MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkili ile davalıların murisi ...arasında 14.06.1991 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, müvekkili yüklenicinin binayı taahhüt ettiği sürede eksiksiz olarak tamamladığını ve davalılar murisine teslim ettiğini, ancak davalılar murisinin ve onun vefatından sonra da davalıların müvekkiline düşen 2 no'lu depolu dükkanın tapusunu bu zamana kadar devretmediklerini, bu bağımsız bölümün bir süre müvekkilinin zilyetliğinde kaldığını ileri sürerek, anılan taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilleri, davanın zamanaşımına uğradığını, davacı yüklenicinin inşaatı yarım bıraktığını kalan işlerin müvekkillerinin murisi tarafından tamamlandığını, dükkanın zilyetliğinin hiç bir zaman davacıya devredilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki sözleşmenin 14.06.1991 tarihinde yapıldığı, bu itibarla BK'nın 125. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihi itibariyle dolduğu, davalıların süresi içerisinde zamanaşımı itirazında bulundukları gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1)Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. TBK'nın 470. vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, inşaatın kararlaştırılan tarihte tesliminin gerçekleştirilememesi durumunda yüklenici borçlu temerrüdüne düşer. TBK'nın 149. maddesi uyarınca zamanaşımı süresi, kural olarak alacağın muaccel (ödenebilir) olduğu tarihten itibaren işlemeye başlar. Kural olarak eser sözleşmelerinden kaynaklanan davalar, ayrık durumlar hariç BK’nın 147/6. maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımı süresine tâbidir. Buna göre, yüklenicinin yükümlülüklerini kasıt veya ağır kusuru ile hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi halinde açılacak davalarda on yıllık, diğer hallerde ise beş yıllık zamanaşımı süreleri uygulanır. Yüklenicinin, yapımını üstlendiği inşaatı, sözleşme ve ekleri, tasdikli projesi ve ruhsatı ile imara uygun olarak tamamlayıp arsa sahiplerine ait tüm bağımsız bölümleri teslim etmesi ile zamanaşımı süresi başlar. Kendisine düşen bağımsız bölümlerin arsa payının devrini, inşaatı bitirmesi ve arsa sahibine düşen bağımsız bölümleri teslim etmesi üzerine isteyebilir. Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinde, ücret, bağımsız bölümün kararlaştırılan arsa payıdır. Aksine sözleşme yoksa arsa payının devri, bağımsız bölümün arsa sahibine teslimi üzerine istenebilir (TBK. m. 479). İnşaat yapma borcunu yerine getirmeyen yüklenici, arsa sahibinden tapu devrini isteyemez (TBK. m. 97). Ne var ki, sözleşme uyarınca davacı yükleniciye isabet eden bağımsız bölümlerin davacı yüklenicinin zilyetliğinde bulunmasına rağmen arsa payı sahibi davalı tarafından yükleniciye müdahalenin önlenmesi, ecrimisil gibi haklar talep ve dava edilmemek suretiyle yüklenicinin zilyetliği benimsenmiş ise, davalı arsa sahibi tarafından yüklenicinin tescil istemine karşı zamanaşımı def'inin ileri sürülmesi hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir. Zamanaşımının işlemesi için dava konusu bağımsız bölümlerin arsa sahiplerinin kullanımında olması, diğer anlatımla yüklenicinin zilyetliğinde bulunmaması gerekir. Dava konusu bağımsız bölümler davacı yüklenicinin kullanımında ise zamanaşımı nedeniyle davanın reddinin istenmesi hakkın kötüye kullanılması sayılmalıdır. Yüklenicinin zilyetliği sırasında zamanaşımı süresi işlemez. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 01.07.2008 tarih ve 620 E., 4433 K.; 04.11.2009 tarih ve 2008/6214 E., 2009/5926 K.; Dairemizin 24.05.2013 tarih ve 2354 E., 3479 K; 28.10.2013 ve 5303 E., 6581 K., 27.11.2014 tarih ve 2132 E., 7607 K. sayılı ilamları bu yöndedir. Somut olayda, davacı yüklenici vekilince, dava dilekçesinde, dükkanın 5 yıl kadar müvekkilince kiraya verildiği, daha sonra arsa sahibi ...'nin de bir süre müvekkili adına dükkanı kiraya verdiği açıklanmış olup, mahkemece bu iddia üzerinde durulmaksızın zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu durumda, mahkemece, davacı tarafın bu iddiası ile ilgili yasal süre içerisinde sunduğu delilleri değerlendirilerek, dava konusu bağımsız bölümün iddia edildiği gibi, bir süre davacı yüklenicinin kullanımında-zilyetliğinde olup olmadığı araştırılıp, zilyetliğin belli sürelerle mevcut olduğunun tespiti halinde, bu süre zarfında zamanaşımı süresi işlemeyeceğinden, tesbit edilen olgulara göre işin esasının incelenmesi, bu iddianın doğru olmadığının tespiti halinde ise, iskân ruhsatının alındığı 28.05.2005 tarihinden, dava tarihine kadar 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle, şimdiki gibi davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve davanın sözleşme tarihinden itibaren başlatılan 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu yönündeki yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.2)Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.