MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatifin üyesi olduğunu, kooperatife olan aidat borçlarını ödememesi üzerine, ... 26. İcra Müdürlüğü'nün 2007/7904 E. sayılı dosyası ile 24.575,00 TL asıl alacak ve 58.265,66 TL işlemiş faiz olmak üzere 82.840,66 TL'nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 oranında icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı, davacı kooperatife 23.10.2001 tarihinden bu yana üye olduğunu, aidat borçlarını çeşitli tarihlerde kooperatif eski yöneticileri huzurunda muhasebeciye elden ödediğini, makbuzların daha sonra verileceği söylenmesine rağmen bir kısmının verilmediğini, davacı tarafça talep edilen miktarın gerçek borç miktarını yansıtmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, takibin 3.200,00 TL asıl alacak, 5.795,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.995,00 TL üzerinden devamı ile % 40 oranındaki icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline dair verilen kararın, davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 27.06.2012 tarih ve 2012/2441 E., 4382 K. sayılı ilamı ile, dosya kapsamında üç asıl, iki ek bilirkişi raporu alınmasına rağmen, raporlar arasındaki büyük çelişkinin giderilmediği, mahkemece, kooperatif hukuku ve mali konularda uzman bilirkişi kurulu oluşturarak, kooperatif kayıt, belge ve defterleri üzerinde inceleme yaptırılıp, daha önce alınan rapor ve ek raporları da değerlendiren gerekçeli denetime elverişli rapor alınması, davalı tarafın 28.04.2011 tarihli dilekçe ile bilirkişi .... tarafından sunulan 22.03.2010 tarihli bilirkişi raporunu kabul ettiğine dair beyanı da dikkate alınarak bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulması üzerine, mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının, takip tarihi itibariyle davacı kooperatife 15.235,00 TL aidat borcu bulunduğu, TBK'nın 120. maddesi uyarınca ise takip tarihi itibariyle 17.602,41 TL işlemiş faiz borcunun bulunduğu, bu miktarların, davalı tarafça bozma ilamından önce sunulan 28.04.2011 tarihli dilekçe ile kabul edildiği bildirilen 22.03.2010 tarihli bilirkişi raporundaki miktarların üzerinde olmadığı, bu nedenle davanın kısmen kabulü gerektiği, icra inkâr tazminatının şartlarının da oluştuğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile takibin 15.235,00 TL asıl alacak, 17.602,41 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 32.837,41 TL üzerinden devamına, asıl alacağın, takip tarihinden itibaren TBK'nın temerrüt faizine ilişkin hükümleri uygulanmak suretiyle tahsiline ve %40 oranındaki 13.134,96 TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Dava, aidat alacağının işlemiş faiziyle birlikte tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece uyulmasına karar verilen Dairemizin bozma ilamında, davalı tarafın 28.04.2011 tarihli dilekçe ile bilirkişi .... tarafından sunulan 22.03.2010 tarihli bilirkişi raporunu kabul ettiğine dair beyanı da dikkate alınarak oluşacak uygun sonuç dairesinde karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Davalı tarafın 28.04.2011 havale tarihli dilekçesinde, "22.03.2010 günlü bilirkişi raporuna itibar edilerek" karar verilmesini talep ettiği, en gerçekçi hesaplamaların mezkur raporda yapıldığını belirtttiği anlaşılmıştır.22.03.2010 havale tarihli bilirkişi raporunda, davacının takip tarihi itibariyle 21.672,96 TL asıl alacak 8.307,78 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 29.980,74 TL alacağının bulunduğu belirtilmiştir. Mahkemece, 22.03.2010 tarihli bilirkişi raporu 28.04.2011 tarihli dilekçe ile kabul edilmiş ise de, son bilirkişi raporundaki miktarın anılan rapordaki miktarın altında olmadığı gerekçesiyle hüküm kurulmuştur. Ancak mahkemece hüküm tesis edilirken toplam alacak tutarı yönünden bilirkişi raporundaki miktarların altına düşülmemiş ise de asıl alacak tutarı yönünden rapordaki miktarın altında hüküm tesis edilmiştir. Bu durumda mahkemece, bozma ilamına uyulması ile davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hak dikkate alınarak 21.672,96 TL asıl alacağın ve bu alacağın TBK'nın 120. maddesindeki düzenleme dikkate alınarak işlemiş faiz tutarı ile ilgili ek rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzre 23.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.