Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 283 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 7893 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile bir kısım davalılar vekili Av. ... gelmiş, diğer davalılardan gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Davacı vekili, müvekkili arsa sahibi ile dava dışı yüklenici ... arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, yüklenicinin sözleşme uyarınca edimlerini yerine getirmediğini ve sözleşmenin geriye dönük olarak mahkeme kararı ile feshedildiğini, ancak yüklenicinin taşınmazdan davalılara hisse devri yaptığını ileri sürerek, davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından; arsa sahibi davacı ile dava dışı yüklenici ... arasında 06.10.1995 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı, yine 09.09.1997 tarihinde, davacı tarafından davalılar ve dava dışı yüklenici ...'a hisse devri yapıldığı, yüklenici ...'ın 1/12 hissesini 14.08.2000 tarihinde eşit hisseler ile davalılar ... ve ...'a satış suretiyle devrettiği, yüklenici ...'a hisse devrinin dayanağının davacı arsa sahibi ile aralarında imzalanmış olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi olduğu, ancak anılan sözleşmenin geçmişe etkili olarak feshedilmesi karşısında, yükleniciden hisse satın alan davalılar ... ile ... yönünden tescilin yolsuz olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalılar ... ile ... adına kayıtlı 1/24'er payın davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, diğer davalılara yönelik davanın ise reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshedilmesi sonucu tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, davalılar ... ve ... hakkındaki davanın kabulüne, diğer davalılara ilişkin satışların arsa sahibi davacı tarafından yapıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye elverişli değildir. Davacı arsa sahibi ile dava dışı yüklenici arasındaki 06.10.1995 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, yüklenicinin edimlerini gereği gibi yerine getirmediği için ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 04.10.2011 tarih ve 2008/377 esas 2011/488 karar sayılı ilamıyla geriye etkili olarak feshedilmiş olup, hüküm, 10.09.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Geriye etkili fesih hâlinde, taraflar birbirlerine sözleşme gereği vermiş olduklarını geri isteyebileceklerinden arsa sahibi sözleşme uyarınca vermiş olduğu arsa payını geri alacaktır. Sözleşmeye konu taşınmaz kaydının arsa sahibi davacı adına olmasından dolayı tapu devirlerinin satış suretiyle davacı arsa sahibi tarafından yapılması tabidir. Ancak, bu satışların sözleşme uyarınca yüklenicinin gösterdiği kişilere yapılıp yapılmadığı konusundaki deliller toplanmamıştır.Bu durumda mahkemece, sözleşme uyarınca dava konusu bağımsız bölümlerin yükleniciye isabet edip etmediği, davalıların satış öncesi işlemleri kiminle yaptıkları, satış bedellerini kime ödedikleri hususlarının her bir davalı açısından ayrı ayrı değerlendirilmesi ve oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir.Kabule göre de; dosya kapsamından davacı arsa sahibi tarafından taşınmazın 1/12 hissesi 09.09.1997 tarihinde dava dışı ...'a devredilmiş, yine bu kişi tarafından 05.06.2000 tarihinde davalı ...'e satış suretiyle intikal etmiş olup, arsa sahibince dava dışı ...'e yapılan pay devrinin mahiyeti araştırılarak dava dışı ...'den taşınmaz hissesi alan davalı ...'ın TMK'nın 1023. maddesi uyarınca iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olup olmadığı hususunun mahkemece gerekçeli kararda tartışılmamış olması da doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.