MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Şikayetçi vekili,... İcra Müdürlüğü'nün 2013/2979 E. sayılı takip dosyasında düzenlenen 23.07.2014 tarihli sıra cetvelinde bedeli paylaşıma konu aracın haciz ve satış işlemlerinin müvekkilinin takip dosyası üzerinden yapıldığı halde sıra cetvelinde vekil olarak kendisi lehine vekalet ücreti olarak pay ayrılmamasının yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan İcra Müdürlüğü, şikayete cevap vermemiştir.Mahkemece, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, şikayet konusu vekalet ücretinin icra takip masraflarına dahil olup tüm alacaklıları ilgilendiren haciz, paraya çevirme ve paylaştırma gibi masraflar kapsamında olmadığından satış bedelinden öncelikle ödenmeyeceği, icra müdürünün sıra cetveline ilişkin kararının yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir.Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir.1- Şikayet, sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir. Borçluya ait mahcuz satış bedelinin bütün alacaklıların alacağını karşılamaması halinde düzenlenecek sıra cetveline itiraz, alacağın esas ve miktarına yönelikse dava yoluyla genel mahkemede (İİK’nın md.142/1), itiraz sadece sıraya yönelikse şikayet yoluyla icra mahkemesinde (İİK’nın md. 142/son) ileri sürülmelidir. İİK'nın 142/1. maddesi hükmüne göre, "cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel münderecatına itiraz edebilir." Anılan hükümde yer alan "alakadarlar" ifadesi, kural olarak borçluyu değil, şikayet eden alacaklıdan sıra itibariyle önce olan alacaklıları ifade eder. Şikayet, kural olarak şikayet edene göre sıra cetvelinde sıra itibariyle önce olan ya da aynı derecede hacze iştirak eden alacaklılara yöneltilmelidir. Öte yandan, ülkemizin de tarafı olduğu ve Anayasa'nın 90. maddesi gereği iç hukukun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6, 1982 Anayasası'nın 36. maddesinde adil yargılanma hakkına yer verilmiştir. 1086 sayılı HUMK'nın 73. maddesi " Kanunun gösterdiği istisnalar haricinde hakim her iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafaalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere tevfikan davet etmedikçe hükmünü veremez" hükmünü içermektedir. 6100 sayılı HMK'nın 27. maddesinde ise adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olarak hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiş, bu hakkın, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirme yapmasını da içerdiği belirtilmiştir. İİK'nın 18/3. maddesinde " Aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir." hükmüne yer verilmiştir. Kanunda açıklık bulunmayan hallerde, duruşma yapılıp yapılmayacağı hakimin takdirine bırakılmış ise de; öngörülen takdir hakkı mutlak bir seçimlik hak olmayıp, halin icabına göre değerlendirilmesi gereken bir takdir hakkıdır. Sıra cetveline karşı şikayette bulunulması halinde bu takdir hakkının duruşma yapılarak kullanılması kanunun amacına uygun düşer. Mahkemenin takdirine göre duruşma açılmasının gerekli görüldüğü hallerde ilgililerin duruşmaya çağrılması yasal bir gerekliliktir. Şikayet sonunda hakları haleldar olabilecek alacaklıların savunma haklarını kullanabilmeleri adalet dengesinin sağlanabilmesi bakımından takdir hakkı, duruşma açılması yönünde kullanılmalıdır.Somut olayda, sıra cetvelini düzenleyen İcra Müdürlüğü'nün adı yazılmak suretiyle hasımsız olarak şikayette bulunulması doğru olmayıp sıra cetvelinde kendisine pay ayrılan ve şikayet sonucundan etkilenecek olan alacaklı ya da alacaklıların yargılamaya dahil edilmeli, onlar hakkında da hüküm kurulmalıdır. Şikayette hasım gösterilmemesi ya da eksik veya yanlış kişiye husumet tevcih edilmesi talebin reddini gerektirmez. Bu durumda mahkemece şikayetçiye sıra cetvelinde sadece kendisine pay ayrılan .... Vergi Dairesi Müdürlüğü'ne husumet tevcihi yönünde HMK'nın 119/2. maddesi uyarınca kesin süre verilip bu alacaklının da davaya dahil edilmesi, duruşma açılması, şikayet dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilerek, taraf teşkilinin sağlanması, varsa savunma ve delilleri değerlendirilerek uyuşmazlığın incelenmesi gerekirken, taraf teşkili yapılmadan dosya üzerinden hüküm kurulması da doğru olmamıştır.2- Bozma nedenine göre, şikayetçi vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün re'sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, şikayetçi vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.