Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 307 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 2480 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki kooperatif genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkilinin, Yoncaköy sitesindeki konutunu, 12.07.2010 tarihinde ...'e sattığını, ancak ortaklığını devretmediğini, sattığı konutu kiralayarak oturmaya devam ettiğini, aidat borçlarını da düzenli olarak ödediğini, 29 Haziran 2014 tarihinde yapılan genel kurul toplantısına davet edilmesine rağmen katılmak için gittiğinde ortaklar cetveline dahil edilmediğinin ortaya çıktığını ve bu gerekçe ile toplantıya katılmasına izin verilmediğini, ortaklıktan çıkarıldığını 29.07.2014 tarihindeki uygulama sonucunda öğrenen müvekkilinin bu davayı açmak zorunda kaldığını, anasözleşmedeki 10. maddenin uygulamasının yanlış olduğunu ileri sürerek, ortaklığına son verilmesi işleminin ve ortaklıktan çıkarma kararının iptal edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, anasözleşmenin 10. maddesi gereğince konutun satılmasıyla ortaklığın sona erdiğini, davacının sahibi olduğu konutu 12.07.2010 tarihinde ...'e satmasına rağmen bu hususun 2014 Nisan ayına kadar gizlendiğini, bu durumun Nisan ve Mayıs aylarında gerçekleştirilen tapu kayıtlarının yenilenmesi sırasında öğrenildiğini, haklı olarak hazırun cetveline davacıya değil ...’in dahil edildiğini, davacının hazirun cetvelinde ...'in adını çizip kendi adını yazıp imzalamasının da kötüniyetini gösterdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ...'ın ... sitesinde bulunan konutunun 2010 yılında satıldığının ortaya çıkması üzerine adı geçenin 29.06.2014 tarihinde yapılan genel kurul toplantısı için düzenlenen ortaklar defterinden çıkarılıp genel kurul toplantısına katılmasına izin verilmemesinin, kooperatif tarafından ortaklığın kendiliğinden sona erdiği anlamına gelse de, Yargıtay’ın yerleşik uygulaması nedeniyle, kooperatif ortaklığının kendiliğinden sona ermediği, ortaklık şartlarını yitirenlere anasözleşmedeki ortaklık şartlarını yerine getirmesi için makul süre verilmesinin gerektiği, davacının kooperatifin halen ortağı olduğu, ayrıca davacı hakkında davalı kooperatif tarafından alınmış bir ihraç kararı bulunmadığı gerekçesiyle, yasal şartları bulunmayan davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, kooperatif genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, doğru gerekçeler kurularak davacının halen kooperatif üyesi olduğu sonucuna varıldığı halde, ihraç kararı verilmediği için dava reddedilerek, uyuşmazlık ortada kalmıştır. Mahkemenin gerekçesinde olduğu gibi kooperatifin üyesini ihraç edebilmesi için, ortaklık şartlarını yerine getirmek üzere makul bir süre vermesi, bu süre sonunda ortaklık şartları yerine getirilmezse ihraç edilmesi gerekir. Bu şekilde hareket etmeyen kooperatif, üyesini genel kurul toplantısına çağırmayarak, zımmen üyelikten ihraç edildiğini gösteren bir eylemde bulunmuştur. Eldeki davaya verdiği cevapta da davacının ortak olmadığı iddiasında bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece muarazayı sonlandırmak açısından, davacının kooperatif ortağı olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.