Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 310 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5865 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatife üye olduğunu, kura sonucunda 1862 numaralı dükkan sahibi olduğunu, üzerine düşen tüm ödemelerini gerçekleştirdiğini ve fakat proje revizyonu gerekçe gösterilerek kendisine 1872 numaralı dükkanın verileceğini öğrendiğini, revizyon olmamasına rağmen yine de kuradan çıkan dükkanın verilmediğini, 1862 nolu yerin kooperatifçe kullanıldığını, kiraya verildiğini, diğer tüm üyelerin dükkanlarını almış olduklarını ve kat irtifakının kurulduğunu ileri sürerek, 1862 nolu dükkana vaki elatmanın önlenmesini, geriye doğru 5 yıllık tazminat bedeli 1.000,00 TL'nin tahsilini ve dükkanın davacıya ait olduğunun tespiti, tapusunun iptali ile davacı adına tescilini, olmadığı takdirde dükkan bedelinin tüm masrafları ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiş; yargılama sırasında, davayı tazminat davası olarak ıslah ettiklerini, dükkan bedeli ve geriye doğru 5 yıllık tazminat ile davalının, şerefiye ve emlak bedeli tahsili için davacı hakkında başlattığı takipler kapsamında borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Daval?? vekili, davacıya isabet eden A blok 1862 numaralı dükkanın, proje revizyonu sırasında hiçbir değişime uğramadan A blok 1762 numarasını aldığını, davacının bahsettiği gibi 1862 numaralı 64 m² bir dükkan bulunmadığını, üçüncü kişiye tahsis gibi bir durumun da olmadığını, proje değişikliğinin davacıya bildirildiğini, numara değişiminin davacı aleyhine bir durum yaratmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacıya kuradan tahsis edilen dükkan ile halihazırda verilen dükkan arasında %5 oranında şerefiye farkı bulunduğu, sonradan tahsis edilen yerin, koridor iç kısımda bulunduğu, 1862 nolu 64 m²'lik yerin bölünerek iki dükkan halini aldığı, davacıdan icra takibi yoluyla istenen şerefiye bedelinin 1862 nolu dükkana ait olduğu, davacıya kura yoluyla çıkan yerin değiştirilmesinin mevzuata aykırı olduğu, kurada çıkan 1862 nolu yerin 288.000,00 TL, 1872 nolu yerin ise 256.000,00 TL olduğu ve teslimi gereken yerin üç yıllık kira bedelinin 58.800,00 TL olduğu, davacının aidat borcunun olmadığı fakat 12.199,72 TL şerefiye borcunun bulunduğu, davacının, kendisine verilen daireyi kabul zorunluluğunun bulunmadığı, 1862 nolu dairenin bedelini almaya hak kazanacağı ve bu dairenin tahsisi halinde ise şerefiye borcunu ödemek zorunda olduğundan bu miktarın mahsubunun gerektiği, davacıya başka dükkan tahsisi yapılması, kooperatifin 1862 nolu yerden yarar sağladığının sabit olmaması nedeniyle ecrimisil koşullarının oluşmadığı, davacının davasını tazminat davası olarak ıslah etmesi, davalının takibine esas olan şerefiye borcunun bulunduğunun tespiti ile dükkan bedelinden bu miktarın mahsubu yapıldığı için menfi tespit talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle, tazminat davasının kısmen kabulü ile kısmen reddine, menfi tespit, ecrimisil taleplerinin reddine karar verilmiştir.Karar, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.1)Dava, kooperatif üyeliği nedeniyle davacıya kura yoluyla tahsis edilen dükkan bedeli, beş yıllık kira tazminatı istemine ilişkindir. Dosya arasında bulunan deliller ve beyanlar kapsamında, davacıya, kur'a yoluyla 1862 numaralı dükkanın isabet ettiği hususunda çekişme bulunmamaktadır. Her ne kadar davalı kooperatifçe, davalıya tahsis edilen dükkanın sadece numarasının değiştirildiği savunulmuşsa da bilirkişi incelemesi yoluyla, davacıya verilmek istenen dükkan ile kur'ada isabet eden dükkanın aynı olmadığı tespit edilmiştir. Davacı, kendisine kuradan isabet eden dükkanın verilmesini istemiş ve diğer dükkanın tahsisini kabul etmediğini açıkça belirtmiştir. Buna göre, davacıya kur'a yoluyla isabet eden 1862 numaralı dükkanın verilmemesi sonucunda davacının tazminat isteme hakkının bulunduğunun kabulü gereklidir. Öte yandan, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu, tarafların iddia ve savunmalarını karşılar nitelikte olmadığı gibi yeterli incelemeye de dayalı değildir. Bu sebeple, konusunda uzman bir bilirkişi heyeti seçilmek suretiyle, mahallinde inceleme yapılarak, taraflardan ve ilgili yerlerden emsal değerler de sorularak, objektif kriterlere göre, davacıya isabet eden 1862 numaralı dükkanın değeri ile dükkanın teslim edilmemesi nedeniyle istenen tazminatın, taraflar arasında ihtilaf konusu olmayan 22.08.2007 teslim tarihinden dava tarihine kadar hesaplanarak, ayrıntılı, gerekçeli, önceki itirazları da karşılar nitelikte ve denetime elverişli rapor tanzimi sonucu oluşacak uygun sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak hüküm tesisi doğru olmamıştır.2) Bozma nedenine göre, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, taraflar yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.