MAHKEMESİ : Konya 4. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 17/01/2013NUMARASI : 2010/491-2013/15Taraflar arasındaki asıl ve birleşen tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada taraf vekilleri, birleşen davada davalı mirasçıları vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Asıl davada davacı vekili, müvekkili ile davalı yüklenici arasında yedi adet taşınmaz için 21.07.2006 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşme ile davalının talebinden itibaren bir ay içinde 16620 ada 7 ve 8 parselin vefa hakkı konulmak şartı ile davalıya devredileceğinin ayrıca müvekkiline isabet eden, 16145 ada 6 parselde inşa edilecek on iki dairenin 31.01.2011 tarihinde, 17069 ada 1 ve 2 parselin tevhit edilmesi ile oluşacak yeni parselde inşa edilecek on daire ile 17070 ada 1 parselde inşa edilecek binadan iki dairenin 21.07.2013 tarihinde teslim edileceğinin, tüm dairelerin müvekkiline tesliminin akabinde ise 17072 ada 2 parsel ve 17070 ada 1 parselin vefa hakkı ile birlikte davalıya devrinin kararlaştırıldığını, ancak yaşlılığından ve hastalığından yararlanılan müvekkilinin hata ile en son tüm daireleri teslim almasından sonra devretmesi gereken 17072 ada 1 ve 2 parselin tevhidi ile oluşan 17072 ada 5 parsel üzerinde altı yıllık vefa hakkı tesisi ile davalıya devrettiğini, bu durumu ise 25.01.2010 tarihinde yapılan tespit dosyasında anladığını, kooperatifin acze düştüğünü, kalan süre içerisinde inşaatı tamamlamasının mümkün olmadığını ileri sürerek, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine, 17072 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının geriye dönük olarak tüm takyidatlarından arındırılmış olarak iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Asıl davada davalı vekili, davacının davayı sözleşmede teslim için kararlaştırılan süre dolmadan açtığını, işin zamanında bitirilmemesi halinde fesih değil cezai şartın istenebileceğini, sözleşmenin yerine getirilmesi konusunda bir ihtar gönderilmemesi nedeniyle temerrüt oluşmadığını, davacının fesih halinde müvekkilince yapılan inşaat bedelini ödemek zorunda olduğunu, davacının sözleşmede devri kararlaştırılan taşınmazları devretmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Birleşen davada davacı vekili, taraflar arasında imzalanan arsa payı inşaat sözleşmesi gereğince davalının sözleşmesinin imzalanmasından sonraki bir ay içerisinde 16620 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazın tapusunu vefa şerhli olarak kooperatife devredeceğini, ancak bugüne kadar devretmediğini ileri sürerek, 16620 ada 7 parsel ve 16620 ada 8 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile vefa şerhli olarak müvekkili adına tesciline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.Birleşen davada davalı vekili, davacının davaya konu parsellerin devrine ilişkin herhangi bir talebinin bulunmadığını, davalının edimlerini yerine getirmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı kooperatifin sözleşmede belirtilen tarihlerde inşaatı tamamlayıp davacıya taahhütlerini yerine getirmesinin mümkün olmadığı, ancak iyi bir planlama ile gecikmeli de olsa inşaatı tamamlama iradesinin bulunduğu, bu aşamada taraflar arasındaki akdin feshini gerektiren şartların gerçekleşmediği, sözleşmede belirtilen taahhütlerin gerçekleşmemesinde davacının 7 ve 8 parsel numaralı taşınmazların mülkiyetini devretmemesi ve inşaat ruhsatlarının alınmasına muvafakat vermemesi nedeniyle davacının kısmen, davalı kooperatifin ise 7 ve 8 parsel numaralı taşınmazların mülkiyetini devralması talebinde bulunmaması, inşaat ruhsatı alınmasına rağmen inşaatların yapım seviyesi nazara alındığında basiretli davranmaması, süresinde taahhütlerini yerine getirmesi için gerekli özen ve çalışmayı yapmaması, davacıya 21.01.2011 tarihinde teslim etmesini taahhüt ettiği 12 daireyi teslim tarihinin üzerinden yaklaşık 1,5 yıl geçmesine rağmen tamamlayıp teslim etmemesi nedeniyle kusurlu olduğu, akdin feshinin bu aşamada her iki tarafın da zararına sebebiyet vereceği, fesih şartlarının gerçekleşmediği, dava konusu 17072 ada 5 parsel nolu taşınmazın mülkiyetinin davalı kooperatife şartlar gerçekleşmeden yanlışlıkla devredildiği gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile sözleşmenin feshi talebinin reddine, 17072 ada 5 parsel no'lu taşınmazın davalı kooperatif adına olan tapu kaydının iptali ile devir tarihinden sonra tapu kaydı üzerine konan tüm takyidatlardan arındırılmış olarak davacı mirasçıları adına tesciline, birleşen davanın kabulü ile 16620 ada 7 ve 8 parsel numaralı taşınmazların davalı İ.. M.. adına olan tapu kaydının iptali ile davalılar lehine geri alım hakkı tesis edilmek kaydıyla davacı kooperatif adına tesciline karar verilmiştir.Kararı, asıl davada taraf vekilleri, birleşen davada davalı mirasçıları vekili temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle birleşen davadaki tescil hükmünün yükleniciye avans niteliğinde olup, kesin hüküm oluşturmamasına, asıl davada davalı kooperatif vekilinin süresinde verdiği temyiz dilekçesi sonrasında süresinden sonra "temyize cevap" başlıklı dilekçesinde ileri sürdüğü aslında ek temyiz dilekçesi niteliğinde olan ek temyiz nedenlerinin dikkate alınmasının gerekmemesine göre, asıl davada taraf vekilleri ile birleşen davada davalı mirasçıları vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Asıl davada davacı vekili tarafından 17072 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile tüm takyidatlardan arınmış olarak tescili istenmiştir. Dosyada bulunan tapu kaydında icra dosyalarında üçüncü kişilerce devir tarihinden sonra konulmuş haciz şerhlerinin bulunduğu görülmektedir. Mahkemece verilecek karar davada taraf olmayan üçüncü kişilerin haklarını etkileyecektir. Bu kişilerin taraf olmadığı bir davada verilen kararın onlara karşı infaz edilebilmesi olanağı bulunmadığı gibi davada taraf olmayanın durumu tartışılarak onun leh ve aleyhine bir karar da verilemez. Bu durumda mahkemece, tapu kaydındaki haciz şerhleri bulunan üçüncü kişiler aleyhine dava açmak üzere asıl davada davacı mirasçıları vekiline süre verilmesi, dava açıldığında bu dava ile birleştirilerek, tarafların iddia, savunma ve delilleri değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, taşınmazın tapu kaydı üzerine konan tüm takyidatlardan arınmış şekilde tesciline karar verilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada taraf vekilleri ile birleşen davada davalı mirasçıları vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün re'sen BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.