Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2988 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 4046 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında düzenlenen protokol gereği müvekkilince davalının reklâmlarının yayınladığını, hizmet bedelinin davalıya fatura edildiğini, davalının ödeme yapmaması üzerine icra takibi başlatıldığını, davalının borca haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, taraflar arasında sözleşme bulunmadığını ve faturaya yasal süresi içerisinde itiraz edildiği savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; tarafların ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresinde yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit ettiği ve usulüne uygun tutulduğu, davacı ticari defter kayıtları uyarınca 07.04.2009 tarihi itibari ile,...ana hesabında 34.791,00 TL alacaklı olduğu, faturanın defterlerinde kayıtlı bulunduğu, davalının 2009 yılı ticari defterlerinde ise faturanın kayıtlı olmadığı, davalı şirketin uyuşmazlık konusu faturaya süresinde itirazda bulunduğu, davacının iddiasını ispat hukuku gereği defterlerle kanıtlayamamış sayıldığı, yemin deliline başvurulması üzerine verilen kesin süre içerisinde yetkili şirket temsilcisinin duruşmaya gelmemesi üzerine davalının yeminden kaçınmış sayıldığı ve bu surette yemine konu vakıaları sabit kabul edildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1-Dava, reklam ilan bedelinin tahsiline yönelik başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı yan, sözleşmeye dayalı olarak tanzim edilen fatura bedelinin davalı tarafça ödenmediğini iddia etmekte, davalı yan ise aralarında sözleşme ilişkisi bulunmadığını, tanzim edilen fatura içeriğini kabul etmediğini ve süresi içinde faturaya itiraz ettiği savunmaktadır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir.Bu itibarla, öncelikle dava tarihinde yürürlükte bulunan TTK'nın 20 ve 21. maddeleri kapsamında, davacı tarafça dosyaya sunulan reklam ordinosu ve 26.04.2009 tarihli davalı lehine yapılan gazete ilanı üzerinde durulması, ordino ile reklam ilanının dayanağı olan hukuki ilişkinin kaynağının davacı yan tarafından bildirilen delilleri çerçevesinde değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.2-Kabule göre de, mahkemece yemin ile ilgili yapılan işlemlerin HMK'nın 232/2. maddesine uygun olmadığı anlaşılmaktadır. HMK'nın 232/2. maddesi uyarınca tüzel kişiye teklif edilen yemin, tüzel kişinin yetkili organı tarafından eda edilir. Bu temsilci yemin konusu işlemin yapıldığı tarihteki değil, yemin teklif edildiği zamanki temsilcisidir. Ayrıca, birlikte temsil söz konusu olduğu taktirde yeminin bağlayıcı olabilmesi için birlikte temsile yetkili kişilerin tamamının da yemin etmesi zorunludur. Somut olayda, davalı tarafa yemin teklifi halinde, yasanın aradığı şartlara uygun ara karar kurularak, şirketi temsile yetkili olan kişi veya kişiler adına ispatı gereken vakıanın neler olduğunu içerir meşruhatlı yemin davetiyesi çıkarılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yemin metninin davalı şirket vekiline tebliğ edilmesi isabetli olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.