Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2934 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8625 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı vekili, davalıların 13.05.2001 tarihli genel kurula kadar davacı kooperatifin yönetim kurulunda görev yaptıklarını, anılan genel kurulda yönetim kurulunun ibra edilmediğini, davalıların yönetimde oldukları süre içinde yasa ve anasözleşme hükümlerince kendilerine yüklenen görevleri yerine getirmeyerek kooperatifin zarara uğramasına neden olduklarını, 13.05.2001 tarihli genel kurula kooperatifin faaliyet raporu, gelir gider hesabını gösteren bilanço ve denetleme raporu sunulduğunu, sunulan bilançoya göre kooperatifin hiçbir gerçek ve tüzel kişiye borcu görünmediği halde dava tarihine kadar 6 icra dosyası ile farklı kişilerin kooperatif hakkında takip başlattıklarını, icraya konulan bonoların neye istinaden verildiğinin kooperatif defterlerinde görülmediği gibi alacaklı şahıslara ödeme yapıldığına ilişkin mahsup fişlerinin mevcut olduğunu, davalıların 23.11.2000 - 18.03.2001 tarihleri arasında gider pusulası düzenleyerek 14.522,00 TL, 25.05.2001 tarihli fatura ile kullanılmayan saten alçı bedeli olarak ödenen 468,00 TL, çelik kapılara fazla ödeme yapılmak suretiyle 1.131,00 TL, gerçekte alınmayan 8 adet çelik kapı için ödenen 1.400,00 TL, 25.05.2001 tarihinde yapılan faiz ödemesi için 1.431,00 TL, ,... yapılan fazla ödeme olarak 1.021,00 TL, arka ve yan duvarlara yapılan fazla ödeme tutarı 3.000,00 TL, kooperatif kayıtlarında ödendi gösterilen ve icraya verilen bonolardan dolayı toplam 9.511,00 TL, İşeri Petrol'e yapılan faturasız ödeme için 5.000,00 TL, 354 ve 355 parsel sayılı taşınmazlar arasında yanlış yere ördürülen duvarın yeniden örülmesi için yaklaşık 5.000,00 TL, elden alınan paralar için yasal olmayan şekilde faiz ödenmek suretiyle tahmini 10.000,00 TL olmak üzere davacı kooperatifi 40.000,00 TL'den fazla zarara uğrattıklarını ileri sürerek, 40.000,00 TL'nin müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, 1163 sayılı yasaya göre genel kurulda ibra olunan konularda yönetim kurulu aleyhine dava açılamayacağını, müvekkillerinin kooperatif yönetimine geldikleri tarihten itibaren büyük bir titizlik ve fedakârlıkla çalışarak yaklaşık % 45 oranında yapılacak işi olan inşaatı 1.5 yıl gibi bir sürede tamamlayarak kur'a çekimi yapıp daireleri kullanılır hale getirdiklerini, müvekkillerinin kooperatif yönetimindeyken tüm muhasebe kayıtlarını şimdi kooperatif başkanı olan Cemal Güneş'in tuttuğunu, iddia edildiği gibi bilançolar gerçeği göstermiyorsa ..../...S.2.bunu düzenleyen Cemal Güneş'in ilk sorumlu tutulacak kişi olması gerektiğini, kooperatifçe gerçeğe aykırı düzenlenen hiçbir gider pusulasının olmadığını, çelik kapılara ilişkin hesapların genel kurulda ibra edildiğini, kapılar için verilen çeklerden bir kısmı zamanında ödenmeyince bu çeklerin icraya verildiğini, haliyle bunlara gecikme faizi ve icra masrafı ödendiğini, fazla ödemenin söz konusu olmadığını, faiz giderlerinin 1999 yılı bilançosunda yer aldığını, bu hususun 2000 yılındaki genel kurulda ibra edildiğini, kooperatifin arka ve yan duvarları için fazla ödeme yapıldığı yönündeki iddianın gerçeğe uygun olmadığını, sonuç itibariyle müvekkilleri aleyhine açılan davanın ibra edilmiş konuları kapsayıp gerçeğe aykırı olduğunu ve iddiaların hiçbirisinin doğru olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalılar hakkında zimmet ve görevi kötüye kullanma iddiasıyla açılan kamu davasının ...Ağır Ceza Mahkemesi'nin 22.05.2012 tarih ve 107 E., 167 K. sayılı kararıyla, zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verildiği, davacı tarafın dava dilekçesinde tüm iddia ve taleplerinin ayrı ayrı kooperatifin defter ve belgeleri ve ceza dosyası ile diğer tüm delillere göre incelendiği, her bir iddia yönünden davacı tarafın talep edebileceği miktarların bilirkişi raporunda ayrıntılı bir şekilde açıklandığı, davalıların davacı kooperatif yönetim kurulunda görev yaptıklarının tartışmasız olduğu ve dava konusu dönem itibariyle kendi kusurları ile kooperatifi toplam 1.159,92 TL zarara uğrattıkları gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 1.159,92 TL'nin müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1-Dava, kooperatifin önceki yöneticilerin sorumluluğuna dayalı tazminatın tahsili istemine ilişkindir.1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 62. madde hükmü ve 98. madde yollaması ile dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 336/5. maddesi uyarınca, yönetim kurulu üyeleri yasa ve anasözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri kasden veya ihmal ile yerine getirmedikleri takdirde oluşacak zararlardan kooperatife karşı da sorumludurlar. Kooperatifin eski yönetim kurulu üyeleri hakkında açılan bir sorumluluk davasının görülebilmesi için 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 98. maddesi yollaması ile 6762 sayılı TTK'nın 341. maddesi hükmüne göre, genel kurulca sorumluluk kararı alınması ve davanın denetçilerin tümü tarafından ya bizzat ya da vekalet vererek avukat aracılığı ile açılıp, takip edilmesi gerekmektedir. Ancak bu hususlarda eksiklik bulunması halinde, bunlar dava şartı olmayıp sonradan tamamlanabilen usuli eksiklik niteliğinde olduğundan, dava hemen reddedilmemelidir. Esasen bu hususlar üzerinde mahkemece re'sen durulması zorunludur. Somut olayda, davalı yönetim kurulu üyeleri hakkında sorumluluk davası açılması yönünde 08.07.2001 tarihli genel kurul kararı mahkemeye sunulmuştur. Mahkemece 19.03.2008 tarihli duruşmada 4 no'lu ara karar gereğince, "Davacı vekiline davacı kooperatifin denetçilerinden usulüne uygun olarak alınmış vekaletnamesini ibraz etmesi için HUMK'nın 39 ve 40. maddesi uyarınca gelecek celseye kadar kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içerisinde denetçilerinden usulüne uygun olarak alınmış vekaletname ibraz edilmediği takdirde HUMK'nın 40. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği" yönünde ihtarat yapılmış olup, denetçiler Mithat Eş ve Ali Rıza Selvan davaya muvafakatta bulunmuşsalar da davayı kooperatif adına açan ve takip eden vekile vekalet vermedikleri gibi davayı da bizzat takip etmemişlerdir.Bu durumda, mahkemece, ilgili Ticaret Sicil Memurluğu'ndan davanın gelindiği aşamada görevde olan tüm denetçiler belirlenerek, bizzat davayı takip etmeleri veya davayı açan ve takip eden vekile denetçi sıfatıyla vekaletname vermeleri ya da vekaletname verecekleri başka bir vekil aracılığıyla davayı takip etmelerine olanak tanınması için HMK'nın 52, 53, 54 ve 77/1. madde hükümleri uyarınca uygun bir kesin süre verilmesi, noksan olan bu usuli işlemler yerine getirildikten sonra esasa girilip, taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi, verilen süre içinde vekaletname vermezler ya da asıl olarak davayı takip edeceklerini bildirmezler ve asıl olarak davayı takip etmezler ise davanın HMK'nın 54/son ve 77/1. madde hükmü uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, bu doğrultuda 19.03.2008 tarihli duruşmada 4 no'lu ara kararı oluşturulmasına rağmen, ara karar gerekleri yerine getirilmeksizin, denetçilerin davaya muvafakat beyanları yeterli görülerek yargılamaya devamla davanın esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir.2-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün re'sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.