Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2917 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8082 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün asıl davada davacı- karşı davada davalı vekilince duruşmasız, asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl davada davalı-karşı davada davacı ... vekili Av. ... gelmiş, diğer taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Asıl davada davacı vekili, müvekkili...le davalı yüklenici Mesut arasında 03.03.2004 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, davalının eksik ve ayıplı imalat yaptığını, inşaat bitinceye kadar müvekkiline ödenmesi gerekli kira bedelini ödemediği gibi, inşaatı zamanında teslim etmeyerek aylık 3.000,00 EURO cezai şart ödemesi gerektiğini ileri sürerek, şimdilik 15.000,00 TL eksik ve ayıplı iş, 10.000,00 TL kira ve 10.000,00 TL cezai şart bedelinin temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen dava ile ise, bilirkişinin 81.000,00 EURO cezai şart hesapladığını, bundan ¼ oranında makul indirim yapıldığında davacı cezai şart alacağının 111.597,75 TL olduğunu ileri sürerek, bakiye 94.375,50 TL'nin temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, müvekkilinin zamanında inşaatı imal ederek teslim ettiğini savunarak, davanın reddini istemiş, karşı dava ile ise; tüm edimlerini yerine getiren müvekkiline kaba inşaat bittiğinde devri gereken % 15'lik kısmın tapu devri yapılmadığı gibi, % 50 paylaşım oranına göre bakiye % 35'lik kısmın da tapu devrinin yapılmadığını ileri sürerek, müvekkilinin hissesine düşen kısmın karşı davalı adına olan tapusunun iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Karşı davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, asıl davada 4.302,26 TL eksik ve ayıplı iş, 10.000,00 TL kira ve 15.624,50 TL cezai şart alacağının tahsiline dair verilen karar, taraf vekillerinin temyiz istemi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 07.12.2009 tarih ve 2008/7953 E., 2009/6590 K. sayılı ilamıyla, diğer temyiz itirazları reddedilerek, resmi kurumlar nedeniyle doğan gecikmenin teslim süresinden indirilmesinin doğru olmadığı, yükleniciye kaba inşaat bittiğinden taşınmazın % 15'lik kısmının tapu devrinin yapılmaması nedeniyle kira ve cezai şart alacağından makul bir indirim yapılması gerektiği, vekalet ücreti ve yargılama gideri yönlerinden bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, eksik ve ayıplı iş, kira ve cezai şarta ilişkin olarak önceki karar gerekçesi yazılarak, karşı davaya ilişkin olarak ise, tarafların 21.01.2014 tarihli oturumdaki beyanları nazara alınarak, asıl .../...davada; eksik ve ayıplı işe ilişkin tazminata ilişkin hüküm kesinleşmiş olmakla karar verilmesine yer olmadığına, kira ve cezai şarta ilişkin olarak ise, birleştirilen dava ile birlikte değerlendirilerek, 7.080,00 TL kira ve 74.398,50 TL cezai şart alacağının temerrüt faiziyle tahsiline, karşı davada ise, tarafların beyanları doğrultusunda tapu iptali ve tesciline karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1)6100 sayılı HMK'nın 297/1-c maddesinde hükmün gerekçe bölümünün, 2. fıkrada ise hükmün sonuç bölümünün kapsayacağı hususlar düzenlenmiştir. Anılan 297/1-c maddesinde, hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği, 297/2. maddesinde ise, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu öngörülmüştür. Kararın hüküm fıkrası ile gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, arasında çelişki bulunmaması gerekmektedir. Mahkeme kararının gerekçe bölümü ile hüküm sonucunun çelişkili olması, mahkeme kararlarının tereddüt doğurmayacak şekilde açık olması kuralına aykırılık oluşturur. Somut olayda, yerel mahkeme karar gerekçesinin kira ve cezai şarta ilişkin bölümleri bozulan... Hukuk Mahkemesi'nin 2007/38 E., 2008/155 K. sayılı karar gerekçesi ile birebir aynı olup, bozma sonrasında yapılan inceleme sonrasında yazılan gerekçeli kararın gerekçe bölümünde, 10.000,00 TL kira ve 15.624,50 TL cezai şart alacağına hükmedilmesi belirtilmişken, hüküm bölümünde, 7.080,00 TL kira ve 74.398,50 TL cezai şarta hükmedilmesi doğru bulunmamıştır.2)Asıl, birleşen ve karşı dava olmak üzere üç ayrı dava bulunduğuna, bunların her biri bağımsız dava niteliğini taşıdıklarına göre, her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, asıl ve birleşen davalar yönüyle birlikte değerlendirme yapılmak suretiyle tek bir hüküm kurulması da doğru görülmemiştir. 3)Bozma nedenine göre, davacı-karşı davalı vekilinin tüm, davalı-karşı davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı-karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı-karşı davacı yararına, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı-karşı davalı vekilinin tüm, davalı-karşı davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl ve birleşen davada davacı-karşı davalıdan alınarak, asıl ve birleşen davada davalı-karşı davacıya ödenmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.