Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2908 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3019 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki sözleşmenin iptali, tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava dilekçesinin görev yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkilleri ile davalılar arasında 01.09.2010 ve 25.10.2010 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeri bulunduğunu, sözleşmeler çerçevesinde davalı yüklenicinin edimini yerine getirmediğini ileri sürerek, sözleşmelerin geriye etkili feshi ile davalılara ait tapunun iptali ile davacılar adına tesciline, dava konusu taşınmazların eski hale iadesi ile kat irtifakının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu gerekçesiyle, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. 6502 sayılı Kanun'un 3. maddesi gerekçesinde eser sözleşmelerinin kanun kapsamına alınmasına herhangi bir açıklama getirilmemiştir. Ancak kanunun sistematiği nazara alındığında kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı Mülga Borçlar Kanunu'nun 355 vd. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı açıktır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Yasada tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu işin üst düzey teknolojiyi gerektirmesi, sözleşme kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de bulunduğu nazara alındığında 6502 sayılı Kanunda kanun koyucunun salt kullanma ve tüketme amacına yönelik mutfak, dolap yaptırmak araç tamiri yapmak gibi dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir.Bu durumda, eldeki davada uyuşmazlığın 6502 sayılı Kanuna göre Tüketici Mahkemelerinde değil genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.