Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 295 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5062 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketten alacağının tahsil edemediğini, davalının konkordato süresinin iki ay uzatıldığını, yasal süresi içerisinde alacaklarının kaydı için yapılan başvurularının davalı tarafından haksız ve kötüniyetli olarak itiraza uğradığını ileri sürerek, çekişmeli hale gelen 188.999,84 TL alacaklarının konkordato prosedüründe nazara alınmasını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacı tarafın alacağının faiziyle birlikte 115.879,58 TL olduğunu, bilirkişi incelemesiyle haklılıklarının ortaya çıkacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre, konkordato tasdikinin kesinleştiği 05.10.2006 tarihinden sonra İİK'nın 289. maddesi uyarınca alacağa faiz istenemeyeceği, davacının icra takibi dolayısıyla 27.263,17 TL alacaklı olduğu ve taraflar arasındaki kredi sözleşmesi gereği 117.668,01 TL'sı asıl alacak ve 7.729,80 TL'si işlemiş faiz ve %5 oranından hesaplanan 386,48 TL BSMV olmak üzere toplam 153.057,47 TL nakit ve 8.150,00 TL gayrınakit alacaklı oldu??unun sübut bulduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle davacı vekilinin hükmün verildiği 14.04.2010 tarihli duruşmada ek bilirkişi raporu ile iddianın sübut bulduğunu beyan etmesine ve mahkemece bu ek bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulmuş olmasına göre, davacı vekilinin tüm; davalı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Dava, İİK'nın 302. maddesi uyarınca itiraza uğrayan alacağın tesbiti istemine ilişkindir. Davacı tarafça %5 oranı üzerinden BSMV alacaklarının da tesbiti istenmiş olup, bilirkişi raporunda BSMV alacağı hesaplanmış ve mahkemece de bu alacağın tesbitine karar verilmiştir. Oysa, BSMV’nin asıl borçlusu 6802 Sayılı Gider Vergileri Kanunu uyarınca bankalar olup, nakden ve hesaben aldıkları paralar, bu vergiye tabi olduğundan, bankanın bu vergiyi yansıtması ancak sözleşme ile mümkündür. Dairemizce de benimsenen Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 20.11.2003 tarih ve 12380/81183 sayılı, 25.09.2003 tarih ve 7642/8309 sayılı, 01.10.2009 tarih ve 5425/9930 sayılı ilamları bu yöndedir.Mahkemece, bilirkişiden davacının alacağının dayanağı olan kredi sözleşmesinde, davacı bankanın BSMV'ne yönelik alacağına yer verilip verilmediği hususunda sözleşme hükümleri değerlendirilerek denetime elverişli, ayrıntılı ek rapor alınmak suretiyle oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken davalının bu yöndeki itirazları karşılanmadan eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm; davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte a??ıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulu ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, davalının peşin alınan harcının istek halinde iadesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 22.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.