Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2779 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1950 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacılar vekili, müvekkileri ve dava dışı diğer arsa sahipleri ile dava dışı yükleniciler arasında arsa payı karşılığı ana ve ek sözleşmeler düzenlendiğini, sözleşme gereği 200 adet konut yapıldığını, fakat müvekkillerine verilmesi gereken 5 dairenin verilmediğini, 35 dairenin teslim edildiğini, verilmeyen dairelerin hangilerinin olduğunun bilinmediğini, sözleşmede bu hususun belirtilmediğini ileri sürerek, teslimi gereken 5 dairenin hangileri olduğunun tespiti ile bu dairelerin davacı arsa sahiplerine teslimini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacıların aynı konuda daha önce açmış oldukları davanın reddedildiğini, bu davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, davacılardan ...'in, müvekkilini ibra ettiğini, davada hasım olamayacağını, davada taraf olmayan fakat sözleşmede imzaları bulunan diğer arsa sahipleri ...ın davaya dahil edilmeleri gerektiğini, davanın mesnetsiz olduğunu, asıl müvekkilinin alamadığı dairelerin bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; 17.12.2001 tarihli sözleşmeyle davalı kooperatifin arsa sahibi olan davacılara 35 adet bağımsız bölümü devrettiği, ancak devri gereken diğer 5 adet bağımsız bölümü davacılara teslim etmeyip sözleşmenin diğer tarafı olan ...Ailesine devrettiği, davalının bağımsız bölümleri devretme yükümlülüğünün, ancak alacaklı olan davacılara devir yaptığında ortadan kalkacağı, dava dışı diğer alacaklıya yapılan devrin borçtan kurtarmayacağı, yasada ve sözleşmede, alacaklılar arasında teselsül bulunduğuna dair bir hüküm de bulunmadığı, davacının dairelerin verilmediğinin tespitini istemekte hukuki yararının bulunduğu gerekçesiyle, talebin kabulüne, davacıya 5 adet dairenin verilmediğinin tespitine karar verilmiştir.Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.1-Davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz istemi yönünden;Davalı vekilinin temyiz dilekçesi, davacı vekiline 20.01.2014 günü tebliğ edilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından HUMK'nun 433. maddesinde öngörülen 10 günlük yasal temyiz süresi geçirildikten sonra, 03.02.2014 günü harcı yatırılıp, temyiz kaydı yapılarak, katılma yolu ile temyiz edilmiştir..../...S.201.06.1990 gün ve 1989/3 esas,1990/4 karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararında, bu gibi hallerde Yargıtay tarafından da bir karar verilebileceği öngörüldüğünden, davacı vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.2-Davalı kooperatif vekilinin temyiz itirazlarına gelince;Taraflar arasında düzenlenen 17.12.2001 tarihli sözleşme ile 200 adet konutun yapılması ile %40 oranında arsa sahiplerine ait olacağı kararlaştırılmıştır. Sözleşmede imzası bulunan ve sözleşme konusu taşınmazda 1/2 pay sahibi olan dava dışı arsa sahipleri (Özkan Ailesi) bulunmaktadır. İş bu davada, talepte bulunan arsa sahipleri yukarıda belirtilen orana göre kendilerine 40 dairenin isabet etmesi gerektiğini ve 35 adedinin verilmesine rağmen 5 adedinin verilmediğini ileri sürerek, bu 5 dairenin hangi daireler olduğunun tespiti ile teslimini talep etmişlerdir. Taraflar arasındaki sözleşmeye göre inşaa edilecek binadaki bağımsız bölümlerin paylaşım oranı belirlenmişse de; hangi bağımsız bölümlerin kime ait olacağı kararlaştırılmamıştır. Bu hususun belirlenmesi, dava dışı arsa sahiplerinin hukukunu da etkilediğinden, davada taraf olarak bulunmaları gerekmektedir. Bu sebeple mahkemece, davacılara süre tanınmasıyla dava dışı arsa maliklerine karşı da, sözleşme hükümleri çerçevesinde hangi bağımsız bölümün kime isabet ettiğinin tespiti amacıyla, dava açılması ve işbu dava ile birleştirilerek sonucuna göre karar verilmesi gereklidir. Öte yandan, davalı yüklenici tarafından davacı arsa sahipleri aleyhine, İstanbul Anadolu 30. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/18 E. sayılı dosyası ile kendisine isabet eden bölümlerin tapusunun iptali ve tescili için dava açıldığı anlaşılmaktadır. Bağımsız bölümlerin kime ait olduğunun tespiti yönünden iki davanın birbirinin sonucunu etkileyeceği açık olmakla, anılan dava da gözetilerek karar tesis edilmelidir.3-Kabule göre ise; davacılar tarafından, kendilerine verilmesi gereken 5 adet dairenin tespiti ile teslimi talep edilmiş olmasına rağmen, bu dairelerin hangileri olduğu tespit edilmeksizin " davacılara 5 adet daire verilmediğinin tespitine " karar verilerek, uyuşmazlığın ortada kalmasına ve infazı mümkün olmayacak şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.SONUÇ:Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle, davacı vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin süre yönünden reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.