Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2971 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8912 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Erzincan Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 13/11/2012NUMARASI : 2009/804-2012/1161Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, davalının 1036, 1096 ve 1223 sayılı kredi borç senetleri için müvekkili hakkında icra takibi başlattığını, 1036 ve 1096 nolu senetlerdeki imzaların müvekkiline ait olmadığını, 1223 nolu senedin üst kısmındaki imzanın müvekkiline ait olduğunu ileri sürerek, icra takibine konu senetlerden dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile takip kapsamında tahsil edilen 558,31 TL'nin tahsil tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan istirdadına ve davalının %40 oranında tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının borcunun davadan sonra taksitlendirildiğini, bu taksitlendirmeyle borcun yenilendiği ve davanın konusuz kaldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen Adli Tıp Kurumu Raporu ile tüm dosya kapsamına göre; takip dayanağı 1036 ve 1096 numaralı senetlerdeki imzaların davacıya ait olmadığı, 1223 numaralı senetteki imzanın ise davacıya ait olduğu, davacı vekili beyanına göre 558,31 TL ödemenin 1223 numaralı senet için yapıldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 1036 ve 1096 nolu senetlerden dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, 1223 nolu senetle ilgili menfi tespit ve 558,31 TL'nin istirdadı ile tazminat istemlerinin ise reddine karar verilmiştir.Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.1)Dava, icra takibine konu senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile ödenen paranın istirdatı istemine ilişkindir.Dava tarihinde yürürlükte olan HUMK'nın 17. maddesi (01.10.2011 tarihinden sonra açılan davalar bakımından geçerli olan 6100 sayılı HMK'nın 14. maddesi) uyarınca kooperatif ile üyesi arasındaki davanın kooperatifin muamele merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu yetki kuralı kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralı olup, davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece re'sen dikkate alınması gerekir. 4721 sayılı TMK'nın 51. maddesine göre hükmi şahsın ikametgahı, anasözleşmede aksine hüküm bulunmadıkça muamelelerinin yürütüldüğü yerdir. Bu durumda mahkemece, davalı kooperatifin merkezinde değişiklik olup olmadığı da gözetilerek, kooperatif muamelelerinin yürütüldüğü merkezin bulunduğu yer, dava tarihi itibariyle tereddüde mahal bırakmayacak şekilde belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yön gözden kaçırılarak yazılı şekilde doğrudan esasa girilip hüküm kurulması doğru olmamıştır.2)Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.