Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 307 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 6149 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili, müvekkili olan birliğin, tahsis ettiği arsalara yapılan genel alt yapı, sosyal altyapı ve çevre düzenlemesi yatırımları dahil 31.12.2008 tarihi itibariyle gerçekleşen yatırımların tespiti ile buna göre kesin hesabın çıkarılıp müzakere edilmesi yönünde 03.01.2009 tarihli toplantıya davalı kooperatif temsilcilerinin de katıldığını, toplam harcama tutarından her kooperatifin ödemesi gereken gider payının hesaplandığını, 09.03.2009 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında da alınan kararların benimsendiğini, davalının 26.580,00 TL altyapı gideri ile gecikme zammını ödememesi üzerine başlatılan takibe itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiş; kooperatifin borçlu olmadığına dair açılan birleşen davanın reddini istemiştir.Asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili, müvekkili kooperatife tahsis edilen taşınmaz ile protokolde belirtilen taşınmazlar dışında yapılan altyapı giderlerinin müvekkilinden talep edilemeyeceğini, istenilen giderlerin arsa tahsis protokolü ile ilgisinin olmadığını, genel kurulda ancak arsa tahsis protokolü ve taahhütname ile yüklenilen sorumluluklara ilişkin kararlar alınabileceğini, müvekkili kooperatifin taahhüt etmediği bir hususta kooperatif genel kurul kararı ile borç altına sokulamayacağını savunarak, davanın reddi ile %40 kötüniyet tazminatının tahsilini talep etmiş; birleşen davada, birliği borçlu olmadığının tespiti ile yapılan kısmi ödemenin iadesini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kooperatif ile birlik arasında 1999 yılında imzalanan arsa tahsis protokolünün dördüncü maddesinde, arsaların altyapı, sosyal altyapı, çevre düzenlemesi projelerini, birliğin yapacağı, yaptıracağı veya fiziki yatırımları gerçekleştireceğinin düzenlendiği, 10. madde de, tahsis edilecek arsa ve alanlar üzerinde yapılacak konut, sosyal donatı, çevre düzenlemesi, kentsel tasarım ve genel altyapıya ilişkin projelere ait ruhsatların alınmasını temin etme görevinin birliğe ait olduğunun belirtildiği, arsa tahsis protokollerinde kooperatifin, ada içi altyapı giderleri ve çevre düzenleme giderlerine katılma dışında bir sorumluluğu bulunmadığı, kooperatif ile birlik arasında imzalanan 31.10.2007 tarihli taahhütnamede ise ".. Konutların; ada içi alt yapı, genel altyapı, sosyal altyapı, çevre düzeni ve genel giderler ile ilgili tahakkuk edecek bedellerin ödeneceği.." taahhüt edildiğinden arsa tahsis protokolünde yer almadığı halde 31.10.2007 tarihli taahhütname nedeniyle kooperatifin genel altyapı giderlerinden sorumlu olduğu, 35.700,00 TL genel altyapı giderinin 8.770,00 TL'sinin kooperatif tarafından ödendiği, davacı birliğin, bakiye 26.580,00 TL alacaklı olduğu, birlik, takip tarihine kadar işlemiş faiz talep etmiş ise de, istenilen genel gider payı taahhütle kabul edilmiş olduğundan, ancak kooperatifin temerrüdü halinde faiz istenebileceği, kooperatife gönderildiği iddia edilen ödeme planının genel kurul kararından önce tebliğ edilmiş olduğu ve içeriğinden temerrüt ihtarı yapıldığının anlaşılamadığı, bu nedenle işlemiş faiz talep edilemeyeceği gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddi ile asıl dosya da %20 oranda icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Karar, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl davada davalı, birleşen davada davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Asıl dava, aidat alacağına dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine; birleşen dava ise, aidatlar nedeniyle borçlu bulunulmadığına ilişkin menfi tespit ve ödeme yapılan miktarın iadesi istemine ilişkindir. Davalı kooperatif, üst birliğe değil başka bir kooperatife üye olduğunu iddia ettiğine göre, mahkemece verilen karar yeterli incelemeye dayanmamakta olup, hükme esas alınan bilirkişi raporu da yetersizdir. O halde mahkemece yapılacak iş, kooperatifler konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla davalı kooperatif, üye olunduğu iddia edilen SS ... Kooperatifi ve üst birlik kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak davalı kooperatifin üyelik durumunun tespiti ile birlik genel kurul kararlarının buna bağlı olarak genel kurulca belirlenmiş ise faiz oranlarının kooperatifi bağlayıp bağlamayacağı, hususları üzerinde durulup faiz yönünden, 6098 sayılı TBK'nın 120 ve 6101 sayılı TBK'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 7. maddesi de nazara alınarak açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor tanzimi sonucunda oluşacak uygun sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Öte yandan İcra ve İflas Kanunu'nun 67/2. maddesinde düzenlenen tazminat miktarı 6352 Sayılı Kanun'nun 11. maddesi ile %20 olarak değiştirilmiş olup; kanun 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir Yasa'nın 38. maddesiyle, eklenen 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun geçici 10. Maddesinde “Bu Kanunun ilgili hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılan takip işlemleri hakkında, değişiklikten önceki hükümlerin uygulanmasına devam edilir.” ifadesi yer almasına rağmen hüküm tarihi esas alınarak, % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı- birleşen davada davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın taraflar yararına BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 23.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.