MAHKEMESİ : İcra Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayet olunan vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Şikayetçi vekili,... Müdürlüğü'nün 2011/1996 sayılı takip dosyasında 11.11.2014 tarihli sıra cetvelinde 1. sırada müvekkilin alacağının bulunduğunu, dosya borcunun eksik hesaplandığını, dosyaya giren paranın nemasının ikinci sıradaki alacaklıya verilemeyeceğini, paranın nemalandırılmasının sebebinin itirazlar nedeniyle alacaklıya ödenemeyen paranın değer kaybının önüne geçmek olup; yeni bir tahsilatın söz konusu olmadığını, dosya borç hesabının ödeme tarihine göre yapılması gerektiğini, satış tarihi itibariyle 141.947,00 TL dosya alacaklarının bulunduğunu, ikinci sıraya bir para ayrılmasının mümkün olmadığını, bu nedenlerle sıra cetvelindeki dosya borcunun hesabına itiraz ettiklerini, şikayetin kabulünü talep ve şikayet etmiştir.Şikayet olunan, şikayete cevap vermemiştir.Mahkemece, iddia, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, ....Müdürlüğünce... esas sayılı takip dosyasında düzenlenen 11.11.2014 tarihli sıra cetveli kararının iptali ile icra dosyasında nemalandırılan 4.020,76 TL'nin.... Müdürlüğü'nün .... esas sayılı takip dosya alacaklısına ödenmesine, sıra cetvelinin yeniden düzenlenmesine karar verilmiştir.Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir.1-Şikayet, 11.11.2014 tarihli sıra cetveline ilişkindir.Ülkemizin de tarafı olduğu ve Anayasa'nın 90. maddesi gereği iç hukukun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6, 1982 Anayasası'nın 36. maddesinde adil yargılanma hakkına yer verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 27. maddesinde, adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olarak hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiş, bu hakkın, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirme yapmasını da içerdiği belirtilmiştir.İİK'nın 18/3. maddesinde "Aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir." hükmüne yer verilmiştir. Kanunda açıklık bulunmayan hallerde, duruşma yapılıp yapılmayacağı hakimin takdirine bırakılmış ise de; öngörülen takdir hakkı mutlak bir seçimlik hak olmayıp, halin icabına göre değerlendirilmesi gereken bir takdir hakkıdır. Sıra cetveline karşı şikayette bulunulması halinde bu takdir hakkının duruşma yapılarak kullanılması kanunun amacına uygun düşer. Mahkemenin takdirine göre duruşma açılmasının gerekli görüldüğü hallerde ilgililerin duruşmaya çağrılması yasal bir gerekliliktir. Şikayet sonunda hakları haleldar olabilecek alacaklıların savunma haklarını kullanabilmeleri ve adalet dengesinin sağlanabilmesi bakımından takdir hakkı, duruşma açılması yönünde kullanılmalıdırBu durumda, mahkemece, şikayet tarihinde yürürlükte olan HMK'nın basit yargılama usulüne ilişkin 316. vd. madde hükümleri uyarınca yargılamanın yürütülmesi, şikayet olunana şikayet dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilip, taraf teşkilinin sağlanması; İİK'nın 18. maddesi uyarınca duruşma açılması, tahkikatın duruşmalı olarak yapılması gerekirken, şikayet olunana şikayet dilekçesi tebliğ edilmeksizin dosya üzerinden yargılama yapılarak karar verilmesi doğru olmamıştır.Öte yandan, bir sıra cetveli için muhtelif alacaklılar tarafından farklı tarihlerde, farklı alacaklılara husumet yöneltilerek şikayette bulunulmuş olsa dahi, tüm şikayetlerin birlikte incelenerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde tek bir kararla sonuçlandırılması; birbiriyle çelişik hükümlerin engellenmesi, bir dosyada verilen kararın diğer dosyanın sonucunu etkileme olasılığından ve sıra cetveline ilişkin özel usul hükümlerinden kaynaklanan bir zorunluluktur.Aynı sıra cetveline yönelik farklı şikayetler hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması, kararların infazında da şüphe ve tereddütlere neden olarak uyuşmazlıkların uzun süre devam etmesi ihtimali doğurabilir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 14.02.1992 tarih ve 1991/3 E., 1992/2 K. sayılı kararında, bir yargı çevresinde aynı düzeyde bulunan birden fazla mahkemenin, davaların birleştirilmesi açısından aynı mahkeme sayılacağı belirtilmiştir.Somut olayda, aynı sıra cetveline ilişkin mahkeme'nin 2014/674 esasına kayıtlı şikayette, şikayetçi ....A.Ş. tarafından şikayet olunan M.. K.. hasım gösterilerek şikayette bulunulduğu, mahkemece her iki şikayetle ilgili yargılamanın ayrı ayrı yapılarak karar verildiği anlaşılmış olup, mahkemece her iki dosyanın HMK'nın 166/4. maddesi uyarınca birbiri ile bağlantılı olduğunun kabulü ile esas kaydı önce yapıldığı anlaşılan... esas sayılı dosya üzerinde her iki şikayetin birleştirilmesinin sağlanması ve sonucuna göre her iki şikayet yönünden karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.2-Bozma nedenine göre, şikayet olunan vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, şikayet olunan vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, şikayet olunan yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, şikayet olunan vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.