığını, bunun 150.000,00 DM'ye tekabül ettiğini ileri sürerek, bağımsız bölümlerin dava tarihi itibariyle rayiç değerlerinin tespit edilerek güncel değerlerinin bulunması suretiyle denkleştirici adalet ilkesi doğrultusunda A Blok 5 ve 6 no'lu dükkanlar için fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla 100.000,00 TL'nin ticari faizi ile birlikte, bunun kabul edilmemesi halinde 17.490,00 TL'nin DM karşılığı 150.000,00 DM'nin ticari faizi ile birlikte müvekkillerine iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı kooperatif vekili, davacıların murisi ....'in parasal yükümlülüklerini yerine getirmemesi sebebiyle ortaklıktan çıkarıldığını, bu durumun ihtarname ile 23.11.2010 tarihinde tebliğ edildiğini, çıkarma kararının kesinleştiğini, kooperatiften çıkan veya çıkarılan ortaklara yapılacak ödemelere ilişkin esasların Kooperatifler Kanun'un 17. ve anasözleşmenin 15. maddesinde düzenlendiğini, davacıların murisinin ihraç kararına kadar yaptığı ödemelerin 14.685,60 TL olduğunu, ancak 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacıların murisi ....'in davalı kooperatife üye iken daha sonra kooperatif ortaklığından çıkarılmasına karar verildiği, ihraç kararının tebliğ edildiği, ancak murisin 23.01.2001 tarihinde kooperatife borcunu ödemeyi taahhüt ettiği, kooperatif yönetim kurulunca 30.04.2001 tarihli karar ile dükkanların bitiminden sonra 15 gün içerisinde ödeme yapmadığı takdirde kooperatiften istifa etmiş sayılıp, kooperatife yaptığı ödemelerin kooperatif inşaatının bitiminden sonra Türk Lirası olarak iade edilmesine karar verildiği, bu nedenle murisin ihraç kararının kesinleşmediği, eksikliklerin giderilmesi sonrasından ....'e gönderilen mektubun 02.08.2002 tarihinde ölümü nedeniyle tebliğ edilmediği, anasözleşmenin 16. maddesi ile 1163 sayılı Yasa'nın 14. maddesine göre ortağın ölümü ile ortaklık sıfatının sona ereceği, ancak kanuni mirasçıların 3 ay içerisinde temsilci tayin ederek kooperatife bildirmeleri halinde ortağın hak ve yükümlülüklerinin kanuni mirasçılar lehine devam edeceği, temsilci tayin edilmemesi halinde 15. madde gereğince ölen ortağın alacak ve borçlarının tasfiye edileceği, ancak davalı kooperatifin ölen ortağın mirasçılarına herhangi bir tebligat yapmadığı, sonuç itibariyle davacıların davalı kooperatifin halen üyesi oldukları, ortaklık sıfatlarının devam ettiği, ancak kendilerine verilecek konut bulunmadığı, dolayısıyla eksik ödeyen ortağın tazminat hakkının, ödemiş olduğu aidatın güncel değerinden ibaret olup bunun ise bilirkişi raporunda hesaplandığı üzere 75.068,58 TL olduğu, tapu kayıtlarına göre davacılara tahsis edilecek bağımsız bölümün bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile; 75.068,58 TL'nin dava tarihi olan 08.01.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara hisseleri oranında verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Mahkemece yapılan incelemede, davacılar murisinin davalı kooperatif üyesi olduğu, ancak ödediği aidatların emsallerine göre daha az olduğu saptanmıştır.Bu tür durumlarda hüküm altına alınacak tazminatın hesaplanma ilkesi aşağıdaki gibi formüle edilmiştir:a-Önce ortaklara tahsis edilen konutun dava değeri itibariyle rayiç değeri hesaplanmalıdır.b-Davalı kooperatife normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın ödemelerinin ödeme yaptıkları tarihler itibariyle toplam ödemeleri dava tarihine kadar ( toptan eşya fiyat endeksi " TEFE" artış ortalama rakamları esas alınarak) taşınarak güncel değeri bulunmalıdır.c-Bundan sonra yukarıda (a) maddesinde bulunan değerden (b) maddesinde bulunan değer çıkarılarak kooperatife normal ödeme yapan bir ortağın bu ödemelerine karşı ne miktarda yararlanma elde ettikleri ortaya çıkarılmalıdır. d-Bunu takiben davacı eksik ödeme yapan ortağın ödentileri (b) maddesindeki ilkelere göre dava tarihine taşınarak eksik ödeme miktarı güncelleştirilmelidir. e-Bu hesaplamalardan sonra normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın yukarıda (b) maddesinde bulunan ödemelerinin güncel değerinin karşılığı yine yukarıda (c) maddesinde bulunan bir yararlanmayı sağladığına göre davacının (d) maddesinde eksik ödemelerinin güncel değerinin ne miktarda yararlanması gerektiği orantı kurallarına göre belirlenmelidir. Yani sonuç olarak (d) maddesinde bulunan miktar (c ) maddesinde bulunan değerle çarpıldıktan sonra bulunan rakamın (b) maddesinde bulunan miktara bölünmesi sonucu bulunacak miktarın (d ) maddesinde bulunan davacı ödemelerinin güncel değerinin ilave edilmesi sonucu bulunacak miktar davacı ortağın davalı kooperatiften talep etmesi mümkün olan zarar tutarıdır.Dairemizin istikrarlı uygulamaları gereğince, davacı yana ödenmesi gereken tutarın yukarıda belirtilen ilkelere göre hesaplanması gerekirken, ödenen aidatların güncellenmiş tutarının hüküm altına alınması usul ve yasaya aykırı olmuş bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.